Dünya’nın mavilerini kurtarma operasyonu | Nagihan Kahraman

Şubat 9, 2025

Dünya’nın mavilerini kurtarma operasyonu | Nagihan Kahraman

Sena Pınar Civan’ı sanatsal içerikleri ile tanıyor olmanız muhtemel. Çünkü sosyal medyayı sanat alanında aktif olarak kullanıyorsanız kendisine denk gelmiş olabilirsiniz. Kendisiyle tanışmam benim de öyle olmuştu. Sonra, yakın zamanda çıkan kitabını okuyunca hakkındaki fikirlerim daha da netleşti. Müzede Bir Macera sanatla iç içe çocuklar yetiştirmek için harika bir kitap. 2024 yılında Hempa Çocuk tarafından “Yılın Çocuk Kitabı” seçildi. Bütün bunlarda Sena Pınar Civan’ın aldığı eğitimin etkisinin olduğu aşikâr elbette. Mimar Sinan Üniversitesi’nin Tarih bölümünden mezun olan yazar, bir çocuk kitabı sâyesinde ilgi alanına giren bilgileri çocuklara da aktarmayı başarmış. Şimdilerde hayatına Ankara’da devam etse de gezdiği müzeler sâyesinde kendini dünyanın dört bir yanını gezmiş gibi hissettiğini söylemektedir. 2025’in ilk ayında da yeni çocuk kitabını okurlarına ulaştırdı: Renklerle Dost Bir Aile. Yine sanatla, renklerle iç içe ve bu defa küresel bir soruna da eğilen bu kitap Timaş Çocuk Yayınlarının “Umutlu Kitaplar” serisinden çıktı ve altı-on yaş arasındaki çocuklara hitap ediyor. Kitabın rengârenk çizimlerinin sahibi ise Sultan Yardım.

Yazar Sena Pınar Civan, okurlarına ilk olarak şu soruları soruyor: “Acaba renklerin dili olsa bize neler söylerlerdi? Acaba renklerin kalbi atsa dünya nasıl bir yer olurdu?” Bu soruların ışığında okumaya başlıyoruz Renklerle Dost Bir Aile’yi. Eserde her şey ailesiyle mutlu bir hayat süren Dünya adındaki bir çocuğun bir gün uyandığında doğadaki ve akla gelen her nesnedeki mavi renginin kaybolması ile başlar. Gökyüzü, denizler, nehirler ve hatta tablolardaki maviler bile… Bunları başkalarının anlamaları oldukça zordur çünkü renkleri canlandığına şahit olan, “renklerle dost bir ailesi” var Dünya’nın. Dedesinin icat ettiği gözlükler sâyesinde canlanan renkleri görenler yalnızca bu ailedir şimdilik çünkü başka insanlara henüz söylenebilecek bir icat değildir bu. Bu gözlükler yani “Renkcanlar” renkleri canlandırdıkları için bu adı almışlardır. Sümbüllerdeki morlar, güneşteki sarılar, çimenlerdeki yeşiller, kasımpatlarındaki turuncular ve daha birçok şeydeki renkler… Hepsi renkcanlar sâyesinde canlanabilmektedir. Dedesinin bu buluşu ile evde renklerle keyif geçirirken bir anda bu canlanan renklerin içinden yalnızca mavilerin kaybolması tüm aileyi hatta çevredeki tüm insanları dehşete sürüklemiştir. Artık gökyüzü, denizler, göller hep ruhsuz bir kum rengidir. Mavilerin kaybolduğu gün, tüm renklerle bir olup mavileri aramaya başlarlar. Kütüphanelere, müzelere, sergilere, sanat atölyelerine bakarlar. Yakında dünyada hiç mavi kalmayacaktır. Her an baktığımız hemen hemen her yerde görmeye alışık olduğumuz mavi renginin topluca gittiği yeri insanlar bulmak zorundadır. Yoksa insanlığı kum rengi bir dünya beklemektedir.

Yazarın somutlaştırarak mavi renginin tablolardan ve diğer her yerden kaybolmasını anlattığı durum elbette çok daha metaforik bir anlatıma denk düşüyor. Diğer renklerin değil de yalnızca mavilerin kaybolması ekolojik bir meseleye parmak basıyor. Son yıllarda etkisinin iyice arttığı ve iklimden su kaynaklarına kadar pek çok alanda kötüleşmenin görüldüğü küresel iklim krizi bu eserde “Kayıp Maviler Olayı” adıyla oldukça etkileyici şekilde anlatılmış. Nihayetinde kitabın sonlarına doğru o soru Dünya’nın arkadaşı Defne tarafından öne atılır: “Hiç denize bakmayı düşündünüz mü?” Mavilerin gizemli kayboluşuna dair kimsenin Dünya’nın en büyük mavilerini aklına getirmemiş olması hepsini hem üzer hem de düşündürür. Defne’nin şu sözleri ile kendilerine gelirler: “Herkes mavileri arıyor, gizemli kayboluşlarını çözmeye çalışıyor ama kimse dünyanın en büyük mavilerini düşünmüyor, denizleri, okyanusları, nehirleri, gölleri… Görmediniz mi, gökyüzü silinmeye başladıktan sonra denizlerin rengi de değişti. Zaten her geçen gün kirlenen sularımızın ne kadar kötü durumda olduğu, daha da açık artık. Gökyüzünden, sularımıza yansıyan maviler, kirlilikle birlikte iyice kaybolmaya başladı.(s.50)” Bunun üzerine hummalı bir çalışmaya girişirler. Dünya’nın tüm renkleri ama özellikle de mavileri için kaybedecek bir dakikaları daha yoktur artık.

Yazarın hem eğlendirici hem de düşündürücü üslûbu bu yaşlardaki minik okurlarda çevre bilinci ve ekolojik meseleler ile ilgili farkındalık oluşturmak için oldukça iyidir. Olayları resmeden Sultan Yardım’ın yok olan mavilere tezat şekilde diğer renkleri canlı şekilde işlemesi de oldukça etkileyici. Çünkü Dünya, tüm renkleri barındırırken herhangi birinin bile kaybolması büyük bir felakettir. Öte yandan sayfaların arasında çeşitli konularda verilen karekodlar da yine okurlar için oldukça eğlendirici bir detay ve böylece etkileşimli bir kitap okumanın zevkine de varabilir okurlar. Hem de bilgiyi oyunla, eğlenerek öğrenmiş olurlar. Örneğin “Natürmort” hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için bir karekod bulunuyor. Ya da 22 Mart Dünya Su Günü sebebiyle “su kahramanı” olmak isteyenler için başka bir karekod… Bu eğlenceli bir yandan da farkındalık yaratan Renklerle Dost Bir Aile’yi okumayı ve yazar Sena Pınar Civan’la henüz tanışmayanların bu kitap aracılığıyla tanışmasını her yaş aralığından okura tavsiye ediyorum.

Yorum yapın