Öykü

Öykü
Öykü: Umuda kırpıntı | Rabia Coşgun
Hadisene, demişti görünmeyen elleriyle arkamdan itelerken. Hadi, vakit geldi. Git diyorum sana, diyerek ufak valizi küçük bedenimle beraber kapının önüne ...

Öykü
Öykü: Cam kırığı | Ahmet Mithat Şahin
Koşar adım ilerliyordu.Çarşı boyunca aralıklarla dizilen, yoksul işi, küçük mağazaların kapı önü iskemlelerinde sohbet eden, sıcaktan bunalmış yaşlıca birkaç esnaf, ...

Öykü
Öykü: Benzin İstasyonu | İlkay Noylan
Pişpirikten yeni kalkmıştık. Şanslı bir gündü. Bugün de masrafsız kalktım masadan. Çayları Remzi ödedi. Tabii onunla da konuşursunuz. Eve gitmek ...

Öykü
Öykü: Düşünen adam | Tacim Çiçek
Uykusuzlukla yorgunluk arası bir karmaşa içinde uyandım. Evde sessizlik var. Babam ve annem yine fabrikadalar. Kardeşlerim çıraklıkta… Hafiften bir müzik ...

Öykü
Öykü: Beyaz tel | Bülent Balcıgil
Ayna karşısında kendime gülüyorum, komik bulduğumdan değil. Otuz yaşına basalı birkaç ay oluyor ve bu sabah sol kulağımın hemen üzerinde ...

Öykü
Öykü: Psyche ve… | Tan Doğan
*“büsbütün hava imiş insan (sıklığı az veya çok); ruh havadan imiş.” / anaksimenes “henüz sıra kendine gelmeden evvel psika, psike, ...

Öykü
Öykü: Nerde başlar unutmak? Ya nerde biter? | Nilüfer Türk
Bakışları büfedeki fotoğrafa yapışmış oturuyor, kim çekti, ne zaman, hatırlamıyor, donuk donuk bakıyor sureti, acı mı var gözlerinde, halbuki hep ...

Öykü
Öykü: İlaç | Hasan Hüseyin Akkaş
Epeydir otobüs terminaline uğramıyordum. Yol boyunca yeni apartmanlar dikilmiş, yollar, kavşaklar yapılmış, ışıklandırılmış derken albenisi yükselmiş. Bildiğim yoldan giderek terminalin ...

Öykü
Öykü: Ölmüş bir annenin doğmamış oğlu | Oğulcan Taflan
İstemez, dedi kesin bir sesle. İnadını kırmaya çalışan ablası bunun nafile olduğunu görünce vazgeçti. ‘Kiminle geldin buraya?’ ‘Samet’le geldik. Çocukları ...

Öykü
Öykü: Kesişme | Yunus Çinçin
Kafasıyla işaret edip “Şu adamı görüyor musun?” dedi Atilla, Çatı Kafe’de karşılıklı oturmuş nargile içerken. Üstü başı perişan bir adam, ...

Öykü
Öykü: Bulutlar | Irmak Erkan
Sevgiyle büyütülmüş bir çocuktum. Her zaman el üstünde tutuldum. Şımartıldım. Her hatam mazur görüldü. Affedildi. Karşılığını iyi kötü verdiğimi düşünüyorum. ...

Öykü
Öykü: Cezir | Gizem Pınar Karaboğa
Deniz, kırışık dev bir boş sayfa gibi önümüzde. İzliyoruz yalnızca, kalemimiz yok. Zaten suya yazı yazmaktan farksız artık. Yılların alışkanlığıyla ...












