Edebiyatın en direngen cadısı: Jenny Erpenbeck | Necla Akdeniz

Edebiyat Cadıları serisinin on altıncısında, yaşayan bir ahir zaman cadısından bahsetmenin mutluluğunu yaşıyorum. Doğrusu mutluluk denemez yaşadığım, daha çok acı, hüzün ve utanç denebilir. Çünkü yazarın, Gidiyor, Gitti, Gitmiş isimli mültecileri konu alan romanını okuduğumda tam olarak hissettiğim, bu duygulardı. Tıpkı Jeanette Winterson ve Olga Tokarczuk gibi kimselere aldırmadan, kendi bildiğini, istediği tarzda yazan, nevi … Read more

Edebiyatın en öncü cadısı: Fatma Aliye | Necla Akdeniz

“Edebiyat Cadıları” serisinin on beşincisinde, bu topraklarda yetişmiş çok özel ve çok yönlü bir yazardan, Fatma Aliye’den ve onun Hayattan Sahneler (Levâyih-i Hayat) adlı romanından bahsetmenin onurunu yaşıyorum. Tıpkı Suat Derviş gibi, Osmanlı’nın son dönemlerini görmüş ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına şahit olmuş bir yazar, Fatma Aliye. Ve her edebiyat cadısı gibi, yazdıkları ve yaşadıklarıyla dönemine … Read more

Edebiyatın en kaotik cadısı: Anna Kavan | Necla Akdeniz

“Edebiyat Cadıları” serisinin on dördüncü bölümünde, edebiyatın en kaotik cadısı, Anna Kavan hakkında yazmanın coşkusu içindeyim. Henüz tanıştığım ve okur okumaz diline, sözcüklerine ve düş gücüne hayran olduğum, Anna Kavan hakkında. On bin yıllık eril söylemin ötekileştirdiği, değersizleştirdiği giderek düşmanlaştırdığı kadınların en vahşi temsilcilerinden o. Yani ölümsüz cadı kavminden. Yüzyıllardır yakılarak, işkence edilerek, şeytanlaştırılarak, sürülerek, … Read more

Edebiyatın En Kırılgan Cadısı: Selçuk Baran | Necla Akdeniz

Size bu mektubu çok uzaklardan yazıyorum. Bir zamanlar -kısa süreliğine de olsa-üstünde yaşadığınız, fakat bir türlü alışıp ısınamadığınız dünya denen rengi atmış, mavisi solmuş gezegenden. Belki bir ara o derin bakışlarınızı yeryüzüne indirir ve yazdıklarımı okursunuz. Okumasanız da olur. Sizin için yazılanların bir önemi yok artık, ancak biz edebiyatseverler için sizi okumamış olmak öylesine büyük … Read more

Edebiyatın en queer cadısı: Jeanette Winterson ve “Bedende Yazılı” | Necla Akdeniz

“Okumak bize okumamaktan çok zaman kazandırır.” Jeanette Winterson Edebiyat Cadıları serisine başladığımdan bu yana hep söyledim: “Söz büyüdür.” Ve bütün yazarlar, kuşkusuz büyücüdür. Tabii sözü kullanma gücüne bağlı olarak, birtakım farklar vardır büyücüler arasında. Bazı yazarlar işlek aklıyla, kusursuz kurgusuyla, müthiş birikimiyle yazar; bazıları ise yabanıl düş gücüyle, ilksel yaratıcılığıyla, sezgisel duyarlılığıyla… İkinci tür yazarlar … Read more

Edebiyatın en imgesel cadısı: Latife Tekin ve “Muinar” | Necla Akdeniz

Edebiyatın Cadıları serisinin onuncusuna geldik. Bu yazıda, tıpkı Olga Tokarczuk gibi, yaşayan bir ahir zaman cadısından bahsetmenin mutluluğu içindeyim. (Bundan sonra da elimden geldiğince günümüz edebiyat cadılarını yazmaya çalışacağım.) Konuğumuz,  edebiyatının en imgesel romancısı, Latife Tekin ve onun bir cadı hakkında yazdığı eşsiz romanı, Muinar. Söyleşilerinde sürekli olarak ‘edebiyat dışı’ olduğunu beyan etse de, ölmeden … Read more

