Muz Kabuğu Cinayeti: Nitelikli bir ilk roman | Serkan Parlak

Eylül 21, 2020

Muz Kabuğu Cinayeti: Nitelikli bir ilk roman | Serkan Parlak

Oyun yazarı, rejisör, oyuncu olarak onlarca ödül alan, kültür-sanat hayatımıza her daim nitelikli katkılar yapan tiyatro dünyamızın değerli isimlerinden usta tiyatro sanatçısı Erhan Gökgücü’nün ilk polisiye romanı Muz Kabuğu Cinayeti, Bilgi Yayınevi etiketiyle yazarın vefatından yaklaşık altı ay sonra okurla buluştu.

“Muz kabuğuna basarak apartman boşluğuna düşüp ölen bir kadın. İlk bilgi bu. Peki arkasındaki gerçekler nedir?  Kaza süsü verilmiş bir cinayet ve ardından işlenen başka bir cinayetle gelişen olaylar… Erhan Gökgücü’nün kaleminden, iktidar ve güç çatışmalarının insan ilişkilerindeki etkisini, başarılı bir biçimde iki cinayetin temel motivasyonu olarak ele alan etkileyici bir polisiye roman.”

Romanın başkahramanı Cinayet Büro Dedektifi Başkomiser Cevahir, sabaha karşı haber aldığı bir cinayetle ilgili ilk araştırmayı kendisinden önce gelen iki polis arkadaşıyla birlikte yapar. Beşinci katta oturan bir kadın asansör boşluğundan düşmüştür. “Oldukça eski model asansör merdiven boşluğunun büyük bir kısmını kaplasa da sol yanında genişçe boşluk vardı. Merdivenlerin tırabzanları epey yüksekti. ‘Pera Palas’ın asansörü gibi. Evet, buradan biri kolayca düşebilir.’” Cevahir asansörü, merdiven boşluğunu ve kadını dikkatlice inceler. Kadının kocası geceleri bir gazete matbaasında çalışmaktadır. Karı koca yaşarlar, başka kimseleri yoktur, dördüncü kattaki yaşlı kadın akrabaları dışında.

Peki ya son anda ortaya çıkan muz kabuğu da nedir? Neyse ki delil olabilecek önemli bir şey olarak çöpe gitmemiştir. İki polis arkadaşı olayın kaza olduğuna inanmakta (kadın gece biriyle buluşur, eşi işten dönmeden eve koşar, alkollü olduğundan asansör çıkışı muz kabuğuna basar, ayağı kayarak merdiven boşluğundan asansörün üzerine düşer.) ve dosyayı bir an önce kapatıp eve gitme ve uyuma derdindedir. Ancak Başkomiser Cevahir için temel soru şudur, bu olay kaza mıdır yoksa kaza süsü verilmiş bir cinayet mi?

Romanın başkahramanı Cinayet Büro Dedektifi Başkomiser Cevahir nasıl bir polis olduğuna bakalım. Başkomiser çok dikkatlidir, zekidir, olay yerinde var olan kanıtları en ince ayrıntısına kadar bulmaya, incelemeye çalışır. Yanına plastik eldiven almayı unuttuğunda beyaz mendilini kullanır. Çok fazla sigara içer, kahveyi sever. Pera civarındaki evinde kedisiyle birlikte yaşar. Emektar düldülü 1974 coupe Jaguar bir süredir tamircidedir. Bazen emekliliğine birkaç yılı kalmış bir cinayet büro dedektifi olarak entipüften işlere gönderilerek gün doldurtulduğunu düşündüğü bile olur.

Muz Kabuğu Cinayeti, polisiye edebiyatın alt kolu olan polis prosedürü türünde bir romandır. Polis prosedüründe suç, dedektif yerine polis tarafından araştırılıp aydınlatılır. Yapısı gereği, polisin uyguladığı yöntemlere, delil toplama ve değerlendirme çalışmalarına aşina olmayı gerektiren özel bir alandır. Polis prosedürlerinde, eserin geçtiği ülkenin polis kurumu, kanunları ve kanunların boş bıraktığı noktaların nasıl doldurulduğu önem kazanır. Bunlar bilinmeden eserin ilerlemesi mümkün olamaz. Geleneksel yöntemlerin yanında yeni geliştirilen teknolojik inceleme yöntemleri hakkında da bilgi sahibi olmak gerekir. Gerçek hayatta olabilecek bir suçu araştırdığı ve dış dünyada suçla mücadelenin kahramanı olduğu polis kahraman olarak da gerçekçidir. Ağırlık noktası tek bir vakanın üzerine kuruludur. Asıl macera sürerken kimi küçük vakalar da romana dahil edilerek polislerin çalışma ortamı ve suçların çeşitliliği ortaya konur. Dolayısıyla polis prosedürleri belki de üretimi en zor polisiye türüdür. (1980 Sonrası Türkiye’de Popüler Roman, Veli Uğur, Koç Üniversitesi Yayınları) 

Zekice kurgulanmış akıcı olay akışı, yalın dil, işlevsel ayrıntılar ve gerçekçi bakış açısıyla Erhan Gökgücü polis prosedürleri türünde özgün bir ilk roman yazmayı başarıyor ve keşke yaşasaydı da kaleminden Başkomiser Cevahir’in yeni maceralarını okumaya devam edebilseydik dedirtiyor buruklukla.

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (21 Eylül 2020)

Yorum yapın