Habib Bektaş’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Kasım 10, 2021

Habib Bektaş’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

1-Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Yazdıklarımı ayrı çekmecelere koyarak sınıflandırmak, bu çocuklar içindir, bu yetişkinler içindir demek istemiyorum. Yazdıklarımı yetişkindir, çocuktur kim isterse okusun. Benim çocuklarım da böyle büyüdü. Kütüphanemizdeki kitaplardan hangisini istiyorsa çekip çıkarır okurlardı. Bu işin kimseye zararı olmadı. Ne çocuklarımız “kötü yollara” düştü, ne de biz!

Bu bağlamda aziz devletimizin, hatta birçok anne babanın kaygısını anlayabilmiş değilim.

Çocukluğumda da böyle bir ayrım yapma lüksüm yoktu. Ne bulursak okurduk, okurdum.

2- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

Sanıyorum Doğan Kardeş yayınlarından çeviri bir kitaptı. Adı da sanıyorum “Kırmızı Saçlı Çocuk.” Çok sevindiğimi anımsıyorum. Kitap üzerine konuşabileceğim tek insan babamdı. İhtirasla konuştuğumuzu anımsıyorum.

3- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz oldu mu? 

O kadar çok kitap sevdim ki! Hepsine de sadece imrendim.  Bir anımı anlatayım burada. Aradan 30 yıl falan geçmiştir diye düşünüyorum. Bir dergide Hulki Aktunç’un bir şiirini okumuştum. Tanışıyorduk. Ortak dostumuz sevgili Necati Tosuner’di. Hulki’nin şiirini çok sevmiştim. O zamanlar e posta falan yok. Bir mektup yazdım. Hulki, bu şiiri çok sevdim, imrendim, ben yazmış olmak isterdim, dedim. Bir süre sonra mektubu geldi. O da çok sevinmiş. Mektubunda şöyle bir cümle vardı: “Galiba, şairleri yine şairler okuyor.”

4- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?  

Bir süre önce üstbaşlığı Kızılderili Öyküleri olan “Parlayan Ay’ın Şarkısı” adlı bir kitap geçti elime. Sevdim anlatılanları.  Güzel masallar. Gerçekler. En gerçek şey, masallardır. Buradan yazana, kitap yapıp bize sunana bir selam çakalım, değil mi ama.

Keşke anneler babalar çocuklarına aldıkları kitapları okusalar! Hayır hayır, denetlemek için değil: Kitabın, kitapların kapılarını çalsınlar, o dünyaya girip otursunlar, gülüp oynasınlar. Çocukları, çocuklarını tanısınlar. Kuşkusuz bir dünya daha varmış diyeceklerdir.

edebiyathaber.net (10 Kasım 2021)

Yorum yapın