“Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık” hakkında | Onur Uludoğan

I 1999 depremini yaşayanlar hatırlayacaktır. Deprem bölgesinde olsun, olmasın hemen herkes yaşananları anlayabilmek adına televizyonlara kilitlenmiş ve büyük bir dikkatle dönemin Rasathane Müdürü, Jeofizik Mühendisi Ahmet Mete Işıkara’ya kulak verir olmuştu. Fay, kırık, büyüklük, şiddet, Kuzey Anadolu Fay Hattı gibi onlarca yeni kavramı o günlerde duymuş, anlamaya çalışmış ve gelecekte neler olabileceği üstüne kafa yormuştuk. … Read more

Her yazarın bu tür anlatıların üstesinden gelmesi zordur | Onur Uludoğan

I 1957 Honduras doğumlu Horacio Castellanos Moya, 1960 yılında babasının ülkesi olan El Salvador’da yaşamaya başlar ve orada büyür. 1979 yılında üniversite eğitimi için Toronto’ya gider. Yaşamının devamını Kosta Rika ve Meksika’da sürdürür. Bu süreç 1991’e kadar devam eder. 1991’de El Salvador’a dönen Moya, yaşamını çeşitli dergilerde çalışarak ve yazarak sürdürür. Moya, 31 Aralık 1995 … Read more

Varlam Şalamov’u tanımak için | Onur Uludoğan

I 28 Eylül 2016’da Nature dergisinde yayımlanan bir araştırma, memelilerin ortalama yüzde 0,3’ünün tür içi şiddet nedeniyle öldüğünü ortaya koyuyor. Alanı biraz daha daraltıp primatlara indirgediğimizdeyse bu oran yaklaşık olarak yüzde 2’ye yükseliyor. Alanı biraz daha daraltıp, insana baktığımızdaysa dönemsel dalgalanmanın oldukça yüksek olduğu sonucuna ulaşabiliyoruz. Örneğin, ortaçağda insanın insana uyguladığı şiddet nedeniyle ölenlerin oranı … Read more

“Onur Ünlü’nün romanını nasıl buldunuz?” | Onur Uludoğan

I Onur Ünlü, başta sinema olmak üzere elini attığı her alanda farkını ortaya koyabilen sanatçılardan. 2000’li yılların başında Ah Muhsin Ünlü adıyla, şiirlerini kendi olanaklarıyla kitaplaştırdığında, kitap elden ele dolaşmış ve kendi çapında bir okur kitlesi edinmişti. Gidiyorum Bu, adını taşıyan kitap kısa süre içinde kült statüsüne erişti, ikinci baskısı Sel Yayıncılık tarafından yapıldı ve … Read more

Klaus Mann’ın kült romanı | Onur Uludoğan

I Demokratik rejimlerde bile sanatçıların iktidarla kurdukları ilişkiler her zaman sorgulanır. Demokratik olsun olmasın hemen her rejim, meşruiyetini pekiştirmek adına kültür sanat alanında etkin olmak, kabul görmek ister. Popülist, ılımlı otoriter figürlerin veya diktatörlerin yönetimde olduğu ülkelerde ise sanatçılardan, muhalefet göstermeseler bile egemen rejimle aralarına mesafe koymalarını bekleriz. Çoğunlukla da böyle olur. Kimi dönemlerde egemenler, … Read more

“Kumandanı Öldürmek” tarihi bir roman mı? | Onur Uludoğan

I 12 Ocak 2019’da 70 yaşına giren Haruki Murakami, dünya edebiyatında, yaşayan yazarların arasındaki en popüler isimler arasında sayılabilir. 2. Dünya Savaşı’nın olumsuz etkilerinin sürdüğü 1949 yılında, Budist rahibin oğlu olan bir baba ile Osakalı bir tüccarın kızının birlikteliğinden dünyaya gelen Murakami “batılı” tarzda diyebileceğimiz bir eğitim alarak büyür. Waseda Üniversitesinde okurken tanıştığı Yoko ile … Read more

