Yazarın Odası: Ekin Kadir Selçuk | Meltem Dağcı

Eylül 8, 2022

Yazarın Odası: Ekin Kadir Selçuk | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Ekin Kadir Selçuk’u, arkadaşı Mustafa Çöçelli ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Şahsen bir olaya denk gelmesem de birkaç öyküsünün başına gelenleri ilginç buluyorum. Yıllar içinde pek çok atölyede, derste değişime uğrayan; pek çok fikre göre dağılıp birleşen öyküleri oldu. Bazılarında ilk kopyaya döndüğünü biliyorum. Kimi zaman öykünün özden türeyen hali en benimsediğimiz görüntüsü olarak aklımızda kalıyor demek ki. 

Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Çok fazla şey diyebilirim. Twitter üzerinde dönen ucuz edebiyat dedikodularından tutun da nitelikli metinlere kadar. Akademisyen olduğu için işi gereği pek çok okumalar yapıyor. Bulmaya çalıştığı cevheri ararken pek çok gereksiz metne maruz kalıyor. Bu süreçte rastladığı konuları, fikirleri de konuşuruz.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Ekin’in bu işleri en iyi ben biliyorum havası yoktur. Pek çok konuda görüş alır. Onun yetkinliğine erişemeyeceğimi bildiğim alanlar da dâhil buna. Yazılarında aksayan noktaları anlamak için titizlikle çalışıyor. Ne kadar kapalı, karmaşık yazarsam bir o kadar katmanlı bir metin çıkarmış olurum yanılgısına düşmüyor Ekin. Hikâye konularını sadelikle ele alıyor. Arkadaşlarının görüşlerini dinleyerek öykünün odağının dışına taşıp taşmadığını anlamaya çalışıyor.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Yazılarını gece yazması diyebilirim. Gece karanlığının, sessizliğinin insan konsantrasyonuna pek çok bakımdan ayrı etkileri var. Ekin, bu etkileri sonuna kadar kullanıyor diyebilirim. İnsanın kendiyle kalabilmesi için dış etkenlerden kurtulması icap eder. Gürültüden, kalabalıktan, konudan konuya atlayan düşüncelerden sıyrılmak gerekir. Gecenin Ekin’i bu tür etkenlerden koruduğuna inanıyorum. Balzac kadar olmasa da kahve düşkünlüğü olduğunu biliyorum. Muhakkak filtre kahvesini hazır edip yazı masasına öyle oturur. 

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Ekin’in akademisyenlik yönü yazarlıktaki araştırma yönünü fazlaca güçlendiriyor. Mesleği gereği yapması gereken okumaları var. En son Post-Post-Kemalizm kitabını elinde görmüştüm. Kitabın akademi dünyasındaki yeri ve içeriğiyle ilgili fazlaca konuştuk. Kurgu dünyasından bakacak olursak bu aralar yazar okurluğun uçlarında gezmiyor Ekin. Usta kalemlerden çıkmış metinlerle sade okurluğun tadını çıkarmak istiyor. Bu bağlamda elinde Yaşar Kemal’in Ortadirek romanını görmüştüm.

edebiyathaber.net (8 Eylül 2022)

Yorum yapın