Beyoğlu’nun Şiir Durakları neredeydi? | Metin Celâl

Ekim 29, 2025

Beyoğlu’nun Şiir Durakları neredeydi? | Metin Celâl

Adnan Özer, birkaç yıldır ilginç ve faydalı bir iş yapıyor. “Beyoğlu Şiir Durakları” adıyla edebiyat tarihimizde, özellikle şair ve yazar anılarında sıkça adı geçen Beyoğlu’nun mekânlarını ziyaret eden bir gezi düzenliyor. Bu etkinlik, edebiyatımızın unutulmaz isimlerinin izini sürerek Beyoğlu’nun zengin kültürel mirasını şiirle birleştirmeyi amaçlıyor. Yürüyüş güzergâhında, Baylan Pastanesi, Markiz Pastanesi, Pera Palas ve Narmanlı Han gibi edebiyat dünyası için önemli yerler bulunuyor. Galata Mevlevihanesi’nden başlayıp Taksim Meydanı’nında Sıraselviler caddesi girişinde son bulan bir yürüyüş bu.
Birkaç yıldır sürdürdüğü bu etkinlikleri bir kitapla taçlandırdı Adnan Özer ve bu yılki gezi sırasında “Beyoğlu Şiir Durakları – Anlatımlı Beyoğlu Şiir Tarihi” adlı kitabı yayınladı. Bir anlamda bu toplu yürüyüşlere katılamayanlar için yazılı bir rehber sunmuş oldu.
Beyoğlu, tarih boyunca şairlerin ve edebiyatçıların uğrak yeri olmuş ve kahvehane, pastane ve meyhaneleri onlar için bir buluşma noktası görevi görmüş. O nedenle de çok fazla sayıda mekan var şair ve yazarların takıldıkları. Bir seçim kaçınılmaz, çünkü başta İstiklâl caddesi olmak üzere Beyoğlu’nun hemen her sokağında konuyla ilgili birden fazla mekan bulmak mümkün.
Bu tip işlerde temel sorun o adresleri bulmaktır. Çünkü sokak adları ve sokaklardaki binaların numaraları sık sık değişiyor. Bunlar değişmese, adresi doğru bulsanız, gittiğiniz yerde aradığınız binayı bulamıyorsunuz. Çünkü Dünyanın en çok yıkıp yapan milletiyiz. Hiçbir tarihi bina korunmuyor. Yıkıp yerine yeni bir bina yapmak için mutlaka bir bahanemiz oluyor.
Edebiyat tarihlerinde, anılarda mekanların yerleri tam olarak belirtilmemiş. Örneğin Fikret Adil’in Asmalımescit Sokağı 74 numarada olması gereken evi bugün kaç numaradadır?


