Türk edebiyatının unutulmayacak yeni karakteri: Ressam Vasıf | Burak Soyer

Mart 13, 2023

Türk edebiyatının unutulmayacak yeni karakteri: Ressam Vasıf | Burak Soyer

Murat Gülsoy’un son romanı, “Ressam Vasıf’ın Gizli Aşklar Tarihi”, unutulmuş bir ressamı merkezine alarak bu toprakların çok da uzak olmayan tarihine bir sanatçı gözüyle ışık tutarken, gizli hazların gerilimi, çekiciliği, tutkusu ve karanlık noktalarının, bir ruhu içten içe nasıl kemirdiğini anlatıyor.

Ressam Vasıf Ekrem Yelda, 10 Mayıs 1890 yılında Çamlıca’da Osmanlı’nın son kalıntıları arasında kendini kurtarmayı başaran kaymak tabaka bir ailenin üyesi olarak doğmuş. Her biri farklı olduğunu düşündüğü sabahları gün ağarmadan kalkar, Topkapı, Galata, Ayasofya’ya baka baka yaşam enerjisini depolar hemen tuvalinin başına geçer hem düşünür hem profesyonel olmasa da Vasıf’ın ilk öğretmeni olan amcasından kaptıklarını resmine yansıtırmış. Sabahları hep düşünürmüş bu süre zarfında. Nasıl düşünmesin? 80 yıllık ömre sığan onlarca kişi, onlarca yer, onlarca olay, onlarca hayat… Neler neler görmemiş ki? Çamlıca’yla Pera arasında geçen ikili ve zıt bir hayat, Paris’e ilk gençlikte yapılan ziyaretle sanatı, batıyı, hazzın kralını görmüş ruhu aç bir beden, Tarlabaşı’nın arka sokaklarında iki göz odada sedir üstünde geçen geceler ama en çok da sanatçı dostlar, bazen gecelerce süren kallavi çilingir sofralarında bitmek bilmeyen sanat hasbihalleri. Ve elbette, savaş, yıkım, kan, ölüm, gözyaşı… Edebiyatımızın usta kalemlerinden Murat Gülsoy’un, Can Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Ressam Vasıf’ın Gizli Aşklar Tarihi”, kurmaca bir karakter olan Ressam Vasıf’la genç gazete Halit’in yaptığı nehir söyleşiyi romana dönüştürerek bir dönemde yaşanılmış bin dönemin panoramasını sunuyor.

Ressam Vasıf, 1967 yılında Türkiye’nin ilk galericisi Adalet Cimcoz’un gaz vermesiyle yaşamını genç gazeteci Halit’e anlatmaya karar verir. Böylece biz de1898 ile 1968 yılları arasında yaşamış, 80 yaşında, huzurla ölümü bekleyen bir ressamın içsel dünyasına bir yolculuğa çıkarız. Mekteb-i Sultani’de başlayan eğitim hayatıyla şekillenen garbi düşünceleri ve yaşam tarzı 1911-1914 yılları arasında Paris’e gidip Georgette’in atölyesinde iyice pişen Vasıf, aşkın, cinselliğin hatta erotizmin kendi bünyesinde vuku bulan gerilimlerini, heyecanlarını, hatta erotizmini, kendini iyiden iyiye keşfederek yaşar. Burada geçirdiği süreçte Georgette’ten çok şey kaparak İstanbul’a dönen Vasıf, işgal altındaki şehirde yedi cihandan gelip yetmiş yedi dili konuşan, bir sokağı diğerine benzemeyen bir şehrin bohem hayatının kollarında bulur kendini. Bir yandan sanatını icra etmenin yollarını ararken diğer yandan kozmopolitliğini işgale borçlu İstanbul’un, özellikle de Pera’nın altını üstüne getiren Vasıf, Çamlıca’daki köşkünde ise bunun tam tersi bir hayatla iştigal olmaya devam eder. Aynı zamanda da sanatını icra etmek için türlü yollar arar. Rakı parasına meyhaneye tablolar yapar, masasında kadeh devirdiği bu mekanların duvarlarını boyar, komutanların portrelerini çizer. Yılların dakikalar gibi aktığı bu hayatta devirler kapanır, devirler açılır, eskiler, yenilere yer açmak için erkenden göçüp giderken yeniler, o eskilerin ruhuna rahmet okutur. Kimler gelip geçmemiştir ki Vasıf’ın hayatında? Ona en kötü gününde hep destek olan İbrahim Çallı, kayışları kopmuş Fikret Mualla, Bedri Rahmi, Leopold Levy, Ivi, Aliye Berger… Her biri kendine has karakterleri, müthiş sanat bilgileri ve yetenekleriyle Türk resminde bir imzası bulunan isimlerdir. Vasıf ise hem bu dost meclislerinde kendinden öncekilerle ve sonrakilerle, geriye baktığında hiç de pişman olmadığı bir hayatı geride bırakmıştır artık…

Murat Gülsoy, “Ressam Vasıf’ın Gizli Aşklar Tarihi”nde, herhangi bir açıklama olmasa, kurgu olduğunu anlayamayacağımız bir karakterle okurun karşısına çıkıyor. Yazarın, akıcı dili ve “resmi” bir biçime bürünmemesi için kronolojik bir tarihle sınırlamadan aktardığı Vasıf Ekrem’in hayatı, sadece unutulmuş bir ressamın anılarını değil, bir ülkede, kısacık bir zaman diliminde yaşanmış onlarca acıyı da birinci ağızdan anlatarak birçok şeyin gözümüzde canlanmasını sağlıyor. “Ressam Vasıf”, Murat Gülsoy sayesinde uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir karakter olarak Türk edebiyatındaki yerini alıyor.

edebiyathaber.net (13 Mart 2023)

Yorum yapın