2021 Oscar Ödülleri’nde aday olması beklenen filmler

Ocak 5, 2021

2021 Oscar Ödülleri’nde aday olması beklenen filmler

Bağımsız sinema dünyasıyla hazırladığı zengin içeriklerle bilinen online sinema sitesi IndieWire, Haziran 2020’ye kadar izleyiciyle buluşmuş olan filmlerden 2021 Oscar Ödülleri’nde yarışma şansı yüksek olanları belirledi.

The King of State Island – Judd Apatow

Crip Camp – James Lebrecht ve Nicole Newnham

Yapımcılığını Barack ve Michelle Obama’nın üstlendiği “Crip Camp: A Disability Revolution”, dünya prömiyerini yaptığı 2020 Sundance Film Festivali’nin ABD-Belgesel bölümünde Seyirci Ödülü’nü kazandı.

Jim LeBrecht tarafından yönetilen belgesel, Woodstock yakınlarında yer alan, engelli gençlere özel bir yaz kampını konu ediniyor. Bu önemli yaz kampının cesaretlendirdiği bir grup engelli genç, daha eşit bir dünyanın kapılarını açacak bir hareketin oluşturulmasına da yardımcı oluyor.

Swallow – Carlo Mirabella-Davis

Carlo Mirabella-Davis’in ilk uzun metrajlı filmi “Swallow”un başrolünde Haley Bennett rol alıyor. Film, hamileliğinin ilk aylarında olan Hunter’a odaklanıyor.

Hamileliğinin ilk aylarındaki Hunter, tehlikeli nesneleri yutma arzusunun gitgide yükseldiğini ve buna karşı koyamadığını fark eder. Hunter bir yandan eşi ve ailesinin gitgide artan denetim ve baskılarını göğüslemeye çalışırken bir yandan da onların desteğiyle takıntısının ardındaki karanlık sırrı açığa çıkarmaya çabalar.

Never Rarely Sometimes Always – Eliza Hittman

Yönetmen Eliza Hittman’ın son filmi olan “Never Rarely Sometimes Always”, 2020’nin en iyi filmleri listelerinin çoğunda yer aldı.

Sidney Flanigan ve Talia Ryder’ın başrolü paylaştığı film, beklenmedik bir hamilelik sonucunda kürtaj olabilmek için Pennsylvania’dan New York City’ye giden iki genç kadının hikayesini anlatıyor.

The Assistant – Kitty Green

“Ukraine Is Not a Brothel” ve “Casting JonBenet” gibi ödüllü belgeselleriyle tanınan Kitty Green’in ilk kurmaca filmi olan “The Assistant”ın başrolünde, “Ozark” dizisiyle Emmy kazanan Julia Garner yer alıyor.

Julia Garner filmde mezun olduktan sonra girdiği iş yerinde erkek iş arkadaşları ve patronunun üstten yaklaşan tavırlarıyla uğraşmak zorunda kalan Rose adlı genç kadını canlandırıyor.

Dünya prömiyerini Telluride Film Festivali’nde yapan film, aynı zamanda Sundance Film Festivali’nin daha önce de bir festivalde gösterilmiş filmlerden oluşan Spotlight bölümünde de gösterildi.

The Invisible Man – Leigh Whannell

Yönetmenliğini Leigh Whannell’ın üstlendiği filmin başrolünde Elisabeth Moss var.

Bir korku filmi olan “The Invisible Man”de, Moss’un canlandırdığı Cecilia, hayatını kendi istekleri doğrultusunda şekillendiren eşi Adrian’dan kaçmaktadır. Hayatına çeki düzen vermek için önemli adımlar atan Cecilia, Adrian’ın intihar ettiğini öğrenmesinden sonra açıklanamaz birtakım olaylarla karşılaşır ve Adrian’ın gerçekten ölüp ölmediğini sorgulamaya başlar. Görünmeyen bir varlık tarafından sürekli rahatsız edildiğini söyleyen Cecilia, Adrian’ın ölmediğinden emin olduğu gibi sesini duyurma konusunda çevresindekileri bir türlü ikna etmeyi başaramaz.

Emma. – Autumn de Wilde

Jane Austen’ın en sevilen eserleri arasında yer alan ve daha önce de sinemaya uyarlanan “Emma.”nın yönetmenliğini Autumn de Wilde üstleniyor.

