Osman Onur Şimşek: “Sandığımız şeyler, anlamlandırmaya muhtaç gibi geliyor bana.”

Mart 22, 2021

Osman Onur Şimşek: “Sandığımız şeyler, anlamlandırmaya muhtaç gibi geliyor bana.”

Söyleşi: Mustafa Okumuş

Vakur Bulutlar Sağanağı isimli kitabı ile okurların karşısına çıkan Osman Onur Şimşek’in roman türündeki ilk kitabı Sanırlardı ki O Şubat 2021’de Vacilando Kitap etiketiyle okurlara sunuldu.

Osman Onur Şimşek, ilk romanında inceliklerle yaşamaya çalışırken aldığı her yarayla yalnızlaşan, kalabalık beklentilerin gürültüsü arasında suskunlaşan; sözcüklerin hiç olmadığı kadar soyut, sıfatların hiç olmadığı kadar yakışıksız, zamirlerin hiç olmadığı kadar vefasız olduğu anların izlerini taşıyan genç bir adamın karar masasına oturtuyor bizleri. Yazarla kitabı üzerine konuştuk.

İlk romanınız Sanırlardı ki O hakkında konuşmaya başlamadan önce sizi biraz daha yakından tanıyalım. Nasıl bir çocuktunuz? Kitaplarla olan ilişkiniz nasıl ve ne zaman başladı?

Sessiz bir çocuktum. İçime kapanıktım diyemediğim gibi, fazlasıyla dışa açıktım da diyemem. Buna karşın okul arkadaşlarımı, öğretmenlerimi ve çevreyi gözlemlemeyi, yeri geldiğinde ise bir adım öne çıkmayı tercih eden bir yapım vardı. Kitap okumaya ise lise yıllarımda başladım diyebilirim. Edebiyat öğretmenimin edebiyat derslerinde şiir okumasıyla ben de önce okumaya, sonra yazmaya yeltendim. Böylece edebiyat yolculuğum başladı.

Yazabilmenin yolunun öncelikle iyi bir okur olmaktan geçtiği kabul edilirse, sizin okurluk süreciniz esnasında yazmaya karar verdiğiniz bir kırılma noktası oldu mu? Yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız? Sizi kimler etkiledi?

Gençliğin verdiği karşı konulamaz hislerle defter önleri ve arkalarına şiirler karaladım. Bunları edebi yönü olduğunu düşündüğüm arkadaşlarımla paylaştım. “Yarınlara bir şiir kitabı bırakmak borcum olsun” dediğimi iyi anımsıyorum. Lise yıllarında edindiğim okurluk, yine bu yıllarda şiir yazarlığının tohumunu ekti. Ardından İstanbul şiirleri ve  gönül şiirleri defterime dahil oldu.

İlk kitabınız bir şiir kitabı. Şiir türünden sonra bir romanla okurun karşısına çıkma fikri nasıl oluştu? Sanırlardı ki O’nun oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Şiir dışında başkaca hiçbir türde yazı kaleme almadım. Şiir yazarken ise aklıma hep bir “eksiltme sanatı” olduğuna dair çıkarımlar gelir. Bu yüzden yeltensem de sayfalar boyu süren bir şiir yazamadım, yazdıysam da ya bir ya iki tanedir. İki dize arasına kendimi sıkışmış hissettim. Hareket kabiliyetimin kısıtlı olduğunu düşündüm hep. Roman kaleme almaya başladığımda ise hareket kabiliyetimin daha geniş olmasının vermiş olduğu iç ferahlığını duydum.

İlk şiir kitabım yayımlandıktan sonra, tavsiye üzerine roman kaleme almaya başladım. Bu roman, daha ziyade toplumsal meselelere değinen, özellikle de kadına karşı şiddetin sosyolojik boyutuna dair bir hukuki roman denemesiydi. Sanırlardı ki O ise, bu romanı kaleme aldığım zaman diliminde aklımda beliren bir roman. Kelimelere ve nesnelere anlamlar yüklemeyi çoğu zaman istemsizce gerçekleştiririm. Gündelik hayatta ayrıca bir önem atfettiğim kelimeleri bu romanımda irdelemek istedim. Böylece Sanırlardı ki O, doğmuş oldu.

