Bir çevirmen olarak Ahmet Hamdi Tanpınar: “Monsieur Teste” | Haşim Ayçiçek

Ocak 17, 2024

Bir çevirmen olarak Ahmet Hamdi Tanpınar: “Monsieur Teste” | Haşim Ayçiçek

Paul Valery’nin kendisinden bugün dahi sıkça söz ettiren ve dünya edebiyat tarihi bağlamında unutulmaz karakterlerinden biri olan Monsieur Teste, yaptıkları, söyledikleri ve düşündükleriyle özel bir metnin merkezinde yer alır.

Paul Valery’nin Monsieur Teste’i, şairin bir tür düzyazı girişimi olarak ve bütünlüklü bir karaktere hayat verme mücadelesi olarak görülebilir. Benzersiz bir ruha ve dalgalı bir karaktere sahip olan Monsieur Teste, bir yandan kendisi hakkında dile getirdikleriyle dikkat çekerken öte yandan kendisi hakkında söylenenlerle ortaya farklı farklı görünümlerin çıkmasına olanak tanır. Dolayısıyla kendi olmak, kendi gibi görünmek ve kendini bile isteye veya fark etmeden kendisi olarak sunmak arasında gidip gelen bir görünüm alanı ortaya çıkar. Tüm bunlar Valery’nin edebiyatında kendisine yer bulduğu kadar Monsieur Teste’te de kendisini açıkça gösterir. Tüm bu meseleler söz konusu bu romanı tam da bu nedenlerle özel bir yerde tutar.

Geçtiğimiz haftalarda Dergâh Yayınları, Sakine Korkmaz öncülüğünde Ahmet Hamdi Tanpınar eserlerini yeni eleştirel baskılarla okurla buluşturmaya başladı. Huzur, Abdullah Efendi’nin Rüyaları, Yaz Yağmuru, Mahur Beste ve Monsieur Teste, bu yeni dizinin ilk çıktıları olarak okurla buluştu. Hakkında bugüne dek birçok şey söylenen ama tam anlamıyla hiçbir zaman gün yüzüne çıkmamış bir metin olarak değerlendirilen Monsieur Teste de bu süreçte gerçek anlamda okurla buluştu. Böylelikle bir çevirmen olarak Tanpınar imgesi de kendi içerisinde özel bir değere kavuştu.

Sakine Korkmaz, Tanpınar’ın Monsieur Teste çevirisi için kaleme aldığı Önsöz’de Paul Valery ile Tanpınar arasındaki koşutluklara değinirken bu iki yazar ve şairin nasıl ve ne ölçüde birbirlerine yakınlaştığının da altını çizer. Şiiri kendisi için her zaman farklı türden bir alan olarak gören Tanpınar, Valery’i ise bir üstat olarak kabul eder. Verlaine, Rimbaud gibi Valery de Fransız şiirinin burçları arasında yer alır ve onun dizeleri Tanpınar’ı da hemen bütün çağdaşları gibi derinden etkiler. İşte Monsieur Teste, tam da böyle bir ruhun, bu tür bir eşleşmenin çıktısı olarak, bir tür görünüm alanı olarak Tanpınar tarafından çevrilmeye başlanır.

Monsieur Teste, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından hayat boyu devam eden bir çevirinin izdüşümüdür. Tanpınar vefatına dek bu çeviri üzerine çalışmayı sürdürür, bu metni çok önemser. Burada Valery ile Tanpınar arasındaki ortaklıklar da devreye girer. Valery’nin onca yıl üzerine çalışıp büyük bir emeğin ürünü olarak yayımladığı romanı Tanpınar tarafından uzun yıllara yayılan bir çeviri faaliyetinin ardından “tamamlanır”. Bu eser nihayetinde Tanpınar tarafından tamamlanır, gazetelere yakında çıkacağına dair haber verilir ancak metin bugüne dek tam anlamıyla gün yüzüne çıkmaz. Buradaki en önemli mesele, Tanpınar’ın imtinalı çalışması ve eseri yayınevine teslim edemeden vefat etmesidir. Eser, böylelikle Tanpınar’ın müsveddeleri arasında kalır ve bugüne dek tam anlamıyla gün yüzüne çıkmaz.

