Orhan Pamuk Veba Geceleri’ni OT Dergisi’ne anlattı: “Bir tarihçi olarak da kafamdaki tuhaflığı göstereyim dedim.”

Nisan 1, 2021

Orhan Pamuk Veba Geceleri’ni OT Dergisi’ne anlattı: “Bir tarihçi olarak da kafamdaki tuhaflığı göstereyim dedim.”

Orhan Pamuk “Bir tarihçi olarak da kafamdaki tuhaflığı göstereyim” dediği Veba Geceleri romanı için ilk yazılı söyleşisini OT Dergisi’nden Dündar Hızal için yaptı.   

“Ben bu romanı yazarken içimden bir tarihçi çıktı” diyen Orhan Pamuk’un Veba Geceleri romanı Türkiye’nin modernleşme sorunlarıyla uğraşıyor. 20’inci yüzyıl başında ülkedeki Aktar-Eczane çekişmesi ve iktidarın aldığı pozisyon gibi pek çok mesele aslında Türkiye’nin bugün yaşadığı modernleşme sancılarına işaret ediyor.  “Büyük, iddialı tarihi cümleler telaffuz etmiyorum. ‘Üçüncü veba pandemisini Osmanlı’ya falanca getirmiş’ ya da ‘aslında V. Murat iyi adam da Abdülhamit kötüymüş’ ya da bunun gibi tarihi sırları deşifre eden bir kitap yazmadım. Ama şeyler arasında değişik ilişkiler kuran bir kitap yazdığımı hissettim” diyen Orhan Pamuk, Dündar Hızal’la olan sohbetinde popüler tarih için de şunları söylüyor:

“Resmi tarihçiyi devlet yola getirir, popüler tarihçiyi ise okurlar…”

“Tabii popüler tarihçiler ‘Kes palavrayı da bol tarafından’ yaklaşımları nedeniyle romancıya biraz yakınlar. Ama onlar yine de tarihçi oldukları için, halk onların kurgusal şeyler anlattığını düşünmediği için okuru epey yanıltırlar. Romanımda popüler tarihçilere sevgi gösteriyorum, onları ciddiye alıyorum. Mîna Mingerli bile ‘Popüler tarihçileri çok ciddiye alıyorsun’ diye eleştirilmiş ve cevap veriyor bir yerde buna. Ama öte yandan Mîna Mingerli’nin popüler tarihçilerin yalanlarına sinirlendiğini
de anlıyoruz. ‘Kraliçe Victoria kızını Abdülhamit’e vermek istemişti’ gibi saçmalıklar vardır popüler tarihte. Ama tabii popüler tarihçinin engeli de gazete okuru tarafından sevilmek zorunda olmasıdır. Sen bir tarih köşesi yap, kimse okumasın! İşine son verirler. Onun için işte biraz seks, biraz milletin gururunu okşayacak palavra sıkarlar. Resmi tarihçiyi devlet yola getirir, popüler tarihçiyi ise okurlar bitmez tükenmez milliyetçi talepleriyle hizaya sokarlar…”

“Karakterim Atatürk’e benziyor”

Ölüleri yıkamak yerine kireçlemek gibi İslam dinine uymayan bir tavır sergileyen romanın karakteri Doktor Nuri için, “Doktor Nuri birazcık da Jön Türkler’e, düşünsel olarak Kemal Atatürk’in konumundaki bir modernleşmeciye benzediği için de, bu romanı yazdım” diyen Pamuk ekliyor: “Her ülkede muhafazakârlarla modernlerin ya da özgürlükçülerin, liberallerin ya da solcuların kavgası vardır. Ama hiçbir ülkede bu kavga Avrupa taraftarlarıyla Asya taraftarları kavgasına ve bu kadar belirgin bir şekilde Doğu-Batı kavgasına dönüşmemiştir.”“Hükümetin hiç mi matematik, istatistik bilen danışmanı yok?”

Dündar Hızal’ın soruları doğrultusunda Türkiye hükümetinin salgın ve pandemi sürecini yönetmesini de şöyle eleştiriyor Pamuk:  “Bir gün 64, bir gün 63, öbür gün 61 ölü olmaz. Bu düzgün matematik akış hayatın akışına uygun değil. Belli ki birisi yazıyor “Bugün 131 ilan edelim” diye, gerçek rakamlara bakmadan. Sonra düşüş başlıyor. Oysa hayat böyle değildir. Hiç mi matematik, istatistik bilen danışmanı yok?”

Boğaziçi Üniversitesi’ne dair: “Uygunsuz bir rektör.”

Boğaziçi Üniveritesi’ne atanan rektörle birlikte ortaya çıkan Boğaziçi Direnişi’ni desteklediğini söyleyen Orhan Pamuk, üniversiteye yapılanların çok yanlış ve ayıp olduğunun altını çizerek şunları söylüyor: “Çok yanlış bir ısrar. Uygunsuz bir rektör” diyor ve şöyle devam ediyor: Boğaziçi’nde direnen profesörlere, öğrencilerede çok saygım var. Herkesin kolaylıkla tutuklanıp, hayatının karartıldığı bu ortamda bu insanlar cesaretle “hayır” diyebiliyorlar. Demek ki çok kızgınlar, haksızlığı kaldıramıyorlar ve onların bu cesareti pek çok kişiye örnek oluyor. Hükümetin, devletin, en yukarıdakilerin yaptıklarının yanlış, milletin geleceğini körelten şeyler olduğuna içtenlikle inanıyorum.”

İlk kez OT Nisan sayısında: Orhan Pamuk’un Hatıra defteri

OT Nisan sayısında ayrıca OT okurlarını bekleyen bir sürpriz de var. Orhan Pamuk’un neredeyse 60 yıldır tuttuğu, yazıların yanı sıra çizimlerinin de olduğu hatıra defterleri sayfalarından seçmeler önümüzdeki aylarda “Uzak Dağlar ve Hatıralar” adıyla yayımlanacak. Pamuk, bu kitaptan yıllardır düşündüğü ve sonra yazmaya başladığı Veba Geceleri ile ilgili sayfaları sadece OT okurlarıyla paylaşıyor.

edebiyathaber.net (1 Nisan 2021)

Yorum yapın