Yazarın Odası: Kevser Eke | Meltem Dağcı

Temmuz 27, 2023

Yazarın Odası: Kevser Eke | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Şair Kevser Eke’yi, erkek arkadaşı Çağrı Topsöken ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Genelde üretim anına denk gelmedim. Çünkü bana uyuyorum dedikten sonra ürettiğine birkaç defa şahit oldum. Kevser, çevresini önce ayakta uyutur, daha sonra dizelerle alıp veremediklerini kendi içinde hesaplaşmaya yatırır. Dize dize not alma huyu vardır. Bir defasında denk geldiğimde telefonunu kaçırmıştı, göstermemişti. Sırcıdır. Onun ürettikleri bizim için şiir olsa da kendisi için gizlerle örtülü koyu bir karanlıktır.

Kız arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

En can alıcı soru bu olmalı. Edebi bakış, üretim ve anlayışımız birbirine çok zıttır. O biraz akademik anlayışla hemhal olduğu için ben tersinde alaylı olmayı savunurum. Daha sonra kavga çıkar tabii. Kavga büyür, çaylar soğur, küslük oluşur. Sonra her defasında özür dileyen ben olurum. Okuma konusunda da biraz farklıyız. Mesela son zamanlarda Y.Mishima konusunda derinlemesine bir tartışma yaşadık. Paylaşım, gelişimini kavgayla başlatıp herkesin kendi fikrini savunmasıyla sonuçlanır. Buna rağmen, önyargısız, birbirimize önerdiğimiz eserler okunur, incelenir. Yuvarlanıp gidiyoruz işte. Bir de bizim birbirimize şiir okuduğumuz belirli günlerimiz vardır. Kendi şiirlerimiz, başka şairlerin şiirleri, özellikle güncel şair arkadaşlarımızın şiirleri üzerine fikir beyan eder, üzerine konuşuruz. Salt şiir değil tabii; günümüz edebiyatının geldiği noktada avantaj ve handikapları da tartışma konularımız arasında.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdıklarının her zaman final kısımları hakkında fikir alır. Ben fikrimi söylerim bunu uygular, uygulamaz kendisinin bileceği iş. Her yazdığını heyecanlı bir şekilde okur, yorum yapmamı ister. Bazen dikkate alır, mantıklı gelmiyorsa almaz. Bu konuda bağımsızdır. 

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

En temel ritüelinin benim uykuda olmam olduğunu düşünüyorum, bunun dışında önceleri müzik eşliğinde yazdığını biliyorum. Yapayalnız kalmayı ve bu işlemi bir sır haline dönüştürmüş olması merak uyandırıcı gerçekten.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Son zamanlarda çok sık okumalar yapıyor, gördüklerim arasında:

Cemil Kavukçu-temmuz suçlu

Mishima- denizi yitiren denizci

Susanna Tamarro- luisito: bir sevgi öyküsü

Matt Haig- gece yarısı kütüphanesi Mine Söğüt- gergedan

edebiyathaber.net (27 Temmuz 2023)

Yorum yapın