Filmin başrolünde ise “The Queen’s Gambit” dizisiyle adından söz ettiren Anya Taylor-Joy yer alıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Taylor-Joy’a Bill Nighy, Gemma Whelan, Callum Turner, Josh O’Connor, Miranda Hart, Johnny Flynn ve Mia Goth eşlik ediyor.

Taylor-Joy’un Emma’yı canlandırdığı film, sürekli olarak arkadaşlarına ve sevdiklerine uygun eşler bulmaya çalışan, aşk ile ilgili aşırı romantik görüşleri yüzünden çoğu zaman olayları olduğu gibi göremeyen Emma’nın hikayesini anlatıyor.

First Cow – Kelly Reichardt

Kelly Reichardt’ın, Jonathan Raymond’ın romanından sinemaya uyarladığı “First Cow”, 1820’li yıllarda Amerikan kırsalında geçinmeye çalışan Cookie Figowitz ile King Lu’nun hikayesini anlatıyor. Telluride ve New York Film Festivali’ne konuk olan, 70. Berlin Film Festivali’nde de gösterilen filmin olumlu yorumlar alması Oscar şansını artırıyor.

The Way Back – Gavin O’Connor

Gavin O’Connor’ın yönettiği film, alkol bağımlılığı ile boğuşan bir basketbol koçunun hikayesini konu alıyor. Filmin başrol oyuncusu olan Ben Affleck, lisedeyken yıldızı parlak bir basketbol oyuncusu olan ancak yetişkinlik yıllarında trajik bir kayıp ve alkol bağımlılığı nedeniyle hayatı alt üst olan Jack Cunningham’a hayat veriyor.

True History of the Kelly Gang –Justin Kurzel

Peter Carey’nin romanından uyarlanan True History of the Kelly Gang, 1870’lerin Avustralya’sında geçiyor ve uzun süre kanundan kaçmayı başaran Ned Kelly ve çetesinin hikâyesini anlatıyor. Filmin senaryosu Snowtown ve Berlin Syndrome ile tanınan Shaun Grant’e ait. Filmde Ned Kelly’e Sam Mendes imzalı “1917” filmiyle kariyeri yükselişe geçen George MacKay hayat veriyor.

Saint Frances – Alex Thompson

İlk uzun metrajına imza atan Alex Thompson’ın yönetmenliğini üstlendiği, Kelly O’Sullivan’ın senaryosunu yazıp aynı zamanda başrolünde de yer aldığı “Saint Frances”, 2019 SXSW Film Festivali’nde prömiyerini yaptı. Film, hiç beklemediği bir zamanda hamile kalan 34 yaşındaki Bridget’ı odak noktasına alıyor.

Onward – Dan Scanlon

Monster University ile tanınan Dan Scanlon’ın yazıp yönettiği, seslendirme kadrosunda Chris Pratt, Tom Holland, Julia Louis-Dreyfus ve Octavia Spencer gibi isimlerin yer aldığı film, iki elf erkek kardeşin dünya üzerinde biraz da olsa sihir kalıp kalmadığını araştırmak üzere çıktıkları macerayı konu alıyor. Filmde Chris Pratt büyük erkek kardeş Barley Lightfoot’u seslendirirken, Tom Holland da küçük erkek kardeş Ian Lightfoot’ı seslendiriyor.

Spaceship Earth – Matt Wolf

Matt Wolf’un yönettiği “Spaceship Earth” belgeseli, iki yıl dünyada yaratılan biyosfer benzeri bir ortamda karantinaya alınan sekiz insanın gerçek öyküsünü mercek altına alıyor.

Bacurau – Juliano Dornelles & Kleber Mendonça Filho

Brezilyalı yönetmen Kleber Mendonça Filho’nun Juliano Dornelles ile birlikte yazıp yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Sônia Braga, Jonny Mars, Karine Teles, Chris Doubek ve Antonio Saboia gibi isimler yer alıyor.

Film, bir belgesel projesi için Brezilya’nın ücra bir köye giden yönetmenin yaşadığı garip olayları anlatıyor. Yönetmen zaman ilerledikçe köyde yaşayan insanların aslında göründükleri gibi olmadıklarını ve hepsinin karanlık sırlar sakladığını fark ediyor.

Circus of Books – Rachel Mason

Netflix belgeseli “Circus of Books”, hem bir bir porno dükkânı hem de Los Angeles geylerinin merkezi olan Circus of Books’u uzun yıllar işleten Yahudi Mason çiftin hayatını, yönetmen kızlarının, Rachel Mason’ın, gözünden anlatıyor.