Yıkılıp yok olmuş çoğu mekanın fotoğrafı bile yoktur. Örnek vermek gerekirse Fikret Adil’in oturduğu evin de, bir dönem şair ve yazarlarını müdavimi olduğu Krepen Pasajı’nın içeriden görünüşünü bulmanız adeta imkansızdır.
Yine Asmalı Mescid sokağında olan Nil Lokantası’nın yeri ise belli. Halen yerinde Yakup 2 var. Adnan Özer Nil’i anlatmış ama bence edebiyat tarihi için onun kadar önemli olan Yakup 2’nin adını anmakla yetinmiş. Tabii Yakup deyince Refik’i de anmak gerek. Yakup’un amcası Refik’in meyhanesi birçok şair, yazar ve ressamı ağırlaması ile ünlüdür. Şimdi aynı işlevi Asmalı Cavit yürütüyor, şair ve yazarları ağırlıyor. O da Yakup 2’nin tam karşısında. Bu sokaktaki Elit Pastanesi de Adnan Özer’in rotasında. Tabii Asmalımescit başlı başına bir kitap konusu olabilecek zenginlikte bir sokak.
Adnan Özer doğru adres bulma güçlüğünü varolan binalardan oluşan bir rota düzenleyerek aşmış. Şiir rotası oluşturacaksanız Galata Mevlevihanesi’nden, Şeyh Galip’in türbesinden başlamak doğru bir seçim. Lebon’la devam ediyor yola ama nedense birden Taksim Meydanı’na Eftalafos Kahvesi’ne atlıyor kitap. Sanırım geziye katılmayıp kitabın rehberliğinde gezecek meraklılara bir şaşırtmaca vermek istemiş. Kitap yürüyüş rotasını izlese iyi olurdu. Tabii yeni baskılarda yürüyüş rotasının bir haritasını da eklemekte de fayda var.
Ben olsam, Lebon Pastanesi’ne uğramadan önce, Narmanlı Han’a girerdim ve bir restorasyon faciası olan bu mekanda Ahmet Hamdi Tanpınar’ıın evinin, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinin nerede olduğunu sorardım. Çünkü restore ederken bu mekanlar yok edildi. Aramayın, bulamazsınız. Binanın dış kabuğu kaldı, içi tamamen yeniden inşa edildi. Bu da restore ediyorum diye yok etmenini bir yolu. Adnan Özer’in kitabı yazık ki böyle çağrışımlara da neden oluyor. Kitabı okurken bir yandan da başka nereler anlatılabilirdi diye caddede yol alıyorum.


