Halit Ziya’yı neden merak etmiyoruz? | Metin Celâl

Haziran 5, 2024

Halit Ziya’yı neden merak etmiyoruz? | Metin Celâl

Halit Ziya Uşaklıgil Türk romanının kurucu yazarı olarak kabul edilir.  “Mâi ve Siyah” ile “Aşk-ı Memnû”yu hemen anımsarız. Belki “Kırık Hayatlar”, belki birkaç öyküsü daha. Merakımız buraya kadardır. Diğer eserlerine pek ilgi göstermeyiz. İyi edebiyat okuru “Kırk Yıl”ı, “Saray ve Ötesi”ni okumuştur.  Yaşam öyküsünü ise çoğumuz merak etmeyiz.

Zaten yaşam öyküsünü okumak istesek dört başı mamur çalışmalara da rastlamayız. Bu tabii ki Halit Ziya’ya özgü bir durum değil. Çoğu değerimize ilgimiz yüzeysel. Halit Ziya’nın eserleri üzerine birçok tez yazılmış. Ama ilginçtir doktora ya da master tezi düzeyinde yaşam öyküsüne pek çalışılmamış (tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp). Ömer Faruk Huyugüzel’in “Halit Ziya Uşaklıgil” (Akçağ Yay, 2. Baskı, 2010) çalışması dışında kayda değer bir biyografi çalışması göremiyorum.

Gazetelerde tefrika olarak kalan roman ve öykülerinin ne kadar geç kitaplaştırıldığı göz önüne alınırsa bu durum bizi şaşırtmamalı. Oysa Zeynep Kerman ve Ömer Faruk Huyugüzel’in hazırladığı “Halit Ziya Uşaklıgil Bibliyografyası” (Türk Dili, Ankara: Ocak 1996, s.529) bir yaşam öyküsü çalışmasına rehberlik edecek nitelikte. Erol Gökşen’in çıkış noktası da bu değerli çalışma olmuş. “Halit Ziya Uşaklıgil Bibliyografyası”nı kaynak olarak kullanıp bir kazı çalışmasına girişmiş. Halit Ziya’nin gazete ve dergilerde kalan röportajlarına, konuşmalarına ve anketlerine ulaşmış. Araştırmaları sırasında “Halit Ziya Uşaklıgil Bibliyografyası”nda yer almayan metinlerle de karşılaşmış. Yani bibliyografyaya katkıda da bulunmuş. Bu tip araştırmaların bir güzelliği de böyle yeni katkılardır.

Erol Gökşen’in arşiv araştırmaları sonucunda 448 sayfalık “Edebiyatımız Ne Halde?” kitabı ortaya çıkmış. Böylece Halit Ziya’nın özel hayatından yazar kimliğinin gelişimine, eserlerini yazma sürecinden edebî görüşlerine kadar pek çok bilgiyi, ayrıntıyı ilk elden öğrenme fırsatı bulmuş oluyoruz. Ben bu değerli çalışmanın her yeni baskıda daha da gelişeceğine inanıyorum.

Röportajlar, konuşmalar ve anketler olmak üzere üç ana bölümden oluşan kitap 1918’den 1945’e kadar bir dönemi kapsıyor.  “Röportajlar” adını taşıyan ilk bölüm, Ruşen Eşref’in 1918 yılında yaptığı röportajla başlıyor. Onu izleyen “Uşakîzade Halit Ziya Beyefendi’de Bir Gün”  ile birlikte bu röportajlar Halit Ziya’nın eserlerini nasıl değerlendirdiğini, edebiyata nasıl baktığını, kendini nasıl konumlandırdığını anlamak açısından önemli kaynaklar.

Halit Ziya, 1918 ile 1945 yılları arasında 33 röportaja cevap vermiş. Dönemin şartları düşünülürse önemli bir sayı. Halit Ziya’nın büyük bir yazar olmasının yanında çok popüler de olduğunu anlıyoruz. Röportaj tekliflerini pek geri çevirmediğini de düşünebiliriz. Gazetecilerle arası iyi. Özellikle bürokratik görevlerini bırakıp Yeşilköy’deki evine çekildikten sonra bu ilişkinin daha da yoğunlaştığı anlaşılıyor.

Öncelikle kendi eserleri ve anıları hakkında konuşmuş ama gündemdeki edebiyat olaylarıyla ilgili görüşlerini bildirmesinin yanında “Edebiyat Üstatlarımızın Aşkları” gibi magazinel röportaj tekliflerini bile geri çevirmemiş.  Resimli Ay Halit Ziya Uşaklıgil’in Hücresinde, Halit Ziya Ölüm Tehlikesi Atlattı, Üstat Halit Ziya Ne Âlemde?, Halit Ziya Bey’in 24 Saati gibi büyük ustanın günlük hayatını yansıtan röportajlar, anketler var. Ayrıca birçok röportajda çocukluğundan itibaren yaşam öyküsünü de anlatmış. Son röportajı da ölümünden iki ay önce, Ocak 1945’te Metin Toker’e vermiş.

Kitabın ikinci bölümünde Halit Ziya’nın çeşitli vesilelerle yaptığı ve basında yer alan konuşmaları derlenmiş.  Tevfik Fikret için düzenlenen ihtifalde yaptığı konuşmanın, Birinci Türk Dili Kurultayı’nda yaptığı konuşmanın, 50. sanat yılı kutlamasının konuşma metni ve İstanbul Basın Birliği tarafından düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmanın metni, “Konuşmalar” başlığı altında bir araya getirilmiş. Dil konusundaki görüşleri dikkate değer.

O zamanlar anketler de çok popülermiş. Halit Ziya Uşaklıgil’in fikirlerine de bol bol başvurulmuş. Latin Harflerini Kabul Etmeli mi, Etmemeli mi?, Gazi’nin En Büyük Eseri Nedir? Edebiyatımız Ne Hâlde? En Kuvvetli Şair, Romancı ve Hikâyecimiz Kim? Halit Ziya Bey Yunanca-Latince Meselesi Hakkında Ne Diyor? gibi sorulara cevap vermiş. 30 Güzide Arasında Bir Anket 5: Halit Ziya Bey’e Göre Güzel Kadın Kime Derler?”, “Baylar Diyorlar ki: “İzdivaçta Aşk İyi Bir Şeydir, Fakat…”, “Koca Sevgisi mi Evlat Sevgisi mi?”, “İlk Sevgilileri ve Sevgileri” gibi magazinel anketleri de cevaplamış. Halit Ziya’nın da dönemin diğer yazar ve şairlerinin de magazinden korkmadıklarını, hemen her konuda fikir beyan ettikleri anlaşılıyor. Moda ya da güzellik yarışmaları hakkında konuşmakla yetinmemiş, birçok yarışma da jüri de olmuşlar. Halit Ziya hangi güzelleri, neden seçtiğini deaçıklamış. Günümüz şair ve yazarlarının bu konularda sorulara cevap vereceklerini sanmıyorum. Cevap verseler ya da boş bulunup bir güzellik yarışmasında jüri olsalar sosyal medyada nasıl linç edileceklerini de tahmin edebiliriz. Gittikçe daha çok muhafazakarlaşıyoruz. 

“Edebiyatımız Ne Halde?”  Halit Ziya’yı hem eserleriyle ve düşünceleriyle hem de yaşamıyla, üstelik kendi ağzından, kaleminden daha yakından tanımak açısından önemli bir kaynak.

  • “Edebiyatımız Ne Halde?”, Halit Ziya Uşaklıgil, Haz. Erol Gökşen, Vakifbank Kültür yay, Mayıs 2024.

Yorum yapın