Merkez noktası sistemi oluşturanların devamı | Tekgül Arı

Mayıs 4, 2016

Merkez noktası sistemi oluşturanların devamı | Tekgül Arı

ask-siraya-girmezGeleceğe kopyalar bırakmak 

Özel mülkiyet hırsının bir sonucudur aile. Hangi an’da olursa olsun şimdiki an geçmişi içine çekerek öğretilmiş en küçük sistemde yer alan bireylerin beraberliğini sürdürmek ister. Bu yüzden olsa gerek ölümü durdurmak için belki de geleceğe birer kopyalarını bırakarak aileyi sonsuza dek garantiye almak ister, böylesi küçük sistemler. Merkez noktası, sistemi oluşturan bireylerin önce var olabilmesi ve devamı sağlaması üzerinedir. Zaman geçişlerinde giderek sisteme yüklenen anlam ve anlayışın ışığında sarmalanan bütünlük kavramıyla ancak sonsuzluğun kapısı aralanabilir.

Aile sisteminin başkarakterleri anne ve babadır çoğunlukla. Çocuklar üzerindeki yaptırım güçleri belli bir zamana kadardır. O zamandan sonra yetişkin olan çocukların şekillenen ruhsal dünyalarında ki keskin sapmaların önüne geçmek zorlaşır. Ancak kurulu sistemin bir şekilde yürümesi gereklidir. Melike İnci’nin, Kırılma Anları üçlemesinin ilk kitabı O Anda ve serinin yeni çıkan ikinci kitabı Aşk Sıraya Girmezin başat karakteri Zübeyde Anne’dir. O, aile bireylerinin gelecekte yaşayacağı sorunları öngören ve ölmeden önce tüm tedbirleri alan bir kadındır. Bu yüzden kopyalarına ihtiyacı vardır. İlk kitap üç günlük zaman dilimini anlatırken, Zübeyde Anne karakteri, mektuplar ve günlükleriyle belirmeye başlar, serinin ikinci kitabında gömüleceği bir günün içinde tüm karakterlerin üzerindeki etkisiyle en üste çıkar.

Roman karakterleri eğitimli ve ekonomik kaygıları olmayan bir sınıfın içinde yer almaktadır. Avukat, savcı, akademisyen yanında bir de yazar vardır. Psikolojik olarak en sorunlu olan da yazar olan Murat karakteridir. Zübeyde Anne’nin ilk göz ağrısıdır. O Anda romanı yoğun diyalogla örülü kurgusu, can çekişen ilişkiler üzerine kurgulanmıştır. Geçmişi çağıran hâlâ yüreğin bir köşesinde kalmış sevgi kırıntıları ya da cinsel tutkuların harlanmasıyla Murat, Aylin’e hayır, diyemez. Ya iyi dost olan Yasemin ve Selim, bir anda oluşan tutkuyla dostluklarını bitirmeyi göze alabilecek kadar cesur olabilirler mi? Dostlar ruhumuzun sığınağıdır. Belki de gerçek aşk bu sığınağın içindedir. Zübeyde Anne ve İsmet Baba birbirlerine âşık olabilirler mi? O Anda, soru sorduran ve cevaplarını diyaloglar içinde aratan bir romandır.

Özellikle 68 dönemi ve 71 Muhtırası gibi önemli siyasal olaylar, Zübeyde ve İsmet’in birbirlerine yazdıkları mektuplar üzerinden okura sızdırılır. Önemli mevkilerde olan karakterlerin de askeri baskıdan dolayı yaşadıkları sıkıntılar göze çarpar. Ancak onların toplumu saran baskılara rağmen, birbirlerini kolladıkları, dostluklarına zarar vermemek adına bir süre görüşmeyi kestikleri de görülür. Öyle ki yazılan mektupların, ele geçme olasılığına karşı simge sözcükler kullanılarak haberleşme sağlanır. Elit kesim, fazlaca yara almadan kendisini ve çevresindekileri bir şekilde korumayı başarır. 

