Fulya Eyilik: “Önceliğimiz bireysel ve kültürel bilince destek olacak eğitimler sunmak.”

Mayıs 8, 2020

Fulya Eyilik: “Önceliğimiz bireysel ve kültürel bilince destek olacak eğitimler sunmak.”

Söyleşi: Mukaddes Kaya Güney

Son yıllarda online eğitim alanında bir çok eğitim gerçekleştiren Butik Global Online platformunun yöneticisi,  içinde bulunduğumuz ve evde kaldığımız şu günlerde online birçok eğitim ve öğretinin yolunu açan Fulya Eyilik ile sohbet ediyoruz.  Fulya Eyilik nefes, yaşam koçluğu, yoga, mindfulness gibi tekniklerin ilklerini Türkiye’de geliştiren, bu yolda ışık olan, bireylerin iç yolculuğuna ayna tutan, bu konuda çok iyi bir eğitimle kendini yoğuran, geliştiren ve sürekli araştıran bir simyacı.

Yolunu nasıl çizdin, nasıl bir eğitim ve öğretim sürecinden geçtin?

Antalya Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra, Miami Üniversitesinde Uluslararası Finans ve Pazarlama ve Bilgisayar İletişim Bilimleri üzerine eğitimimi tamamladım. Akabinde uzun süre kadim ilimler, psikoloji, felsefe, edebiyat alanlarında tamamlayıcı eğitimler aldım. Son dönemlerde iki senemi Stanford Üniversitesi’nde sürekli eğitim merkezinde şefkati besleme, yaratıcı yazarlık ve şiir atölyeleri eğitimlerine katılarak geçirdim.

Türkiye de ilkleri yapan bir mentor oldun, biraz anlatır mısın (OWO) gibi?

Owo benim ilk açtığım özel eğitim merkezi idi. 2002 yılında açmıştım ve daha çok kadim ilimlerin konuşulup tartışıldığı, nefes, yaşam koçluğu, yoga, astroloji gibi bir çok farkındalık tekniğinin öğretildiği bir mekandı. Eğitimlerimiz her zaman bireysel ve kültürel bilinci geliştirici tamamlayıcı eğitimler oldu. O dönemlerde bireysel farkındalığa yönelik çalışmalarla çok ender karşılaşılıyordu.

Şu anda daha çok online eğitimlere yöneldin. Neler yapıyorsunuz?

2019 yılının başlarında Butik Global Online adında bir platform açtık. Bu platformda dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen birçok eğitmeni, sanatçısı ve bilim insanı ile çalışıyoruz. Yine önceliğimiz bireysel ve  kültürel bilince destek olacak eğitimler sunmak.

Ağırlıklı olarak edebiyat okumaları, şiir atölyeleri ve yaratıcı yazarlık eğitimine öncelik veriyorsunuz bunun bir sebebi var mı?

Her şeyin temeli okumak; kitap okumak, hayatı okumak,  okumayan kitleye verilecek hiçbir eğitim ihtiyaç görülen derinliğe dokunamayacaktır. Öğrenenlerin dünyasının temelinde okumak ve yazmak olduğunu düşünüyorum. Sıradan bir okumadan bahsetmiyorum bir zanaat olarak okumak ve bir günlük bile tutulacaksa bir zanaat olarak yazmak. Eğer gelişime dayalı bir kültüre hizmet etmek istiyorsan edebiyat, okuma kültürü, şiir kültürü ve yazmayı öncelikli olarak desteklememiz gerektiğini düşündüğümden dolayı okulumuzda  bu alanda oldukça yoğun programlar sunmaya özen gösteriyoruz. Okuma ve yazma kültürünü, okumanın  ve hayata şiirsel gözle bakmayı desteklemek adına Feridun Andaç’ın ve Haydar Ergülen’in ve diğer değerli edebiyatçının atölyelerine sıklıkla yer veriyoruz. Kişiler evlerinden dünyanın her yerinden, Türkiye’nin birçok köşesinden bağlanıp bu değerli yazar ve şairlerle çalışabiliyorlar. Online platformların böyle bir avantajı oluyor. Aynı şehir ve aynı mekanda olamamaktan dolayı katılmakta zorlanabileceğimiz bir eğitime, evinin konforundan dünyanın neresinde olursa olsun katılabilirsiniz.

İçinde bulunduğumuz dönemde (Korona döneminde) yaratıcı yazarlık, şiir insanlara destek olur mu?

Yazmak ve okumak bilgilenmenin yanında bireyin kendi kendini sağaltması, kendine ve çevresine duyarlılaşması içinde çok destekleyici. Eğitimlerimize birçok katılımcı sadece edebiyatçı, şair veya yazar olmak adına değil kendi ve bireysel ifadesini arıtmak için de katılıyor. Eğitimler esnasında birçok profesyonel çalışma da ortaya çıkabiliyor ve aynı zamanda birçok ruha da nefes oluyor.  Benim hayatımın uzun bir bölümü mistik okullarda geçti. Mesela kişisel farkındalığa ve bireylerin uyanmasına önem veren bu okullarda kullanılan bir temel teknik vardır.

Not tutarak kendini gözlemleme:

Günlük tutmak; davranışlarımızın günlük kaydını tutmamız, olaylara nasıl tepkiler verdiğimizi gözden geçirmek ve özdeşleşmeden uzaklaşmamız ve sinir sistemimizi rahatlatmak için kullanılan bir yöntem. Belki gün içinde birisi ile konuştunuz veya bir haber okudunuz ve endişelendiniz. Bu anı hatırlayın ve bu anı yazıya dökün. Bu yazdıklarınıza izleyici kalın. Aynı bir nehrin akması gibi, şekil ve isimlerin akması gibi tüm günün yazarken akıp geçmesine izin verin. Ve yazarken sadece izleyin. İnsanlık tarihi kadar uzun olan not tutma tekniğinin en ilkel kalıntılarını mağara yazılarında, kemiklerin üzerine işlenmiş figürlerde görebiliyoruz.

Aynı zamanda şu dönemde birçok insan karantinada ve tek başına kalma durumu söz konusunu. Birçok aktivite iptal edildi. Bu noktada her bir okuma yeni bir buluşma olacaktır. Yeni bir etkileşim olacaktır. Yeni bir insana, yeni bir olaya, yeni bir ortama gidiş olacaktır. Her bir okuma ilhamı, yaşam enerjisini uyanık tutacaktır. Bu sebeple bu karantina dönemlerinde okuma ve yazma seminerlerimize özellikle önem veriyoruz. Bu bağlamda gerek şiir etkinlikleri, şiir paylaşım günleri gerek okuma atölyeleri düzenliyoruz. Kısa zaman içinde Feridun Andaç ile 30 değerli yapıtın üzerinde konuşacağımız bir atölye çalışması başlatıyoruz. Bu atölyede hem yazarlar, hem de çok değerli yapıtlar konuşulacak. Bu atölyenin kayıtları alıncak ve geleceğe miras kalacak 30 saatlik bir arşiv hazırlanacak. Bu arşivi olabildiğince çok kişiye ulaştırmayı umuyoruz.

edebiyathaber.net (8 Mayıs 2020)

Yorum yapın