Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi | Serkan Parlak

Temmuz 12, 2021

Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi | Serkan Parlak

Deniz Gürsoy’un Oğlak Yayınları etiketiyle yayımlanan “Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi” kitabı yeni baskısıyla okurla buluştu. “Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi”nin en temel niteliği yazarın yaşadığı coğrafyadan hareketle dünya gastronomi ve gıda tarihini; özgün bakış açısı, derinlikli birikimiyle kronolojik yaklaşım üzerinden yeniden kurgulamış ve üretmiş olması. Gastronomi alanıyla ilgilenen okurlar için hem kılavuz hem de başucu kitabı “Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi.”

Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi, tarih öncesi çağlardan başlıyor. Sümerler, Hititler, Mısır, Antik Yunan, Roma İmparatorluğu, Bizans, tek tanrılı dinler, Uzak Doğu, Osmanlı, Avrupa ve kapanışta Amerika… Her bölümün sonunda dönemle özdeşleşen bir yeme-içme unsuru hakkında -tuz, şeker, şarap, çay, kahve, çikolata, çeşitli damıtık içkiler vb- bilgi veriliyor. Tarih, sosyoloji, beslenme ve gıda bilimleri yazara bu yolculukta rehberlik ediyor. Zaten Gürsoy’un amacı gastronomi ve gıda tarihini dengeli biçimde bir araya getirmek ve bunu layıkıyla başarıyor. Yeni bir ekol oluşturma ve gastronomi tarihçiliği konusunda okullu şefler ve akademisyenlerde heves uyandırıp yol gösterebilecek bir başucu kitabı Deniz Gürsoy’un Gastronomi Tarihi. Yalın, özlü, akıcı dil; görsellerle desteklenen ilgi çekici tasarım; öğretici, merak uyandırıcı ve yeni okumalar için motive edici yaklaşımıyla her anlamda nitelikli bir gastronomi tarihi kitabı var elimizde. Gürsoy, bir taraftan da daha önce yazılmış bazı kitaplardaki kültürel kalıp ve ön yargılara karşı da –göçebelik, Doğu kültürlerinin ürettiklerinin dikkate alınmaması gibi- alternatifler üretiyor, yanlış biçimde yerleşen bazı bilgileri düzeltiyor.

Gastronomi hem sanat hem de bilim dalı olarak kabul ediliyor. Birçok farklı disiplinle iç içe geçmesi en kayda değer özelliklerinden birini oluşturuyor. Gastronomi; ekonomi, coğrafya, tarih ve kültürle iç içe ve yaşam biçimi değişimlerine karşılık olarak sürekli dönüşüm yaşıyor. Larousse Gastronomique’in girişinde belirtildiği gibi: “…Mutfağın tarihini anlatmak, bir medeniyetin yapı taşlarını oluşturarak mutfağı geliştiren insanlardan söz etmektir. Anlık bir haz yaratan, kısa sürede tüketilen bir sanat olarak mutfak, zamanın süzgecinden geçen bir beceriyi geçmişten günümüze taşır. Bugünü anlamak için eldeki verilerden hareketle geçmişe nesnel bir şekilde yaklaşmak ve özgün bir yaklaşımla yorumlamak önemli.” Deniz Gürsoy, giriş bölümünde unvanını da net bir biçimde ortaya koyuyor: o tam anlamıyla bir gastronomi uzmanı, gastronom; en basit bir tabak yemekte bile lezzetli bir taraf varsa onu bulup haz alan kişi. Abartı peşinde koşmaz, değişik ve lezzetli olanı arar. Araştırmacı ve toplumu eğitici rol üstlenir. Gurmeden farklıdır. Gurme kendisi için yer ve bilgilerini kendine saklar ancak gastronom bilgilerini toplumla paylaşır. Yeme içmeye konusunda akılcı ve zevk veren ilgileri vardır. Temel amaçları kişisel haz ve toplumsal eğiticiliktir.  Gürsoy; yeme-içme kültürüyle ilgili yoğun emek ve üretimlerinden hareketle gastronom unvanını sonuna kadar hak ediyor.

“Tarihi Sümerlere dayanan en eski içkiyi… İÖ 26. yy’da yaprakları tedavi için çiğnenen bitkiyi… Osmanlı döneminde tüm yasaklamalara rağmen yaygınlaşan içkiyi… Amerika keşfedilmeden önce para yerine kullanılan bitki tanelerini… Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu süresince yalnızca afrodizyak olarak tüketilen besin maddesini… Ortadoğu’da bütün dinlerce yasak görmüş hayvan etini… Sarayı olan içkiyi… Tarihin akışına yön verebilecek gıda maddesini… Biliyor musunuz?” 

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (12 Temmuz 2021)

Yorum yapın