Onur Işık, Julia Bachstein’in “Kedi Hikayeleri” adlı kitabı üzerine yazdı

Yeni başlayanlar için kediler! Kediler üstüne neredeyse herkesin belli bir ön kanaati vardır; onları nankör ya da oyunbaz şirin yaratıklar olarak görmemiz gibi. Kedi Hikayeleri işte bizim bu kanaatlerimizden yola çıkarak çeşitli öyküleri harmanlayıp önümüze sunmuş. Kimisi sizi gülmekten kırıp geçirecek, kimisiyse yüreğinizde bir sızı bırakacak olan bu hikayelerin çoğunluğu Alman edebiyat alemine mensup yazarlardan … Read more

Onur Işık, Ertuğ Uçar’ın “Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer” adlı kitabı üzerine yazdı

Yine seni seyrettim! Sonsuz maviliğin kıyısında, ortasında ya da biraz uzak bir kenarında rastlarız onlara. Zaman zaman mahzunluğu gövdesine yapışan yosunlardan okunan deniz fenerlerinden bahsediyorum. Denizin ve denizcilerin bu hüzünlü ama mağrur arkadaşını Ertuğ Uçar’ın kitabı Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer karşıma çıkardı tekrardan. Tekrardan diyorum çünkü bu güzel öykü kitabı geçen sene bir yolculuk … Read more

Melike Uzun, Rita Felski’nin “Edebiyat Ne İşe Yarar?” adlı kitabı üzerine yazdı

Edebiyat Ne İşe Yarar sorusu  edebiyatın işe yaramayabileceği ya da en azından bazılarının bu tezi savunuyor olabileceği düşüncesini içinde bulundurmaz mı? Hatta daha da ileri gidersek bu tümcenin, edebiyat bir işe yaramaz, yargısını vurgulamak için kurulduğunu bile söyleyebiliriz. Son zamanlarda kimsenin açıkça söyleyemediği, pek çok kişinin, özellikle doğum tarihi bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasına denk gelenlerin, aklından sıkça geçirdiği … Read more

Nazlı Karabıyıkoğlu, Cemil Kavukçu’nun “Yalnız Uyuyanlar İçin” adlı kitabı üzerine yazdı

Yalnız Uyuyanlar İçin Bir Kovalamaca Aylar boyu peşine düştüğüm sözcükler, sokağın köşesinden dönüp kaybolmuştu. Bir elimde kalem, diğer elimde kâğıtlar, “Tamam,” demiştim. “Bitti, kovalamaca buraya kadarmış.” Cümlesiz, noktasız, virgülsüz, eve dönüp pencerenin önündeki zavallı sandalyeye çökmüştüm. Kurtuluşum, amacım, umudum olan öykülerim birbirlerini yiyip bitirmişti. En sonunda! Bir kütüphane dolusu kitabın karşısında oturuyordum işte. Neden sonra … Read more

Fadime Uslu, İshak Reyna’nın derlediği, “Yazarın Kuramı-Eserimi Nasıl Yazdım?” adlı kitap üzerine yazdı

Yazarının Kaleminden Yapıtların Yaşamöyküleri Genel olarak, tanımı ve yorumu en çok yapılan sanattır edebiyat. Eleştiri kuramlarının her birinin kendine özgü dili, yöntemi, ilkeleriyle edebi eser her defasında yorumlarla yeniden inşa edilir, düzenlenip yeniden yapılandırılır, yapıbozumla parçalara bölünerek göstergelerinin izinde anlam üretimi sürekli çoğaltılır. Eserin, eserle birlikte sanatçının estetik ideolojisini, hakikatini ortaya çıkarmaya çalışır. Günümüzde olduğu … Read more

“Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” | Emrah Polat

“Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” Bu cümleyle Dostoyevski, memur Akaki Akakiyeviç’in hikâyesinin anlatıldığı Palto adlı öyküye göndermede bulunarak Rus ve dünya edebiyatında önemli yer tutan gerçekçilik akımının köklerini Gogol’e dayandırır. Bir manik-depresif olan Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852) ilk atağı geçirdiği 31 yaşından sonra dönemin tedavi yöntemleri nedeniyle büyük acılar çekti ve birkaç kez intiharın eşiğinden döndü. … Read more

