Fas kırmızısı, Napoli mavisi ve “Yoksullar Hanı” | Selva Trak Ulupınar

Mayıs 6, 2021

Fas kırmızısı, Napoli mavisi ve “Yoksullar Hanı” | Selva Trak Ulupınar

Renkli bir içeriğe sahip “Yoksullar Hanı”, birbirinden hem çok farklı hem de çok benzer özelliklere sahip iki şehir olan Marakeş ve Napoli arasında geçiyor. Fas ve İtalya’nın ruhdaşlıklarını ele alırken yazar, bir yandan da bu iki ülkeyle Afrika, Avrupa ve tüm insanlık arasındaki görünmeyen güçlü bağları çeşitli yönleriyle ortaya koyuyor.

Gönül Akgerman çevirisiyle Sia Kitap’tan çıkan Faslı yazar Tahar Ben Jelloun’un romanı, verdiği mesajlarla birlikte Doğu Edebiyatı’nın şaheseri Binbir Gece Masalları’nı andıran bir atmosferin içine sürüklüyor okuru. “Yoksullar Hanı”, bu özellikleriyle çok katmanlı ilginç romanlardan biri…

Kitap, Edebiyat Fakültesi’nde ders veren Faslı bir profesörün Napoli Belediyesi’nin açtığı bir yazı yarışmasına katılma isteğiyle başlıyor. Yarışmaya katılacağı yazıyı yazmak üzere Napoli’ye davet edilen profesör sevinçlidir; bir lisede öğretmen olan eşiyle mutsuz evliliklerinden bir süreliğine de olsa uzaklaşmanın bir yolunu bulmuştur.

Olay örgüsü, profesörün bu Akdeniz kentinde yolunun düştüğü “Yoksullar Hanı”nın gizemli havası eşliğinde gelişir. Olayların gelişimi süresince her iki kentin dolayısıyla her iki ülkenin yaşam tarzları hakkında bilgi sahibi olmak -belki kendi topraklarımızla kıyaslama imkânı bulmak- kitabın ufuk açıcı misyonlarından biri… “İnsanların size saygılı davranmaları için şiddetin, hatta haksızlığın gerekmesi ne korkunç! Fas’ta birey yoktur, insana böyle bir hak tanınmaz. Özel mülkiyet, bireysel özgürlük pek ender göz önüne alınır. Devletin insan haklarına saygı göstermesi için savaştık ama aynı haklara kendi aramızda, gündelik yaşamımızda, komşuluk ilişkilerimizde, yakın birlikteliklerimizde saygı gösterilmesi için savaşmayı unuttuk.”

1800’lü yıllardan kalma “Yoksullar Hanı”, sarayındaki lüks ve gösterişten suçluluk duyan bir kralın fakir halk için yaptırdığı bir meskendir. Han, zaman içinde köstebek ve farelerin cirit attığı bir Aşk Kurbanları Han’ına -bir başka deyişle Yaşam Kurbanları Han’ına- dönüşmüştür. Yani aşk acısı yüzünden yaşamları ve psikolojileri alt üst olmuş insanların bırakıldıkları Han’a… İde ile Gino’nun aşkları… İhtiyar Kadın’ın bir vakitler Piero’yla yaşadığı aşk… Profesörün İza’ya duyduğu platonik aşk… Bu mezbele bina, reddedilmiş sevdaların uğruna münzevileşen âşıkların âdeta “aşk öykülerinin düğümlenip çözüldüğü bir tiyatro sahnesi”dir.

Faslı profesör kendi deyişiyle; Marakeş’in kırmızı tozundan uzaklaşarak Akdeniz’in mavi dünyasına dalmak için geldiği Napoli’de artık bu Han’ın sakinlerinden biri olacaktır: “Zaman bir düş ürünüdür. Hepimiz bu yanılgının kurbanıyız. Zamanın hiçbir şey olmadığını anladığımda, kendimi özgürleşmiş hissettim.” Buraya bağlanmasının nedeni diğerleri gibi aşk acısı değil, yazacağı kitapta değerlendirmek üzere hikâyeler toplamaktır. Profesöre kendi hikâyesi dahil pek çok tutku ve hüzün dolu aşk öyküsü anlatan İhtiyar Kadın, Binbir Gece Masalları’ndaki Şehrazad’ın yerini almıştır sanki.

Ava, Kenza, İde, İza, Momo… Yazar, umduğundan fazla uzayan yeni yaşamında birçok ilginç kişilikle karşılaşan profesör kahramanı aracılığıyla masal dünyasından çıkmış duygusu uyandıran farklı ırk ve renklerde bu insanlar için mesaj vermeyi ihmal etmez. Bu mesajlar ilhamını, Avrupa ile Afrika insanlarının dünyanın kaynağında birbirine karışmış yaşamlarından alır: “Yahudi’ydim. Kendimi aynı zamanda Arap’mışım gibi de hissediyordum, hem Arap hem Müslüman hem Afrikalı,…”

Aslında “Cennet ve cehennem arasındaki o şeffaf ve hafif perde”nin aralandığı yerde duranların mekânıdır “Yoksullar Hanı”: “Hepimiz bir sınır arayışı içindeyiz, rüya ve gerçek arasında net bir çizgi arıyoruz.” Burada geçen hayal – gerçek karışımı gizemli günler, belki de dünyayı asıl görmemiz gereken yerden, tersinden görmemizi sağlamaktadır: “Başı üstünde yürüyen adam dünyayı tam yerinden görür. Hafiflik, tesellisiz yalnızlıktan fışkırır.”

Tahar Ben Jelloun, bu hikâyelerle rengârenk bir roman dünyası kurmuş. Tıpkı ülkesi Fas gibi…  Ve onun kalemi eşliğinde gizem ve tutku dolu hikâyelerin renkli yolculuğuna çıkmak isteyen okurları bekliyor “Yoksullar Hanı”.

Selva Trak Ulupınar – edebiyathaber.net (6 Mayıs 2021)

Yorum yapın