Gülsüm Cengiz’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Eylül 5, 2018

Gülsüm Cengiz’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Edebiyata şiirle girdim. İlk kez 1983’te Varlık dergisinde yayınlanan şiirlerim 1987’de kitaplaştı. Çocuk ve gençlik yazınına, önceleri eğitimci ve araştırmacı olarak ilgi duydum. Öğretmenlik yaptığım yıllarda sınıfta çocukların okudukları kitapları merak ederek o kitapları okumaya başladım. Bu anlamda çocuk ve gençlik edebiyatına bir araştırmacı olarak adım attım diyebiliriz. 1975 yılında İstanbul’da bir panel yapıldı. Erdal Öz, Abdullah Özkan gibi son derece önemli konuşmacıları vardı. Ben de ilk defa bir öğretmen olarak bu panelde çocuk kitaplarının içeriğine ve verdikleri iletilere dair gözlemlerimi paylaştım. Bu çalışmam ilgi çekti ve yayınlandı. Bu dönemde ben de çocuk edebiyatı ile ilgilenmeye başladım. Ama benim edebiyat dünyasına girişim asıl  şiirle olmuştur. 1983 yılında ilk kez Varlık dergisinde yayınlanan şiirlerim, 1987 yılında Cem Yayınları Türk Yazarları dizisinde yayınlanarak kitaplaştı. Bu süreçte çocuk edebiyatı kafamı kurcalayan bir konu olarak  kaldı. Çocuk edebiyatına eleştirel bir gözle bakıyorum, eksiklerini eleştiriyorum. O zaman kendime “Eleştirmek yetmez, seçenek üretmek gerekir,” diyerek çocuklar için de yazmaya başladım. Bir sorumluluk duygusuyla yani. İlk çocuk öykülerim böyle ortaya çıktı. 1988 yılında,  daha önceden yazdığım Arı ile Papatya, Bir Dilim Ekmek İçin, Kente Gelen Çam Ağacı ve Damlacık adlı öykülerim kitap olarak yayımlandı. Bu kitaplar, çocuklar ve eğitimciler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Bu da bana doğru yolda olduğuma dair bir cesaret verdi. Bu alanda yapıt üretmeyi sürdürdüm, ama nasıl bir sorumluluğun altına girdiğimin de farkındaydım. Benim istediğim; çocukların biraz daha umutlu, aynı zamanda hayatın içinde yer alan ve iletisi olan öyküler okumalarıdır. Bununla birlikte, yazdığım öykülerdeki iletilerin, kurguda ve metnin içinde doğal bir biçimde yer almasına, verilmek istenen iletilerin sezdirme yoluyla anlatılmasına özen gösteriyorum.

2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?

İlkokul 2. sınıftayken sınıf kitaplığından aldığım ince kitapları okuyarak sınıftaki öteki çocuklardan biraz geri olan okuma hızımı artırmaya çalışıyordum. Bir gün elime bir ayıcığın okula gitmediği için başına gelenleri anlatan incecik bir öykü kitabı geçti. Tombi Okula Gitmemişti adını taşıyan kitabın esprili hoş bir anlatımı vardı ve bana o yaşta okuma zevkini tattırmıştı. Bana okumanın ve öğrenmenin önemini duyumsatan bu kitabı çok sevmiş ve defalarca okumuştum. Kitabın adı evde espri konusu olmuştu. Bazı sabahlar okula gitmemek için mızırdandığımda ya da öğretmenin verdiği ödevi yapmayı geciktirdiğimde evdekilerin hepsi koro halinde o cümleyi tekrarlayarak bana takılırlardı: Tombi Okula Gitmemişti. Evet, kitap öğreticiydi ama didaktik değildi. Beni bu yönüyle etkilemişti. Okuma davranışı kazanmamda etkisi olduğunu düşünüyorum. Sonrasında sınıf kitaplığından sürekli kitap alıp okuyan bir çocuk oldum ve çok fazla kitap okudum. 4. sınıfta bir okuma yarışmasında 1. olduğum için bana armağan edilen Rudyard Kipling‘in Orman Çocuğu Mawgli de bunlardan biridir.

3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?

Nazım HikmetSevdalı Bulut, John Boyne-Çizgili Pijamalı Çocuk romanı, Harper Lee-Bülbülü Öldürmek çok beğendiğim kitaplardır.

4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?

Çocuklara yönelik en son okuduğum kitap Roald Dahl‘ın Fantastic Mr. Fox. (Türkçeye Yaman Tilki adıyla çevrildi.) İngilizcesinden okuduğum kitaptan inanılmaz okuma tadı aldım. Sürükleyiciliğinin yanı sıra eğlenceli ve sürprizlerle dolu bir öykü anlatmış yazar. Birbirinden cimri üç çiftçinin kendisini ve ailesini öldürme girişimlerini her defasında boşa çıkaran, ailesini korumak ve beslemek için mücadele etmekten hiç vazgeçmeyen Bay Tilki’nin becerikliliğine ve cesaretine  hayran olmamak elde değil. Fantastik Bay Tilki karakterini ve öteki karakterleri yaratan, okurlarının hayvanlarla özdeşim kurmasını sağlayan akıcı ve sürükleyici bir öykü yazan yazar Roald Dahl’a da bir kez daha hayran oldum.

edebiyathaber.net (5 Eylül 2018)

Yorum yapın