“Nehir taştı. Suların azgınlığını hatırlarsın. Yavuz Hoca da hatırlar. Havalar soğuk gidince böyle olacağı belliydi. Günlerdir gözüme uyku girmiyor. O sular denize kavuşacak. Nehirlerle ilgili hiçbir iz bırakma evde. Sel suları yüzünden hastalanmayasın./ Bu sel çok kötü oldu.”*

“Zaman geçip gidiyor ve bu hikâye anlatılıyor”

Aşk Sıraya Girmez romanında ben anlatıcı olan Selim, Zübeyde Anne’nin evinde yaşamaya başladığından beri kurgulanan “Zübeyde” kopyasıdır aslında. Selim, sığınağını bulmuştur, ancak ona yüklenenler Zübeyde’nin yüklendiği sorumluluklardan farklı değildir. Zübeyde, Selim kopyasıyla ailesinin bütünlüğünü geleceğe taşıyabilecek, bir anlamda yaşamını da sürdürebilecektir. Bu yüzden olsa gerek öleceğini bilmesine rağmen, her şeyi garanti altına alana kadar ölümcül hastalığını birkaç yıl erteleyecek gücü de bulur. Küçük kızı Oya’nın düştüğü durum oldukça ürkütücüdür. Murat, 90’lı yıllarda Van’da yaptığı askerlik hizmeti sonrası kaybolmak üzeredir. Çare Selim’dir. Oya, annesi öldüğü gün âşık olduğu Selim’i bırakmak niyetindedir. Aşk bu kez araya girmiştir. Alt metin okuması yapıldığında, Selim gerçekten Oya’ya âşık mıdır, yoksa bulduğu ve devamını sürdürmek istediği bu aileyi geleceğe taşıyarak, kendisinin yalnızlık sorununu da ortadan kaldıracak mıdır? Ya da Orson Welles’in  ünlü şarkısı  I know what it is to be young’da geçen “Zaman geçip gidiyor ve bu hikaye anlatılıyor” dizelerini mi hayata fısıldayacaktır?

Yazar, iki eserinde de farklı roman teknikleri kullanmıştır. O Anda romanında hikâyeler karakterler tarafından, canlı diyaloglar içinde verilmiş, anlatıcı gerekli yerlerde şöyle bir görünmüştür. Mekân geçişleri tıpkı bir sinema filminin kareleri gibi hareketli ve heyecanlıdır. En heyecanlı anda sahnede değişir ve diğer sahnenin içine dalarsınız. “Yurttaş Kane” filmiyle sinemaya yenilik getiren Orson Welles’in hikâye kurgusuyla oynama, objektif cambazlığı yapma, kameranın önüne obje yerleştirme, derin odak tekniğine benzer bir kurguyu yazar, O Anda romanında uygulamıştır sanki.  

Aşk Sıraya Girmez romanının kurgusu, kısıtlı bir anlatım olanağına sahip olan ‘ben’ anlatım tekniğiyle kurgulanmıştır. Diyaloglar ve geriye dönüşlerle anlatım olanağı genişletilmiştir. İki romanda da oldukça sade bir dil kullanmaya özen gösteren yazar, ayrıca romanların birbirinden bağımsız olarak okunmasını da olanaklı kılmıştır.

“Oya tek şansımdı. Şimdi yine yalnızlığımla baş başa kalıp yine duygusuz adam rolüne bürünmem gerekecekti. Beni bu kadar seven Oya da gidiyordu. Musluğu açıp sıcak suyun altında tamamen ıslanmayı bekledim. Kalması için hiçbir şey yapamamış olmanın kızgınlığıyla fayansa yumruk attım. Canım yanmıyordu, ama sudan incelen derim açılıverdi. Kanamayı yavaşlatmak için suyu soğuk konuma getirdim. Elimden akan kan, suyla giderde yok olurken, soğukkanlılığımı kaybettiğim için kendime kızdım./ Yenilgiyi kabullenmiş olabilirdim ama yıkılmış bir halde banyodan çıkmak istemiyordum.”**

*O Anda: Sayf.163

**Aşk Sıraya Girmez: Sayf.196

O Anda- Mart 2014, Aşk Sıraya Girmez-Nisan 2016 Yitik Ülke Yayınları, Editör: Zerrin Yılmaz

Tekgül Arı – edebiyathaber.net (4 Mayıs 2016)

Yorum yapın