Kısa Klasikler’de bu ay: Toparlak ve Kara Keşiş

Ekim 14, 2021

Kısa Klasikler’de bu ay: Toparlak ve Kara Keşiş

Guy de Maupassant’tan “Toparlak” ve Anton Çehov’dan “Kara Keşiş” Can Yayınları etiketiyle Kısa Klasikler dizisinden yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Bir oturuşta okunabilecek en çarpıcı Kısa Klasikler çağdaş illüstratörler tarafından özel olarak tasarlanan kapaklarıyla okurlarla buluşmaya devam ediyor.

Toparlak

Ancak Maupassant’ın hayal gücünün bir araya getirebileceği bir grup yolcunun portresi.

Sıradan hayatlardan sıra dışı öyküler çıkaran Maupassant her sınıftan karakteri bir araya getirerek dönemin Fransız toplumunu mercek altına alıyor.

Toparlak, iki rahibe, bir aristokrat, bir tüccar, bir burjuva çift, bir demokrat ve bir fahişenin aynı arabada seyahat ettiği karlı bir yolculuğun hikâyesi. Maupassant’ın Fransa halkının yaşantısına, ikiyüzlülüğüne ironiyle yaklaştığı bu öykü, yazarın külliyatında ayrı bir öneme sahip.

Fransa-Prusya Savaşı’nın sürdüğü bir kış gecesi yola çıkan bu küçük topluluğun doluştuğu araba saatlerce karda gömülü kalınca, fahişe Elisabeth Rousset, piknik sepetindeki birbirinden lezzetli atıştırmalıkları ve şarabı yol arkadaşlarıyla paylaşmaya karar verir. Ancak bu fedakârlığının karşılığını pek de beklediği gibi alamaz. 

#kısaklasikler #fransızklasikleri #yolculuk #savaşyılları #riya #ahlak #ironi

Çeviri: Tahsin Yücel
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 56
Fiyat: 8,50 TL      

GUY DE MAUPASSANT, 1850’de Dieppe yakınlarında doğdu. Ailesi Normandiya kökenliydi. İlk eğitimini kilisede aldı, on üç yaşında bir ilahiyat okuluna gönderildi. 1869’da Paris’te hukuk okumaya başladı. Fransız-Alman Savaşı’nın çıkması üzerine öğrenimine ara vererek gönüllü olarak savaşa katıldı. Toparlak adlı öyküsüyle elde ettiği başarının ardından, dönemin önemli haftalık yayınları Le Gaulois ve Gil Blas‘da makaleler yazdı. Birçok öyküsü ilk kez Gil Blas’da yayımlandı. Fransız toplumunun zengin bir panoramasını çıkardığı öykülerinin gücü, tüm karakterlerini ironik bir kaçınılmazlığın kurbanları olarak sunmasından kaynaklanır; yazgılarına karşı çaresizce mücadele eden insanların öykülerini yazmıştır. Romanları ve şiirleri de bulunan, ancak asıl öykü sanatında yeni pencereler açan yazar 1893’te öldü.

TAHSİN YÜCEL, 1933’te doğdu. Galatasaray Lisesi ve İÜ Edebiyat Fakültesi Fransız ve Roman Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nü bitirdi. Mezun olduğu bölümden 2000 yılında profesör olarak emekliye ayrıldı. Öykü derlemeleri, romanları, bilimsel araştırmaları ve kurumsal yazılarının yanı sıra Balzac, Flaubert, Daudet, Gide, Simenon, Jean Giraudoux, Proust, Camus, Sartre, Malraux, Saint-Exupéry gibi yazarların eserlerini dilimize kazandıran Yücel, 1984’te Azra Erhat Çeviri Üstün Hizmet Ödülü’ne değer görüldü, 1997’de Fransız hükümeti tarafından Palmes Académiques Nişanı, Commandeur derecesi verildi. Tahsin Yücel 2016’da öldü.

Kara Kesiş

Çehov’un en mistik, en sıra dışı öyküsü.

