Duyguların iki rengi: Gurur ve Utanç | Pınar Taşçı

Nisan 30, 2025

Duyguların iki rengi: Gurur ve Utanç | Pınar Taşçı

Gurur duymak ve utanmak… Bu iki duygu, hayatımız boyunca bizimle yürüyen, bazen yönümüzü bulmamıza yardımcı olan, bazen de kendimizi saklamamıza neden olan iki farklı renk gibi. Günışığı Kitaplığı’nın uzun soluklu ve özgün dizisi “Çıtır Çıtır Felsefe”, yeni kitabında çocukları bu iki temel duygu üstüne düşündürmeye davet ediyor.

Brigitte Labbé ve Michel Puech’in birlikte kaleme aldığı, Jacques Azam’ın neşeli çizimleriyle hayat bulan bu kitapta çocuklar hem kendileriyle gurur duydukları hem de yaptıklarından utandıkları anları keşfe çıkıyorlar. Bu keşif, sadece duygu tanımlarının yapılmasından ibaret değil; aynı zamanda çocukların deneyimlerini sorgulamalarına, başkalarının gözünden kendilerini görmelerine ve en önemlisi, bu duygularla baş etmeyi öğrenmelerine alan açıyor.

Dizinin temel yaklaşımı, çocukların düşünme becerilerini geliştirmek. Bu açıdan bakıldığında “Çıtır Çıtır Felsefe dizisi pedagojik olarak çok güçlü bir yerde duruyor. Didaktik değil, öğretici değil, yönlendirici hiç değil… Aksine, çocukların kendi sorularını sormalarını ve bu sorularla baş başa kalmalarını teşvik ediyor. Gurur ve Utanç da bu anlamda oldukça başarılı. Bu bağlamda, “Gururlanmak neden hoşumuza gider?”, “Utanmak kötü bir şey midir?”, “Başkalarının düşünceleri bizde neden bu kadar etkili olur?” gibi soruların aklımızda uçuşup duracağı bir okuma deneyimi sunuyor.

Gurur, çoğu zaman bir başarıdan sonra gelen ışıltılı bir duygu gibi sunulsa da kitap çocuklara gururun farklı yönlerini de gösteriyor. Sırf başkalarının onayını almak için gurur duymaya çalışmakla, içten gelen bir tatminin verdiği huzur arasındaki farkı incelikle ortaya koyuyor. Utanç ise yalnızca bir “hata” sonrası gelen duygu değil, bazen başkalarının bakışı, bazen aileden gelen öğretilerle, çocukların içselleştirdiği sessiz bir yargı mekanizması. İşte bu yüzden Gurur ve Utanç, bu iki duygunun yalnızca hissettirilmiş değil, konuşulmuş olması gerektiğini gösteriyor.

Yetişkinler için de düşündürücü olan bu anlatım, çocukların duygusal farkındalık geliştirmeleri açısından da oldukça kıymetli. Özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar, gurur ve utanç gibi temel duyguları anlamlandırmakta zaman zaman zorlanır. Oysa duygularla kurulan sağlıklı ilişki, erken yaşta başlayan bir süreç. Bu yüzden “Çıtır Çıtır Felsefe” kitapları yalnızca çocuklar için değil, yetişkinlerin de çocuklara nasıl eşlik edebileceğine dair değerli ipuçları sunuyor.

Kitabın dili sade, esprili ve her yaştan okurun içine işleyen bir ton taşıyor. Jacques Azam’ın çizimleri ise konuların ağırlığını hafifletmekle kalmıyor, her sayfaya bir tebessüm ve merak duygusu da katıyor.

Belki de çocukken “utanmamayı öğrenmek” yerine “utanmamayı becermeyi” seçtik. Oysa gerçek özgürlük, kendimizden ödün vermeden sevilmenin mümkün olduğunu fark ettiğimiz anda başlıyor. Gurur ve Utanç, bu farkındalığı çocuklarla birlikte keşfetmenin kapısını aralıyor. Her yeni sayfa, yetişkinin içindeki çocuğa da usulca fısıldıyor: “Sen olduğun halinle de yeterlisin.”

Yorum yapın