Caddede ilerlerseniz sağ kolda Mısır Apartmanı’na ulaşacaksınız. Bu apartman Mehmet Akif’in müze evine ev sahipliği yapmasının yanı sıra bir çok şair ve yazarı da ağırlamış.
Mısır apartmanı karşısındaki sokakta yer alan Rejans Lokantası da şair ve yazar müdavimi bol olan mekanlardan. Bu tarihi Rus Lokantası yerli-yabancı bir çok ünlüyü misafir etmiş.
Birkaç adım ileride de Hazzo Pulo Pasajı var. Ahmet Mithat Efendi’nin matbaasının da burada olması önemli. Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem ve Ahmet Haşim gibi isimler bu pasajı ziyaret etmiş. Bu geniş avlulu pasajda Mustafa Amca’ya bir selam verip demli çay içmek de mümkün. Halen şair ve yazarların en çok takıldığı mekanlardan biri bu pasaj.
Şiirseverlerin Orhan Veli deyince hemen aklına gelen Lambo’nun Nevizade Sokağında olduğu biliniyor ama yerini bulmak mesele. Üstelik “Lambo” adını almış yeni bir mekan da var aynı sokakta. Daha da komiği İstiklâl Caddesi’nde, Çiçek Pasajı girişinde olduğunu bildiğimiz, şık bir İtalyan kafesi ve restoranı olan Degüstasyon’un adının alınıp Nevizade sokağında “Tarihi Degüstasyon Ocakbaşı” adıyla açılmış bir kebapçıya verilmesi herhalde. Üstelik ünlü gurmelerimiz de “gelenek yaşatılıyor” diyerek bu mekanı övmelere doyamamış.
Nevizade’ye girince 1950′lerde laternasıyla ünlenen Lefter’e de bir selam çakmak kaçınılmaz. Ülkü Tamer, Onat Kutlar, Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Orhan Kemal, Sait Faik ve Özdemir Asaf, Lefter’in Meyhanesi’nin gediklilerindenmiş.
Tabii Nevizade’ye gitmek için Çiçek Pasajı’ndan geçmeniz ve geçerken şairlerin en sevdiği garson olan Entelektüel Cavit’e ve mekanına uğramanız kaçınılmaz. Çiçek Pasajı’ndan Balık Pazarı’na çıkınca da bir kenara gizlenmiş Krepen Pasajı gelir akla. Krepen Pasajı meyhaneleri, özellikle Neşe, 50 kuşağı şair ve yazarları başta olmak üzere birçok şair ve yazarın mekanı olmuş. Krepen Pasajı yerine yapılan Aslıhan Çarşısı da 80’lerden itibaren sahafları ile yine şair ve yazarların buluşma yeri. Tabii Krepen’e giderken şair ve yazarların yetiştiği Galatasaray Lisesi’ni ve tam karşısındaki Sander Kitabevi’ni de ihmal etmemek gerek. Balıkpazarı’nda aşağı doğru yürümeye devam ederseniz de Sait Faik, Orhan Veli, Cahit Irgat, Cihat Burak gibi edebiyatçıların uğrak yeri olan, 90’larda bir dönem Ece Ayhan başta olmak üzere birçok şaire mekan olan Cumhuriyet Meyhanesi’ne ulaşırsınız.
Yeniden İstiklal Caddesine dönerseniz Tokatlıyan’ın önünden geçeceksiniz. 1909’da hizmete giren Tokatlıyan Oteli, o dönemde Avrupa ve Ortadoğu’nun en lüks otellerinden birisi ve kitapta da yer verilen İstanbul’un Pera Palas’tan sonra en büyük oteliymiş. Öncesinde 1 Ocak 1885 tarihinde hizmete giren Cafe-Restaurant Splendide varmış. Mıgırdiç Tokatlıyan, daha sonra üzerine kat çıkarak binayı otele dönüştürmüş. Otelin ve lokantasının müdavimleri arasında devlet adamları, diplomatlar ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Abdülhak Hamit Tarhan, Refik Halit Karay, Aka Gündüz, Sait Faik, Ahmet Rasim ve Yahya Kemal gibi birçok edebiyatçı bulunuyor.
“Beyoğlu Şiir Durakları – Anlatımlı Beyoğlu Şiir Tarihi” adlı kitabın son durağı Papirüs. Şair ve yazarların ve özellikle sinemacıların müdavimi olduğu, 1972′de Kulis Bar’ın garsonlarından Ertuğrul Bora’nın açtığı Papirüs’ü anınca akla kaçınılmaz olarak Çiçek Bar geliyor. Onların öncüsü ise Jorj Sütçüyan’ın Atlas Pasajı’nın girişinde 1948′de açtığı Kulis. Yaşar Kemal, Edip Cansever, Fethi Naci gibi edebiyatçıların yanında sinemacıların da mekanıydı.
Beyoğlu’nun şiir durakları saymakla bitmez. Cafe Petograd, Cennet Bahçesi, Park Otel, Tepebaşı Bahçesi, Taksim Parkı gazinoları diye liste uzayıp gidiyor.
Adnan Özer, birkaç istisna dışında 40-50’lerde kalmaya özenmiş. Bizim gençliğimizn, 70’lerin, 80’lerin Beyoğlu’su ise daha farklıydı. Yakup ve Refik favori mekanlarımızdı. İstanbul Barosu’nun üstündeki Çatı da gözde mekanlardandı. Nevizade’de İmroz’a da çok giderdik. Çiçek Bar ve Beyoğlu Pub. Kitapçı deyince Simurg, müzik deyince Adnan Özer’in de değindiği Narmanlı’daki Deniz, 90’larda başlayan cafe-bar modası ile Kaktüs, Dersaadet ve Süper Birahane… Saymakla bitmiyor. Beyoğlu’nu düşünmek insanda böyle bir nostalji yaratıyor. Ben de Adnan Özer’in kitabı sayesinde öyle bir nostalji yaşadım.
Beyoğlu’nda şair ve yazar evlerini de tespit etmek gerekiyor ki birkaçını Adnan Özer kitabının girişinde yazmış. Sanırım en doğrusu bir Beyoğlu Ansiklopedisi hazırlamak olacak. Beyoğlu her şeyiyle çok zengin bir semt.
Adnan Özer’in “Beyoğlu Şiir Durakları – Anlatımlı Beyoğlu Şiir Tarihi” (İkaros yay, Eylül 2025) bu tarihi ve muhteşem semti şiirsel bakışla tanımak için iyi bir başlangıç. Kitabı kılavuz edinip Beyoğlu’nu gezmek bambaşka duygular verecektir.

Yorum yapın