Kitap Cumhuriyeti’nin ilk kitabı yayımlandı

Ekim 6, 2020

Kitap Cumhuriyeti’nin ilk kitabı yayımlandı

Emrah Polat’ın “Terra Rosa” adlı öykü kitabı, Türkiye’nin dijital kitap platformu olan Kitap Cumhuriyeti‘nin ilk kitabı olarak yayımlandı.

Ücretsiz olarak okumak için>>>

Tanıtım metninden:

Emrah Polat Terra Rosa adlı bu sıra dışı öykü kitabında, eşine son zamanlarda az rastlanan bir mahalleyi anlatıyor. Kitaptaki öyküler belli mesafeden bakınca bütün olarak bir anlam ifade eden mozaiği andırıyor; orada Seyranbağları’na, Çinçin’e, Kuştepe’ye, Kadifekale’ye benzeyen hayalî mahalleyi; Kızıltoprak’ı görmek mümkün. Mozaiğe biraz daha yaklaşınca kendi içinde bağımsız ama diğerleriyle de ilişkili öyküler buluyoruz. Çok fazla yanına gittiğimizde ise bir karakteri, olayı, mekânı görmek ve Kızıltoprak’ın pürtüklü duvarlarına temas etmek mümkün… Yarı deliler, sarhoşlar, bitirimler, konsomatristler ve taklacı güvercinler bu sisli dünyanın içinde dans ediyorlar adeta.

Kitaptaki öykülerin yedi tanesi Kafa Dergisi’nde, beş tanesi Bavul Dergisi’nde, bir tanesi Resimli Edebiyat Takvimi 2015’te, bir tanesi ise Resimli Edebiyat Takvimi 2016’da yayımlanmıştır. 

Emrah Polat kimdir?

1974 yılında Ankara’da doğdu. ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. Edebiyat Haber Yayın Yönetmeni.

Romanları: “Köpek Adamlar” (İletişim Yayınları), “Alocu Tilkinin Serencamı” (İletişim Yayınları), “Yüzler” (İletişim Yayınları). Köpek Adamlar adlı romanı Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya’da basıldı.

Ortak kitapları: “İstanbul’un Sakinleri” (Timaş Yayınları), “Sanat Sosyolojisi” (Bilge Kültür Sanat), “Yüzyıllık Perde” (Alakarga Yayınları).

Kitaptan:

“Bi’ hafta geçti geçmedi. İşe gitmediğini öğrendim. Mahalleyi aradım taradım, ortalıkta yok. Sonunda parkta ağlarken buldum bunu. Alevi sönmeye yüz tutmuş bi’ kibrit çöpü misali cılızlaşmış, erimişti. Burnunu gocuğunun yenine sildi. Bankın altındaki şarap şişesini alıp kafasına dikti. Hava daha kararmamıştı ama belli ki Fuat’ın bulunduğu âlem zifiri karanlığa gömüleli çok olmuştu. Yanına çöküp, “O’lum niye bıraktın işi, ne güzel bi’ akarın vardı be?” dedim. Kenetleyip dizlerinin üzerine koyduğu ellerine bakarak konuştu: “Birader, içmeme, Serap’ı düşünmeme mani oluyordu iş!

Yazarın Sesinden

Ücretsiz olarak okumak için>>>

Ddosya göndermek için: [email protected]

edebiyathaber.net (6 Ekim 2020)

Yorum yapın