Uğur Nazlıcan’a 6 soru | Can Öktemer

Mayıs 10, 2019

Uğur Nazlıcan’a 6 soru | Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir?  İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

En son, kötü metinlerden damağımda kalan buruk tadı silmek için hep yaptığım şeyi, eski okuduklarımdan birini okudum; Ferit Edgü, ‘Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı’. Kitabı ilk defa tam 20 yıl önce bir üniversite öğrencisiyken okumuştum. 19 yaşında aklı bir karış havada hülyalı bir ergenin etkilenebileceği kadar, yani dibine kadar sarsılarak etkilenmiştim. 20 yıl sonra üzerimde nasıl bir etki bırakacağını merak ediyordum. 20 yıl sonra okuduğumda daha çok sarsılınca, büyük eserin ne demek olduğunu anladım. Allah Ferit Edgü’nün kalemine, gönlüne zeval vermesin.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

Çakır, ölüm döşeğinde. Gözleri yarı açık.

Sanki ölürken aklına bir şeyler gelmiş (örneğin bana anlatacağı bir masal).

Gülümsüyor.

Bana mı?

Anlatacağı masala mı?

Yoksa birazdan ardında bırakacağı masala mı?

Yoksa soluğunu ensesinde duyduğu ölüme mi?

Ölüme olmalı.

Ölüme: “Benimki gibi bir yaşam üzerinde senin ne hakkın olabilir ki?”

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Okumak istediğim ve henüz okuyamadığım o kadar çok kitap var ki. Sırayla gidiyorum. Kitapçıları gezmeyi seviyorum, arkadaşlarımı ziyaret ettiğimde evlerindeki kitaplıkları izlemeyi, karıştırmayı seviyorum. Tabii ki her zaman tavsiyelere ve kitap eklerine de bakıyorum. Ama galiba daha çok sezgilerimle ilerliyorum kitap seçiminde.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Savaş ve Barış’ta Prens Andrei Bolkonski ile ilgili bütün satırları ben yazmak isterdim.

Bir de 2017’nin sonunda Hürriyet gazetesinde bir haber çıkmıştı. İdris Emen, İzmir’in Basmane semtindeki otellerde yıllardır yaşayan insanlarla ilgili “Ömürlük Check-in” diye bir haber yapmıştı. Galiba okurken hasetimden çatladığım, ‘keşke ben yazsaydım’ hissini en güçlü şekilde yaşadığım yazılı ürün odur. İdris Emen’i de yılların en iyi haberlerinden biri için tekrar tebrik ederim.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Gün ışığından kastınız yayımlanmaksa, ilk defa 2012 yılında Notos’ta bir öyküm yayımlandı. Benim için hatırası çok kıymetlidir. Cesaretimi çok beslemişti.

Yazdıklarımı her zaman eşime ve iki arkadaşıma okuturum. Üçünün de yorumlarından çok beslenirim. Belki yazının akıbetini değiştirecek müdahaleler yapmazlar ama mutlaka yazının karakterini ortaya çıkaracak önerilerde bulunurlar. Üçünden de memnunum.

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Belirli bir yazma alışkanlığım yok maalesef, yazımla ilgili hayıflandığım şeylerden biri. Alışkanlığın, olumlu anlamıyla yazıyı ve yazarı disiplin altına aldığına inanıyorum. İnşallah bir gün beni de disiplin altına alan bir yazma alışkanlığım olur.

edebiyathaber.net (10 Mayıs 2019)

Yorum yapın