
Irıs Murdoch romanları cazibesi diye bir şey var. Bunu tüm Irıs Murdoch romanlarını okurken düşünmüşümdür. Deniz Deniz, Rüya Sakinleri, Kara Prens, Kesik Bir Baş, Ağ, Melekler Zamanı başta olmak üzere tüm kitaplarını Ayrıntı Yayınları tarafından okuduğumuz Irıs Murdoch’ın edebi ve felsefi cazibesinin ne kadar kuvvetli olduğunu bize gösteren önemli romanları. Oldukça Onurlu Bir Yenilgi, Ayrıntı Yayınları tarafından yeni yayınlanan kitabı oldu ve tabii ki okuma sırama hemen girdi. Ailen içinden tutalım, arkadaş ilişkilerine tüm ilişki biçimlerini çok güzel ele alan Irıs Murdoch İngilizlerin dünya edebiyatına kazandırdığı çok özgün polisiye yazarlarından aynı zamanda. Yukarıda saydığım romanları polisiye türünde çok özeldir ve kendisinin hiç durmaksızın çalışan zihninin birer örneği olarak çok kıymetlidir.
Oldukça Onurlu Bir Yenilgi tipik bir Irıs Murdoch romanı aslında ve zaten böyle olduğu için modern türde yazılmış klasikler arasında yerini almakta. Aile ve arkadaşlığın karmaşıklaşmış ilişki ağını yeniden yapılandırarak özgün bir Irıs Murdoch metninin daha altına imzasına atan İngiliz yazarın gözlemleri yine çok keskin ve diyalogları örnek olarak okutulacak kadar nitelikli. Orijinal adı An Unofficial Rose olan Oldukça Onurlu Bir Yenilgi için ilk söylenmesi gereken çarpıcı nokta Murdoch’ın insan ilişkilerindeki ahlaki belirsizliklerin karmaşası üzerine kurulu olan anlatı geleneğinin bu romanında da kuvvetlenerek sürmesi. Bu anlamda tüm Irıs Murdoch metinlerinde karşımıza çıkan – kendisinin aynı zamanda filozof olmasından ileri gelen sebeplerle de- felsefi ve psikolojik derinlik yerli yerinde işlenmekte. Bir de hikayeye dair söylemeden geçemeyeceğim hicivli bir anlatı var ki, işte bu Irıs Murdoch metni adına şaşırtıcı önemli bir fark.
“Ayrıntı, ayrıntı, ayrıntı; her şeyi küçük ve ayrı tut. Kapıyı kapadı. Sıcak, tozlu havada soluyup nefesini ağır ağır ağzından dışarı verdi. Güneş kirli pencereye eğik bir açıyla vuruyordu, karman çorman haldeki oda aydınlık, tuhaf bir biçimde uyanık ve hareketsizdi, sanki içindeki tüm nesneler tetikte ve canlıydılar.”
Oldukça Onurlu Bir Yenilgi’nin başkarakteri Hugh Peronett’in karısının ölümünden sonra ailesi ve çevresiyle olan ilişkileri hikayenin çerçevesini çizen önemli ilk unsur olarak karşılıyor bizi. Hugh’un eski sevgilisi Emma ile karısının ölümü üzerine yeniden yakınlaşma arzusu, bir yandan oğlu Felix’in evliliğindeki problemler, kızı Sarah’ın kocası ve dört çocuğuyla (çocuklardan biri de yoldadır) Avusturalya’da yaşamaktadır. Hugh’un ailenin her üyesiyle yaşadığı içsel ve dışsal çatışmalar romanın temeldeki gerilimini oluşturur. Bu herkesin kendi kişisel hikayesi adına görünür veya görünmez sebepleriyle bir tür yabancılaşma ve yas hikayesi ile karşı karşıya getiriyor bizleri. Irıs Murdoch’ın ilişki ağı muntazamlığı yine öyle güzel kuruluyor ki, her karakter bir şekilde yabancı, kendi hikayeleri için bile. Bu sebeplerden her karakter kendi ahlaki ve duygusal ikilemleriyle yüzleşmek zorundadır.
“İyi insan kimdir ve ne zaman iyi olunur?” Irıs Murdoch’ın Oldukça Onurlu Bir Yenilgi temel sorularından biri olan bu soru Irıs Murdoch karakterlerin başlarına gelen olaylara karşı takındıkları tavırlar, aldıkları kararlarla ele alınır. Hiçbir karakter tamamen iyi veya kötü değildir; başta Hugh olmak üzere her biri kendi arzuları ile başkalarına dair sorumlulukları arasına sıkışıp kalır. Arzu ve istek vardır ama artık romantik aşk yoktur. Hugh, Emma’daan beklediği ilgiyi bu anlamda göremez, çünkü köprünün altından çok sular akmıştır. Emma eski Emma değildir, kendine yeni bir hayat kurmuştur ve Lindsay Rimmer ile yaşamaktadır. Irıs Murdoch metinlerinde okumaya alışık olduğumuz eşcinsel ilişki elbette Oldukça Onurlu Bir Yenilgi’de de karşımıza çıkar.
Irıs Murdoch özgür iradenin sınırlarını sorgularken, karakterlerin seçimlerinin kaçınılmaz sonuçlarına da dikkat çeker. Hem duygularda hem de düşüncelerde gerçek kaypak ve belirsizdir. Romandaki en güvenilir kişiler sorumlulukları olmayanlardır bu yüzden. Varoluşun dayattığı lüksler, arzular ve istekler insana zarar verir. Oldukça Onurlu Bir Yenilgi’de bu durumu görmediğimiz tek bir an bile yok gibi. Irıs Murdoch bir felsefeci olarak hikaye boyunca şu iki soruya da yanıt arar: “Peki varoluşun esasları nelerdir.? Kandırma ve yalan dolandan oluşan tüm o lüksler temizlendikten sonra geriye ne kalmalıdır?”
Tüm detayları ve tüm mevcudiyeti ile yine çok önemli bir Irıs Murdoch romanı okuyoruz. Oldukça Onurlu Bir Yenilgi, Irıs Murdoch’ın ilişki, varoluş ve ahlak felsefesini kurmaca ile harmanladığı etkili bir roman. Irıs Murdoch’ın dili ve anlatımı diyaloglarla son derece akıcı fakat anlatı zaman zaman ağırlaşıyor bu da sabırlı bir okuma ile derin bir içsel yolculuk vaadi sunuluyor olmasına sebebiyet veriyor. Oldukça Onurlu Bir Yenilgi kesinlikle insan ruhunun karanlık ve aydınlık yanlarına dair felsefi bir keşif vaadi.
Oldukça Onurlu Bir Yenilgi’yi İngilizce aslından çeviren Seda Ağar’a teşekkür ederim.
edebiyathaber.net (6 Mayıs 2025)