Edebiyatın en yaratıcı cadısı: Ursula K. Le Guin | Necla Akdeniz

Edebiyatın Cadıları serisinin dokuzuncusunda sıra geldi edebiyatın en yaratıcısı cadısı olan, Ursula K. Le Guin hakkında yazmaya. Onu özellikle sonlara bıraktım, çünkü  hakkında ne yazarsanız yazın daima bir şeylerin eksik ve yetersiz kalacağı büyük yazarlardan o. Edebiyat dünyasında alışılagelen kategorilere sığdırılamayacak kadar yaratıcı ve sıra dışı yazarlardan. Altı bölümlük ölümsüz eseri, Yerdeniz serisinin kahramanı Ged, … Read more

Edebiyatın en aktivist cadısı: Olga Tokarczuk | Necla Akdeniz

Dünyanın kenarda kalan, anlatılması olanaksız, bulanık alanlarına ve çevrelerine sadığım. Hatalarımı yineliyorum ve bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Olga Tokarczuk Edebiyatın Cadıları serisinin sekizincisinde, yaşayan bir ahir zaman cadısından bahsetmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bilirsiniz, cadılar ölmez sadece boyut değiştirir ama Olga Tokarczuk kanlı canlı bir Edebiyat Cadısı. Ve diğerleri gibi kimselere aldırmadan, kendi bildiği, istediği şekilde yazan, … Read more

Edebiyat’ın en üretken cadısı: Suat Derviş | Necla Akdeniz

Edebiyat’ın Cadıları serisinin yedincisinde bu toprakların en üretken cadısı olan Suat Derviş’ten (1905- 1972) bahsedeceğim. Tıpkı diğer edebiyat cadıları gibi döneminin verili, dayatıcı, baskıcı egemen ideolojilerinin çok ötesinde eserler vermiş biridir o.  Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında başlayan yazın hayatı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 1960’ların sonuna kadar giden epey uzun ve meşakkatli bir süreci kapsar. 1918 yılında … Read more

Edebiyatın en gözüpek cadısı: Leyla Erbil | Necla Akdeniz

Edebiyatın Cadıları serisinin altıncısında, diğerleri gibi yaşadığı dönemin hatta çağının ötesinde eserler vermiş bir edebiyat cadısından, Leyla Erbil’den söz etmek istiyorum. Ve elbette onun ölümsüz öykü kitabı, Gecede’den. Tıpkı Sevim Burak gibi yazdıkları ve yaşadıklarıyla, Türk Edebiyatı’nın en özgün, ayrıksı ve yenilikçi yazarlarından biridir Leyla Erbil. Yaşadığı sürece edebi kişiliğinin yanı sıra politik yönüyle de … Read more

Edebiyatın en aykırı cadısı: Sevim Burak | Necla Akdeniz

Edebiyatın Cadıları, serisinde sıra geldi bu toprakların cadılarını yazmaya. Elbette ilk akla gelen isimdir, Sevim Burak. Yazdıkları, yaşadıkları, dünyayı algılama ve yorumlama biçimiyle tam bir edebiyat cadısıdır o. 1960’ların başında yazdığı ilk öykü kitabı, Yanık Saraylar, üstünden altmış yıl geçmesine rağmen hâlâ özgünlüğünü koruyan ve bir çok anlamda hâlâ aşılamamış bir eserdir kanımca. İlginç  bir … Read more

Edebiyatın en oyuncu cadısı: Romain Gary | Necla Akdeniz

Ve işte geldik, Edebiyat’ın Cadıları serisinin dördüncüsüne. Bu kez edebiyatın en oyuncu cadısından bahsedeceğim; saymakla bitmez adı, mesleği ve kimliği olan bir deli dahiden: Romain Gary, Emile Ajar, Roman Kacew, Paul Pavlowitch ve diğerleri… Yazar, hukukçu, diplomat,  pilot, savaş kahramanı, senarist, yönetmen… Hem Rus, hem Tatar, hem Yahudi, hem Polonyalı, hem Katolik, hem Fransız olduğunu … Read more