Monsieur Teste, Paul Valery’nin hayatına eşlik eden bir romandır. Valery’nin arzuları, düşünceleri, edebî yaklaşımı kitabın hemen her sayfasında kendisini gösterirken metnin üzerine ne denli çok çalışıldığı hemen her cümleden anlaşılır. Şiirde olduğu gibi düzyazıda da hassas, teknik, özenli bir isimdir Valery ve bu roman üzerine de çokça çalışır. Nihayetinde bu eser, onun için serüveni uzun yıllara yayılmış, hayatına eşlik eden bir çalışmadır.

Monsieur Teste, bir karakter olarak oldukça özgün bir yerde durmaktadır, çünkü hemen her hareketi ona dair okura birçok şey söyler. Sürekli düşünür, bir şeyler tahayyül eder ancak tüm bunların aksine az konuşur, az eylemde bulunur, gevezelikten ve boş hareketlerden kaçınır. Bu yönüyle onun oldukça düşünceli, hesap kitap bilen, entelektüel bir figür olduğu düşünülebilir. Nihayetinde onun yakın çevresindekilerde uyandırdığı intiba da bu şekildedir.

Monsieur Teste, “mümkün” ile “imkânsız” arasında bir karakter olarak düşünülebilir. Onun için her şey bu iki kelime arasına sıkışmış gibidir. Bir şey ya mümkündür, üzerine çalışılarak gerçekleştirilebilir; ya da imkânsızdır, onun gerçekleşmesi için herhangi bir yol söz konusu değildir, hayat geçmekten uzaktır. Dolayısıyla denebilir ki Monsieur Teste, ara formların, aralıkların, boşlukların olmadığı bir karakterdir. Onun için her şey ya siyah/karanlık taraftadır, ya da beyaz/aydınlık tarafta. Bir diğer deyişle bir şey ya mümkündür ya da imkânsız, arası yoktur.

 Bir deftere paralel bir şekilde çevresindeki kişiler tarafından da sürekli yorumlanan Monsieur Teste, hemen her hareketiyle etrafındakilerin ilgisini çeker. Olaylara karşı verdiği tepkiler, kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar, eylemlilik ve eylemsizlik hâlleri onu hep sıra dışı biri yapar. Bu durum onu insanlar için her zaman ilgi çekici biri yaparken kimi durumlarda onu anlaşılması imkânsız biri olmaya da yöneltir. Dolayısıyla onu tam anlamıyla anlamak hiçbir zaman söz konusu değildir. O, ancak anlaşılmaya yaklaşır ama hiçbir zaman bütün çıplaklığıyla anlaşılamaz. Bunun olmasına ne kendisi ne de anlatıcı-yazar izin vermez. Bu git geller içerisinde roman devam ederken okur her zaman farklı türden bir Monsieur Teste portresiyle karşı karşıya kalır. Roman, ivmesini her zaman arttırır, okur da bu ilgiyle beraber serüvenine devam eder.

Monsieur Teste ve onun karakteri, tüm bu nedenlerle Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ilgisini çekmiş olacak ki metnin çeviri serüveni de hiçbir zaman nihayete ermez. Tanpınar onun üzerine sürekli olarak çalışır, sürekli metne yeniden döner, ilaveler, çıkarmalar, değiştirmeler yapar. Tüm bunlar da Monsieur Teste’i olduğu kadar metnin çevirisini de üzerine düşünülmesi gereken bir yere konumlandırır. Dolayısıyla ne Monsieur Teste heyecanını kaybeder ne de Tanpınar ondan uzaklaşır. O, Tanpınar’ın içinde bir yerde varlığını her zaman hissettiren Valery’nin hayaletiyle birlikte sürer gider.

edebiyathaber.net (17 Ocak 2024)

Yorum yapın