Kitaplarla, kütüphanelerle ve okumanın gücüyle ilgili unutulmaz bir macera

Ocak 23, 2018

Kitaplarla, kütüphanelerle ve okumanın gücüyle ilgili unutulmaz bir macera

Meksikalı bol ödüllü gazeteci yazar Juan Villoro’nun gençlik romanı Vahşi Kitap, 11 yaş ve üstü tüm okurlar için Bülent Kale çevirisiyle Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

On üç yaşındaki Juan’ın yaz tatili hiç de hayal ettiği gibi başlamaz. Önce annesiyle babasının ayrılacağını öğrenir. Sonra en az bunun kadar kötü sayılabilecek bir haberle sarsılır: Yaz tatilinde tuhaf dayısı Tito’nun yanına gönderilecektir! Kim tatilini zikzak kaşlı, günde on beş kupa isli çay içen bir münzevinin devasa bir kütüphaneyle kaplı evinde geçirmek ister ki?

Juan, tozlu raflarla kaplı yeni hayatına alışmaya çalışırken tuhaf bir şey fark eder: Kitaplar kendi başlarına hareket etmektedir! Juan bunu dayısıyla paylaştığında, bir sır açığa çıkar. Kitaplar ona sihirle yanıt vermektedir, yani Juan bir “prinseps” okurdur.

Yakalaması neredeyse imkânsız olan Vahşi Kitap‘ı bulmak da onun görevidir. Peki Juan ve yeni arkadaşı Catalina, hikâye hırsızı Korsan Kitap ona ulaşmadan önce Vahşi Kitap’ı bulabilecekler mi?

Genç okurlar, Vahşi Kitap’ın büyülü gerçekçi evreninde Juan’la birlikte Tito’nun kütüphanesinde akıl almaz bir hikâyenin parçası olmaya davetli!

***

Size, ben on üç yaşındayken başımdan geçenleri anlatacağım. Bir türlü unutamadığım bir şey bu, sanki hikâye beni boğazımdan yakalamış gibi. Kulağa tuhaf gelebilir, ama geçmişin ellerini üzerimde hissediyorum, hatta öyle net bir duygu ki, eldiven kullandığını bile biliyorum.

Bu hikâye sır olarak kalırsa beni esir alacak.

Şu hayattaki en güzel şey, tatillerin ilk günüdür. Güneş o sabah bir başka dolar odaya. Parlak bir güneştir bu; bal rengi, perdeleri ısıtır ve insana iki ay boyunca okul olmadığını haber verir. O ilk gün başınıza her şey gelebilir, o güneş sanki Avustralya’dan gelir, onun kızıl topraklı çöllerinden.

Eğer bir yıl boyunca çok sevdiğin bir şeyi (çikolata, spagetti ya da kızarmış tavuk) yemeyi bırakır ve sonra onu birden tekrar yemeye başlarsan, tadı eskisinden daha güzel gelir. Tatilin ilk günü böyle bir şeydir işte.

 

O zaman ilk kez ve sonsuza dek öğrendim ki bazı ayrıntılar hikâyeleri daha da sahici yapıyordu. Demir şurubu şişesi valize girince her şey bana gerçek göründü. Artık buna inanmam gerekiyordu. Neredeyse hiç aşina olmadığım bir eve gidecektim. O zamanlar henüz bilmediğim şey, bunun hayatımın en büyük macerasına dönüşeceğiydi.

 

Dayım odadan koşturarak çıktı. Süs bitkilerine baktım. Bana minyatür bir ormandan fırlamış masalsı bitkiler gibi göründüler. Orada da örümcekler var mıdır acaba? Ortamda tuhaf bir hava seziliyordu. Dayım birkaç dakika sonra döndü. ‘Bu kitaplığın sana ihtiyacı var yeğen,’ dedi heyecanla. ‘Buraya gelmen için anneni ikna etmem ne kadar zor oldu, bilemezsin. Yıllardır bunu istiyorum. O benim yarı deli olduğumu düşünüyor.’ Bir an durdu, ne diyeceğini hesaplıyor gibiydi. ‘Doğrusu, pek de normal sayılmam. Ama kim sıradan biri olmak ister ki? Tanımaya değer insanları diğerlerinden farklı kılan bir şey olmalıdır.”

‘Bazı dâhi çocuklar büyüdükçe aptallaşır ve kitaplar da onlarla ilgilenmeyi bırakır.

Senden bahsetmiyorum tabii. Bence kitaplar seni inceliyorlar.’

‘Okumayı severim ama o kadar çok değil,’ diye ekledim.

‘Televizyon seyretmeyi tercih ederim, bisiklete binmeyi, köpeğim La Pinta’yla ya da

arkadaşım Pablo’yla oynamayı.’

‘Önemli değil, kitaplar senin diğer insanlardan daha iyi okuyup okumadığını hisseder.

Bir prinseps okur en çok kitap okuyan değil, okuduğu metinde en çok şey bulandır.”

 

Juan Villoro 1956 yılında Meksiko’da doğdu. Meksika’nın önde gelen gazetelerinden Reforma’da düzenli olarak yazan Villoro, ülkesinin çok yönlü ve üretken kalemlerinden biridir. Villoro’nun farklı türlerde (deneme, roman, oyun, öykü) otuzdan fazla kitabı yayımlanmıştır. Bu eserleriyle Xavier Villaurutia Ödülü (1999), Herralde En iyi Roman Ödülü (2004), Antonin Artaud Ödülü (2008), İspanya Kralı Uluslararası Gazetecilik Ödülü (2010), İber-Amerika José Donoso Ödülü (2012) ve José Emilio Pacheco Edebi Saygı Ödülü (2016) olmak üzere pek çok ödüle değer görülmüştür. Almancadan ve İngilizceden çeviriler yapmasının yanı sıra, misafir öğretim görevlisi olarak Princeton, Yale, Boston ve Barselona Pompeu Fabra Üniversitesi gibi saygın üniversitelerde edebiyat ve gazetecilik üzerine dersler vermiştir.

edebiyathaber.net (23 Ocak 2018)

Yorum yapın