İlhan Berk’in Bodrum’u ve minimalizm  | Oktay Yivli

Nisan 5, 2023

İlhan Berk’in Bodrum’u ve minimalizm  | Oktay Yivli

İlhan Berk şiirinin ilk evresi sayılan Güneşi Yakanların Selamı (1935), İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu (1955) kitaplarını yayımladığı dönemde şair, gerçekçi ve ideal gerçekçi bir şiirle edebiyata başlamıştır. Bu dönem şiirleri üzerinde kısmen Garip’in, daha çok da toplumcu gerçekçiliğin etkileri bulunur.

Bununla birlikte adı sonradan İkinci Yeni olarak konacak olan yeni bir şiirin ilk denemelerini de 1954’ten itibaren vermeye başlar. Özellikle Galile Denizi (1958), Çivi Yazısı (1960), Otağ (1961), Mısırkalyoniğne (1962) kitaplarında tam bir İkinci Yeni biçemini sergiler.

1976’da yayımlanan Atlas’tan* sonraysa İlhan Berk şiirinin değişmeye başladığını görürüz. (Aynı değişim 70’li yılların sonunda Metin Eloğlu’da da görülür.) Bu dönemde İkinci Yeni evresindeki kimi kazanımlarını sürdürse de şiirinin büyük oranda hermetik olmaktan çıktığını, ilgili şiirin ortodoks özelliği olan tematik krizi tek ettiğini söyleyebiliriz.

İşte bu dönüm noktasını görmek, fazla ele alınmayan bu evresini bir parça aydınlatmak ve biraz da yıllarca yaşamış olduğu Bodrum’a nasıl baktığını anlamak için Atlas kitabının “Halikarnassos Yazısı” bölümü üzerinde duracağım.

Atlas’ın ilk bölümlerinde kitabın adına uygun olarak İlhan Berk, İstanbul’dan başlayarak pek çok Avrupa kentini kat eder ve ortaya şiirsel bir coğrafya koyar. Uzamı coğrafya olarak yorumlayan bu girişim; yalnızca kentlerle yetinmez, tüm kozmik evreni ve yeryüzünü de buna ekler.

Gerçi İlhan Berk için şiirden atlas yapmak ne bu kitapla başlamıştır ne de bu kitapla son bulmuştur. Kentleri 1947’de çıkan İstanbul kitabında da 80’li yıllarda yayımlanan Galata ve Pera kitaplarında da arşınlamıştır. İşte Atlas kitabının “Halikarnasos Yazısı” bölümü de geniş anlamda Ege’ye, dar anlamda Bodrum’a adanmış ve bu kenti şiirsel belleğe ekleyen bir çalışma olmuştur.

Adı geçen şiirlerdeki biçem ve dil, İkinci Yenici evresine göre yalındır, imge düzeni kendini kapatmaz ve fazlasıyla anlatımcı bir şiirle karşılaşırız. Hatta çoğu zaman bu anlatımcı yordam, dağınık da olsa bir hikâyecikle, bir uzamla ve kimileyin de karakterlerle birlikte gelir. Zaman ise ya kozmiktir ya da sonsuz bir şimdi izlenimini verir.

Bu anlatımcı şiirin poetik metinde aktardıkları fazla değişmez. Bir kasabanın (bu Bodrum’dur elbette) gündelik hayatı ve doğal çevresi, bir ressamın ve bir flanörün bakış açısından sunulur. Adı geçen kasabanın karakterine uygun olarak flanör özne, onu denizle birlikte her gün yeniden keşfeder. Denize, kırların da işe karıştığı doğal çevre eklenir ve gökyüzü tüm gerçekliğiyle şiirdeki yerini alır.

Gerek yetmişli yıllar gerekse tarihsel Bodrum’un karakterine uygun olarak denizcilik, balıkçılık bu şiirde geniş bir yer kaplar. Sait Faik gibi Berk de sahiciliği sağlayabilmek için denizcilik jargonundan balık taksonomisine alanın pek çok terimini şiirine dâhil eder. Bu tutum yalnızca atmosfer sağlamakla kalmaz, şiire naif bir estetik de bağışlar.

Bu, şimdinin ve gündelik hayatın şiiri olmakla beraber Berk, ustalıkla geçmişe de gidip gelir. Tarihsel ve mitolojik Bodrum ve Ege, düş ve çağrışımlarla gündelik olanın içinden başını uzatıp kendini gösterir. Böylece günledik enstantaneler derinlik kazanıp tarihsel bilinçle birleşir.

İlhan Berk şiirinde tüm yarımada ve özellikle kent merkezi bir duruluk, bir dinginlik içinde yakalanır. Pastoral bir estetik bağlamında gökyüzü, deniz ve kırlar bu kentin sınır çizgileridir. Bu dinginlik içinde örtülü bir yalnızlık ve adı konmamış bir ölüm duygusu vardır nedense.

Şiir öznesi bu kentin çevresinde göz gezdirirken önemsiz sayılabilecek pek çok ayrıntıyı şiirine ekler. Her türden ot, böcek, hayvan Berk’in bu dönem şiirinde kendine yer bulur. Minimalizmle açıklayabileceğimiz bu yaklaşımın şiirimizde bir tarihi vardır. Ali Ekrem Bolayır’da ve Yedi Meşale şairi Sabri Esat Siyavuşgil’de de küçük nesneler çevresinde dönenen şiirler bulunur.

İlhan Berk’teki bu minimalist tutumu hem içerik hem de biçim düzeyinde yorumlamak gerekir. Bu küçük nesneleri büyültmek, onların ayrıntılarına girmek minyatüre özgü bir estetiği var ederken modern insanın can sıkıntısını da çarpıcı biçimde izlekleştirmektedir.

Estetikten söz etmişken son olarak bu dönem şiirindeki müzikaliteye değinmek yerinde olur. Berk’in İkinci Yeni şiirinde pek saptanmayan hatta kendiliğinden oluşurken bile şair tarafından engellenen ritim ve ezgi, bu dönem şiirlerinde açıkça duyulur olmaya başlar. Bodrum şiirlerinde Berk, dize içinde ani durmalar ya da keskin olarak alt dizeye taşmalarla ritim oluştururken sıralamalar ve çeşitli söz simetrileriyle doğala yakın bir ezgiyi şiirine kazandırmıştır.


* Atlas, İlhan Berk, Ada Yayınları, İstanbul 1976.

edebiyathaber.net (5 Nisan 2023)

Yorum yapın