İlk roman bir yazar için zorlu bir basamak olsa gerek. Edebiyat ortamına baktığımızda da yeni bir yazarın bir ilk romanı okurlara sunabilmesi çok da kolay görünmüyor. Kitabın yayımlanma sürecinde zorluklar yaşadınız mı?

Sanırlardı ki O’ya son noktayı koyduktan sonra dosyamı yazarlığına ve okurluğuna güvendiğim kişilerle paylaştım. Her birisinden olumlu geri dönüşler aldım. Dosyayı tamamladıktan altı ay kadar sonra Vacilando Kitap’tan bu dosya için teklif aldım. Bana evvela yolculuğun, yolda olmanın varmaktan kıymetli olduğu anlatıldı. Sanırlardı ki O’yu bu yüzden Vacilando Kitap etiketiyle görüyoruz.

Sanırlardı ki O, bir ilk roman. Ancak fazlasıyla oturmuş bir dil ve üslup görüyoruz bu romanda. Metinde soyutlukta uçuşan düşünceleri, duyguları ve hayal kırıklıklarını bu denli somut biçimde ortaya serebilmek büyük başarı. Bu metin üzerinde çalışırken en çok dikkat ettiğiniz noktalar nelerdi?

Sanırlardı ki O ilk bakışta soyut ve fantastik ögeler içeren bir romanmış izlenimi yaratsa da, esasen sizin de belirttiğiniz gibi somutlaştırmayı temel alan ve kalabalıklar arasında yitip gideni ele alan, bu buradadır demeye çalışan bir roman kurgusuna sahip. Gündelik hayat içerisinde karşılaştığımız fakat çoğu zaman es geçtiğimiz duyguların, rastlantıların göz göre göre irdelenmesi bir bakıma. Hayatı ve zamanı anlamlandırma telaşının bir sonucu. Her ne anlatırsam anlatayım, bunun mutlaka gündelik yaşantıda bir karşılığı olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu da bir kısım canlandırmalarla, modellemelerle ve karakterselleştirmelerle yapmaya çalışıyorum. Romanı kurgularken ise bir bölümden öbür bölüme geçişte okurun heyecanını canlı tutmaya ayrı ve açık bir anlam yükledim diyebilirim.

Bir kitaba isim koymak da zordur, hele de ilk göz ağrısıysa. Sanırlardı ki O, kendi içinde bir sırrı da okura sunuyor sanki ismiyle. İsme nasıl karar verdiniz?

İlk kitabımın ismi gibi, bu kitabımın isminin de şiirsel bir yönü olması gerektiğini düşündüm. Vakur Bulutlar Sağanağı da bir şiir dizesiydi, Sanırlardı ki O da bir şiir dizesi esasen. “Sanma”nın değil “anlamlandırma”nın kitabı bir bakıma. Sandığımız şeyler, anlamlandırmaya muhtaç gibi geliyor bana. Sanırlardı ki O’yu ortaya koyarken, sanmanın değil anlamlandırmanın daha tercih edilesi bir metot olduğunu göstermeye çalıştım okura.

Kitabı okuduğumda bir kapağın bir metinle ancak bu kadar örtüşebileceğini düşündüm. Kapak tasarım sürecine dahil oldunuz mu?

Kapak tasarımı, bu kitapta en çok içime sinen gelişmelerden birisi oldu. 119 sayfalık bir romanın, dört sandalyelik, bir masalık ve bir karışıklık kadar özeti bir bakıma. Tasarım sürecine dahil olmadım, iyi ki de dahil olmamışım diyebilirim. Dahil olsaydım muhtemelen içime bu denli sinecek bir kapak ortaya çıkmayacaktı.

Son olarak okurlara söylemek istediklerinizi alabilir miyim?

“Yarınlara bir şiir kitabı bırakmak borcum olsun”dan beri benim yazdıklarıma kıymet atfeden okur sayısı günbegün arttı. Hayatı ve zamanı anlamlandırma teşebbüsümü karşılıksız bırakmayan ve ileride bırakmayacak her okura şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Çok teşekkür ediyoruz. Umuyoruz ki bu ilk roman okurlarda karşılığını bulur. Sanırlardı ki O ile size  güzel bir yolculuk diliyoruz.

edebiyathaber.net (22 Mart 2021)

Yorum yapın