Harika Dural’dan “Dilsiz Şehrin Delisi” adlı öykü

Boşuna bir anlam arıyorsun;  ifadesiz ve donuk bakan gözlerimde. Rakı bardağının arkasında,  camın olduğundan  büyük  gösterdiği  gözlerinde;  hem merak, hem de derinlerden gelen  bir acıma duygusu  seziyorum. Benimle empati kurmaya çalıştığını  biliyorum.  Yüce ruhun sınırsız hoşgörüsü.    Başımı, gece gündüz tüllerini hep açık bıraktığım pencereye çeviriyorum. Sanki  o anda açıp çıkacağım. Kaçacağım senden. Gözlerine bakmamaya çalışıyorum. … Read more

Hasan Sever’den “Cinayet (Ma)hali” adlı öykü

Hasan Sever Zürih Herhangi bir gün Kan ter içinde içeriye girdi. “Çok aradın mı burayı? Gelene kadar canım çıktı.“ “Canına kastım var, bilmiyor musun?” dedim, bütün patavatsızlığımla. Lafı uzatmayı severdi ama gününde değildi. Bilgisayarı bıraktığı gibi, “Hemen gitmem lazım, işe geç kalıyorum” deyip, çıktı. Arkasından, “Nesi var?” diye bağırmak zorunda kaldım. “Bilmiyorum, bir bak, çok … Read more

Ayça Erkol’dan “Marifet” adlı öykü

Sekiz kadın, her salı toplanıyorlar. Ütü buharı, çocukların tırnak kiri, halı tozu ile gizlenen ışıltıları biraz çaba ile salı günleri ortaya çıkıyor. Birkaç saatliğine de olsa sekiz bezgin ruh, sekiz kahkaha oluyor. Öyle çok ortak noktaları var ki, aralarındaki şeye neredeyse gerçek bir dostluk demek mümkün. Hepsinin kocaları huysuz, uyurken horluyor, osuruyor ve bir gecelik … Read more

M. Hakkı Yazıcı’dan, “Abidin’i Yitirmek” adlı öykü

Dizüstü bilgisayarı ve dosyalar…Çantası, içinde tomar tomar kağıtlar,…  “Ne kadar pasaklıyım,” diye kızdı kendi kendine…Uçları kıvrılmış, tiftiklenmiş, üzerine çay, kahve dökülmüş, sigara külü düşürülüp ortası yanmış kağıtlar… Tasdikli bilançolar, gelir tabloları, ayrıntılı mizanlar, faaliyet Raporları, hazirun cetvelleri… Her gün evden bankaya, bankadan eve taşıyıp durduğu bütün bu ıvır zıvırla dolu çantası, bilgisayarı elinde, topuklu ayakkabılarının … Read more

Özlem Kiper’den, “Mor ve Ötesi” adlı öykü

Alacakaranlık:  En son ne zaman yemek yedim? Ya su, su içtim mi bugün, ondan önceki gün? Bugün ne zaman başladı? Yüreğimin sesine ayak uyduran saatin tik-takını bile duymaz oldu kulaklarım. Her geçen saniye kendi ahir zamanlarıma yaklaşıyorum. Buzdolabının sessizliği parçalayan silkinişleri, öte taraflardan topluyor beni. Yoksa hep aynı zamandayım. Kız ellerimin işlediği etamin yastığa bakan … Read more

Melike Diler’den, “Çıkmaz Deniz” adlı öykü

Dönme Nuran! Gözünü seveyim, ömrünün kesintisiz on yedi yılını geçirdiğin bu kenar mahalleye dönme. Haklısın bizim buralar yüksektedir, şehre nazır manzarası iyidir, havası hep temizdir, sokakları çocuk sesleriyle cıvıl cıvıldır. Tamam, yüz elli senelik hikayesi olan baba evin de buradadır, ama sen yine de dönme buralara. Senin varlığının ilk farkına vardığım 301. Sokak ile 302. … Read more