Çehov’un deliliği dâhilikten ayıran ince çizgiyi aşan bir adamın hikâyesini anlattığı öyküsü, Tolstoy’un da övgüsünü kazanmış en önemli eserlerinden biridir.

Çoğunlukla bir edebiyatçı olarak tanınsa da, Çehov aynı zamanda başarılı bir hekimdir. Tedavi ve ilaçların, hastalığın her zaman yegâne çözümü olmayabileceğini vurgulayan Kara Keşiş, Çehov külliyatında özel bir yere sahiptir.

Müstakbel felsefe profesörü Andrey Kovrin, deha sandığının aslında bir akıl hastalığı olabileceği ihtimalini sorgulamaya başlayınca, yaşamı halüsinasyonlarla dolu bir kâbusa dönüşür. Sadece kendisine görünen siyahlar içindeki keşiş sureti, onu anlayan tek kişidir artık. Belki de söylenenin aksine bir akıl hastası değil, insanlığa büyük faydaları dokunacak bir felsefe dehasıdır… Çöküşünün sonlarına doğru nerede hata yaptığını sorgulayan Kovrin için, yazgısını değiştirecek zaman kalmamıştır.

#kısaklasikler #rusklasikleri #delilik #halüsinasyon #hayalet #felsefe #deha

Çeviri: Mehmet Özgül
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 56
Fiyat: 8,50 TL      

ANTON ÇEHOV, 1860’ta, Taganrog’da, küçük bir taşra bakkalının oğlu olarak dünyaya geldi. Ortaöğreniminden sonra liseyi kentte okudu. Yunan ve Latin klasiklerini temel alan bir öğrenim gördü. 1879’da Moskova Tıp Fakültesi’ne girdi. 1884’te çeşitli hastanelerde görev almaya başladı ve Bukalemun başlıklı ilk öykü kitabı aynı yıl yayımlandı. Bu dönemde kısa oyunlar da yazdı ve İvanov (1887) adlı oyunuyla dram tekniği alanında Rus tiyatrosuna büyük yenilikler getirdi. “Alacakaranlık” adlı öykü kitabıyla Puşkin Ödülü’nü kazandı. Bozkır (1888) adlı uzun öyküsüyle büyük bir yazar olarak tanındı ve öykünün, Rusya’da yazınsal bir tür olarak yerleşmesini sağladı. Hastalığına rağmen, Duçetka (1899), Küçük Köpekli Kadın (1899) gibi ünlü yapıtlarını bu dönemde kaleme aldı. Vanya Dayı (1897), Üç Kız Kardeş (1900), Vişne Bahçesi (1903) gibi büyük oyunlarını hayatının son yıllarında yarattı. 1904 yılında, eşi ve ünlü tiyatro oyuncusu Olga Knipper’le gittiği Badenweiler’da ölen Çehov, çarlık dönemindeki siyasi çıkmazları, basit insan yaşantılarını büyüteç altına almaktaki ustalığı, Tolstoy’u hayran bırakan yalın ve ölçülü biçemi, gelenekselliği aşan anlatım biçimiyle dünya edebiyatının ustaları arasına katıldı.

MEHMET ÖZGÜL, 1936’da Nevşehir’de doğdu. İlk ve ortaokulu Avanos’ta, liseyi Kuleli Askerî Lisesi’nde bitirdi. Rusça öğrenimine lisede başladı. 1959’da Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. 1979’a kadar, çeşitli askerî okullarda Rusça öğretmenliği yaptı ve yaz aylarında Rus yazarlardan çeviriler yaptı. Emekli olduktan sonra bütünüyle yazınsal çeviriye yöneldi. Tolstoy, Gorki, Gogol, Dostoyevski, Çehov, Ehrenburg, Aytmatov, Simonov, Yevtuşenko gibi, Rus edebiyatının önde gelen yazarlarının yapıtlarını dilimize kazandırdı. İstanbul’da yaşıyor.

edebiyathaber.net (14 Ekim 2021)

Yorum yapın