Eşref Karadağ: “Bu romana başlarken tek amacım vardı; çocukları güldürmek, eğlendirmek.”

Şubat 1, 2021

Eşref Karadağ: “Bu romana başlarken tek amacım vardı; çocukları güldürmek, eğlendirmek.”

Söyleşi: Mehmet Özçataloğlu

Bilgi Yayınevi tarafından yakın bir zamanda yayımlanan “Dedem Bir Maymun” adlı kitabın yazarı Eşref Karadağ ile kitap üzerine söyleştik.

Kitabın doğuş hikâyesini dinlemek isteriz öncelikle. Nedir size bu kitabı yazdıran?

Youtube’da ‘Kumarda Kaybeden Maymunun Öfkesi’ başlıklı kısa bir video izlemiştim yıllar önce. (Bu yazıyı yazarken hâlâ duruyor mu diye baktım; evet, duruyordu.) Söz konusu hayvan bir şempanzeydi. Hayvanın kumar tutkusunu, kaybedince de öfkesini görünce, böyle bir serüven neden olmasın, dedim. Elbette bir şempanzeyi evde beslemek zor olurdu. Onun yerine bir örümcek maymunu daha mantıklı geldi.

“Sevgi İzi” adlı kitabınızda otizmli çocuklara dikkat çekmiştiniz. Bu kitapta da konuşma güçlüğü yaşayan bir çocuk söz konusu. Sizi bu konulara yönlendiren etki nedir?

Öyküde okuru çeken ana etkenin çatışmanın derinliği olduğunu iyi biliriz. Çevremizde çok vardır romandaki Derya Hanımlardan. (örneğin biri bizde) Hayvan düşmanı değillerdir, ancak bir hayvanla aynı çatı altında yaşamaya asla katlanamazlar. Hal böyle olunca, burada geçen ‘asla’yı geçersiz kılacak, ortadan kaldıracak bir neden olması gerekiyordu. İşte o da Meriç’in GDG’si oldu. Buradaki ‘Gelişimsel Dil Gecikmesi’ sadece kurguya bir araç olarak kullanıldı. Roman boyunca ön plana çıkarılmadı.

Dezavantajlı bireylere karşı özel bir hassaslığım da var elbette. Öğretmenliğimin son iki yılında onlarla çalıştım. Çok şey öğrendim onlardan. Belki de o günlerde edindiklerimin yansımalarıdır.

Son dönemde okuduğum kitaplarda eskiden süregelen kedi-köpek dostluğunu değil de dinozoru, zebrayı, maymunu gördüm. Sanırım bu daha da çeşitlenecek. Bir dönem kapanıyor mu acaba?

Hayır, öyle düşünmeyin. Kediler, köpekler insanların ayrılmaz parçası olmuş durumdalar. Neredeyse on evden birinde varlar. Hal böyle olunca, çocuklar için biraz sıradanlaştılar sanki. Biraz da çocuklar, ilk gençlik evresinin verdiği heyecan tutkusuyla, yılan, maymun, hemstır gibi daha ilginç hayvanlara ilgi göstermeye başladılar. Öykülere, romanlara yansımasının ana nedeni budur kanımca.

Neden maymun, bir başka canlı değil, diye sorsam?

Bu romana başlarken tek amacım vardı; çocukları güldürmek, eğlendirmek. Bu yaklaşıma en çok yakışan hayvan da maymundu. Sırıtan bir maymun gördüğümüzde hangimiz gülümsemeyiz? Kahramanlaştırdığım başka canlılar da var, bilirsiniz. Alsancak Dedektifleri’nde güvercinler, Özgürlük mü O da Ne’de hemstırlar, Dede ile Sayın Okaliptüs’de serçeler, sincaplar…

Vergi dairesi memuru bir baba, resim öğretmeni bir anne. Okuduklarımdan anladığım ise bu göstergelerin üzerinde standartta bir yaşam sürüyorlar. Bir de şimdilerde pek karşılaşmadığımız geniş aile yapısı. Bu harmanlamanın bir nedeni vardır Eşref Karadağ nezdinde. Ama ne?

İki maaşlı ailelerde, çocuğa bakacak bir büyük yoksa bakıcı tutmaktan başka çözümü kalmayabilir insanların. Kaldı ki Meriç’in özel durumu da bunu gerektirmiş olabilir. Dedenin aynı evde oturması da karşılıklı olumlu tutumlardan kaynaklanan bir sonuç değil mi? Sonuçta eğlenceli bir aile olduklarını birlikte gördük. Kimsenin Bilâl Dede’yle bir çatışması yok. Bence, evimizin bir odasında, özellikle bize ihtiyacı olan büyüklerimizin yeri olmalı. Çocuklarımızın bu güzelliği yaşama hakları var, diye düşünüyorum.

Yakın bir zamanda sosyal medyada gördüğüm bir linç olayını anımsattı kitabın adı. Öğretmen Öküz ve Öğrenci Eşek adlı kitapların yazarına karşı yapılan bu hareket sizi de ürküttü mü, böyle bir çekinceniz var mı? “Dedem Bir Maymun” kolayca çekiştirilebilecek bir isim.

Ülkemiz gittikçe kutupların derinleştiği, insanların tahammül sınırlarının daraldığı günlerden geçiyor. Bunun pek çok nedeni var elbette. “Öğretmen Öküz, Öğrenci Eşek” tartışmalarını kısmen izledim. Ancak ilgili kitabı okumadığım için bir fikir öne sürmem yanlış olurdu.

‘Dedem Bir Maymun’ adına da tepkiler geldi, geliyor da. Ancak kitabı okuyanlar bunun bir evrim kitabı olmadığını, hiç kimsenin inancına saldırmadığını, aksine insanlarla hayvanların yüzyıllardır süren ilişkilerini sorguladığını görünce ilk düşüncelerini değiştiriyorlar. İnstagram’daki okuma gruplarında bunun pek çok örneğini yaşadım.

Otizmli çocuklar, konuşma güçlüğü çeken çocuklar… Tahmin ediyorum ki sırada da benzer bir konu bekliyordur. Masada neler var?

Sevgili Özçataloğlu, sırada ne var; gerçekten ben de bilmiyorum. Ancak “Dedem Bir Maymun-2- Dali Tatilde” fikri oluştu bu süreçte. Tam bir yaz kitabı olacak. Şimdiden notlar almaya başladım. Bu arada, kitabın adını da ilk olarak sizinle paylaşıyorum.

Ayrıca Bilgi Yayınevi’nde basılma sırasını bekleyen sıkı serüvenler “Çizgi Romanın Şifresi” ile “Çöp Satanlar Çetesi” var.

edebiyathaber.net (1 Şubat 2021)

Yorum yapın