Öykü

Öykü

Öykü: Rüzgârgülü | Hatice Yaman

Annem beni badem gözlüm diye sever. Badem yemeyi çok sever belki de ondan olmalı. Aynaya baktığımda küçük basık burnum çekik ...

Öykü

Öykü: Kurabiye | Ebru Gazioğulları

Yaşlı kadın öğle sıcağı tüm sokakları ve meydanları ele geçirmeden evinden çıktı. Üzerinde çiçekli elbisesi, boynunda renkli büyük taşlı kolyesi ...

Öykü

Öykü: Sizin hiç babanız öldü mü? | Hüseyin Tuğrul

Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar, aldılar, götürdüler.”  Cemal Süreya Benim öldü, hem de kendi dükkanında. Yedirip içirip beslediği ...

Öykü

Öykü: Gayesiz Gözde | Buğu İzlem Tanık

Aynadaki yansımama baktım. Tek bir çizgi bile bırakmadan ütülediğim gömleğimin omzundaki hayali tozları silkeleyip eteğimi belime oturttum. Sımsıkı toplanmış topuzumdan ...

Öykü

Öykü: Erkeklerin yüz karası | Neslihan Hazırlar

Yaşadığın güzel günlerin hatırına sussaydın şerefsiz. Aşık olduğun kadının adını niye ifşa ediyorsun? Karına her şeyi söylemek zorunda mısın? Bir ...

Öykü

Öykü: Tuhaf bir görüşme | Samih Güven

Müdürüm “Günaydın”ıma her zamankinden farklı, soğuk bir karşılık veriyor. Üstüme alınmayıp özel bir meselesine yoruyorum. O sırada mesainin şaşmaz bir ...

Öykü

Öykü: Z raporu | Kadir Biçici

Ürün: Hayal Kırıklıkları                                                                                                                       Adet: 30 yıl Merhaba, ben Zafer Temizbaş ya da şirketteki çocukların bildiği haliyle “arka köşedeki Zafer ...

Öykü

Öykü: Saklama kabı | Samet Karabulut

Nebahat Hanım beni aldığında eşi Zafer Bey, suratını buruşturup “Ne gerek var, ev zaten saklama kabı dolu” diye söylenmişti. Bu ...

Öykü

Öykü: Palto | Nuriye Yıldız

Yirmi yaşıma henüz yeni girmiştim. Sokaklar gibi, evimizin de tümden karanlığa teslim olduğu zamanlardan geçiyorduk. Kaygılarımız büyüdükçe büyüyor, gölgemizden bile ...

Öykü

Öykü: Boş levha | Sevtap Ayyıldız

Vakit öğleye yaklaşıyordu ve ben oturduğum sandalyede yaşlanıyordum. Nedir bu, hatıra mı yoksa hatıranın hatırası mı, kafam çalışma masam kadar ...

Öykü

Öykü: Annem gitmeden önce | İlksen Özcan Çağlar

İlçenin girişindeki köprü üç otobüs uzunluğunda. Terminalde on kadar peron var. Sokaklar ne kadar dar. Zaman durmuş burada, durmadan önce ...

Öykü

Öykü: Sever de tırmalar da | Kardelen Uysal

Tam içirdiğini zannederken ilacı tükürmüştü Muhtar. Kardiyomiyopati var, demişti veteriner hekim. Kan pompalanması gerektiği gibi pompalanmıyordu. Kalbinde sıkıntı vardı. Rahmetli ...