Ryan Murphy’nin yapımcıları arasında yer aldığı belgesel, Circus of Books dükkânını mercek altına alarak, AIDS salgını ile beraber LGBTİ+ hareketinin gittikçe yükselmesi gibi konulara değiniyor.

Da 5 Bloods  – Spike Lee

Da 5 Bloods – Spike Lee

Film, geçen yıl ağustos ayında 43 yaşındayken kolon kanseri nedeniyle yaşamını yitiren Chadwick Boseman’ın son işlerinden.

Yönetmenliğini Spike Lee’nin üstlendiği “Da 5 Bloods”, savaştan onlarca yıl sonra manga komutanlarının cenazesini ve yanına gömdükleri altın külçelerini bulmak için Vietnam’a dönen dört siyah Vietnam gazisinin hikâyesini anlatıyor.

Filmde Boseman’ın yanı sıra Delroy Lindo, Jonathan Majors, Clarke Peters, Norm Lewis ve Isiah Whitlock Jr. gibi isimler rol alıyor.

Shirley – Josephine Decker

Yönetmen Josephine Decker’ın yeni filmi “Shirley”nin başrollerinde “The Handmaid’s Tale” dizisiyle adından söz ettiren Elisabeth Moss ve Michael Stuhlbarg yer alıyor.

Prömiyerini 2020 Sundance Film Film Festivali’de yapan film, daha sonra Berlin Film Festivali’ne konuk oldu. Film, ayrıca 2020 Sundance Film Film Festivali’nin ABD-Drama kategorisinde Jüri Özel Ödülü’ne değer görüldü.

Filmde Stuhlbarg ve Moss’a Logan Lerman, Odessa Young, Steve Vinovich gibi isimler eşlik ediyor. Susan Scarf Merrell’in aynı isimli romanından uyarlanan film, yazar Shirley Jackson’ı mercek altına alıyor.

The King of Staten Island – Judd Apatow

Judd Apatow’un yeni filmi “The King of Staten Island”, koronavirüs salgınından dolayı 12 Haziran 2020’de vizyona girmeden doğrudan VOD platformlarında yayımlandı.

Komedyen Pete Davidson’ın başrolünü üstlendiği film, Davidson’ın hayatından izler taşıyor. Film, Staten Island’da büyüyen bir gencin hayatına odaklanıyor ve 11 Eylül’de babasını kaybetmesinden stand-up komedyeni olarak ilk kez sahneye çıkmasına uzanan hayat hikayesini ekrana taşıyor.

The Surrogate – Jeremy Hersh

Jeremy Hersh’in ilk uzun metrajını çektiği “The Surrogate” filminin başrollerini Jasmine Batchelor, Chris Perfetti ve Sullivan Jones paylaşıyor.

Film, Brooklyn’de kar amacı gütmeyen bir kuruluş için çalışan 29 yaşındaki web tasarımcısı Jess Harris ile onun en iyi arkadaşı Josh ve eşi Aaron arasındaki ilişkiyi konu alıyor.

The Vast of Night – Andrew Patterson

2019 Slamdance Film Festivali’nde prömiyerini yapan, ardından Toronto Film Festivali’ne konuk olan Andrew Patterson imzalı “The Vast of Night”, izleyiciyi 1958 yılında geçen ve alacakaranlık kuşağını andıran Paradoks Sineması adlı bir programa davet ediyor.

Film, kasabadaki herkesin basketbol takımını desteklemek üzere maça gittiği bir akşamda, santral görevlisi Fay ve radyoda çalışan Everett’in, mesai saatinde hem radyo frekanslarına hem de telefon hatlarına sızan garip bir sesle karşılaştıktan sonra yaşanan garip olayları anlatıyor.

Babyteeth – Shannon Murphy

Shannon Murphy, 76. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarıştığı ilk uzun metraj filmi “Babyteeth” ile sinema dünyasına adım attı.

Rita Kalnejais‘in senaryosunu kaleme aldığı film, ciddi bir hastalıkla boğuşan genç Milla’nın uyuşturucu satıcısı olan Moses’a aşık olmasıyla yaşanan olayları konu alıyor.

Filmde Milla’ya Eliza Scanlen hayat veriyor. Ona Essie Davis ile beraber Toby Wallace eşlik ediyor.

Kaynak: IndieWire, Filmloverss (5 Ocak 2021)

Yorum yapın