“Öteki” ile kurulan ilişkiye dair unutulmaz bir roman | Onur Uludoğan

I Evrim üzerine yapılan çalışmalar bize türümüzün, “öteki” diye adlandırabileceğimiz hemen her şeye acımasızca şiddet göstermesinin nedenlerini başarıyla açıklıyor. Sınırlı kaynakların paylaşımı için dişe diş mücadele ettiğimiz dönemlerden kalan savunma içgüdümüz, medenileştiğimizi iddia etmemize rağmen varlığını hâlâ koruyor. Bu açıdan baktığımızda, bölgesel ve kitlesel savaşlardan tutun da ırkçılığın ortaya çıkma nedenlerine kadar aklımıza takılan birçok … Read more

Yüzleşmekten kaçındıklarımızı tokat gibi çarpan bir roman: “Mahcubiyet ve Haysiyet” | Onur Uludoğan

I Üniversite yaşamını hakkını vererek yaşayan bir insan, hiç kuşku yok ki yıllar sonra bir durum değerlendirmesi yaptığında, yaşamının en güzel dönemlerinden birini yaşadığını söyleyecektir. Sosyal ve kültürel etkinliklere ulaşımın kolay olduğu, büyük kampüse sahip, nitelikli öğretmenlerin ve öğrencilerin bulunduğu bir üniversite, hemen herkese çok şey katar. Çoğu insan için aileden ilk defa uzaklaşılan, tek … Read more

Beat Kuşağı üzerine | Onur Uludoğan

I Beat Kuşağı’nın tohumları 1940’lı yıllarda atılır. 1950’li ve 1960’lı yıllar ise bu kuşağı oluşturan sanatçıların en önemli eserlerinin yayımlandığı zamanlardır. Bu dönemde yayımlanan ve dönemine damgasını vuran eserler, aradan geçen onca yıla rağmen hâlâ önemini korur, çokça okunur ve kendinden sonra gelen nesli etkisi altına almayı sürdürür. Jack Kerouac, Allen Ginsberg, Lucien Carr ve … Read more

Oldukça sert bir roman: “Felaketzedeler Evi” | Onur Uludoğan

I 15 Temmuz darbe girişimi yaşandığında uzun sürecek bir yolculuğun başlarındaydım. Yolda olmanın getirdiği savruklukla ve internet erişiminin sınırlı olması nedeniyle olan bitene dair küçük parçaları öğrenmekten öteye gidememiştim. Birkaç gün sonra da yaşananların netleşmesi için zamana ihtiyaç olduğunu görüp gelişmeleri takip etmeyi bırakmıştım. Bununla birlikte kontrolüm dışında yaşanacaklar nedeniyle “Ya geri dönemezsem?” diye düşünmeden … Read more

Birçok yere selam çakan kitap: “Gergedan” | Onur Uludoğan

I Geçmiş, üzerinden geçen zamanla birlikte daha yorumlanabilir bir hale gelir. Yaşananlar sonuçlarını vermiş, biz değişmişiz ve olayları daha soğukkanlı bir şekilde yorumlayabilecek bir zemin oluşmuştur. Bu çerçeveden bakıldığında içinde bulunduğumuz anı yorumlamak ve anlamak en zor işlerden birisidir. Bu çaba, çoğunlukla başarısız bir girişim olmaktan öteye gidemez. On yıl veya yirmi yıl sonra bugünlere … Read more

Kıymeti bilinmemiş bir yazar: Fikret Ürgüp | Onur Uludoğan

I Orhan Koçak, Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ı ile Ayhan Geçgin’in üç romanını incelediği Tehlikeli Dönüşler isimli kitabının girişinde şu bilgileri verir: “Atılgan’ın Aylak Adam’ının ilginç bir yayımlanma ve kabullenilme tarihi var. 1958’de Yunus Nadi yarışmasında ikincilik aldıktan bir yıl sonra Varlık Yayınlarından çıkmış ve sınırlı bir övgüyle birlikte epey bir dirençle de karşılaşmıştı. Aynı yayınevinden … Read more