Dedektif Rebus Polisiyeleri-2: Saklambaç | Serkan Parlak

Mart 20, 2019

Dedektif Rebus Polisiyeleri-2: Saklambaç | Serkan Parlak

Ian Rankin’in kısa sürede küresel başarıya ulaşan Dedektif Rebus Polisiyeleri serisi yirmi iki dile çevrilerek birçok ülkede İskoç polisiyesinin tanınırlığını sağladı. Nitelikli çevirileriyle dikkat çeken seriden Alfa Kitap etiketiyle şu ana kadar üç kitap yayımlandı: Düğümler ve Haçlar, Saklambaç, Diş İzleri… Yazar, incelikle işlediği Müfettiş John Rebus karakterinin her yeni macerasında okuru adeta bir dedektif gibi düşünmeye, etkin olmaya, ipuçlarını takip ederek çözüme ulaşmaya davet ediyor. Kurulan labirentin içinde Rebus’la birlikte çıkışa ulaşmaya çalışıyoruz.

Serinin ikinci kitabı “Saklambaç” Edinburg’un terk edilmiş banliyö bölgesinde yaşayan uyuşturucu bağımlısı bir genç erkeğin, ürkütücü ve kasvetli bir evde ölü bulunmasıyla başlıyor. Bölge zamanında Edinburg dışında iskân sorununa çözüm bulmak için yapılan sitelerden oluşurken; artık işgalci, dilenci, gaspçı, hırsız ve bağımlıların yaşadığı içler acısı bir çevreye dönüşmüştür. Şehirde artık ciddi bir uyuşturucu sorunu vardır. Amir Watson, halkı uyuşturucu konusunda bilinçlendirme kampanyasının da etkisiyle görevi Rebus’a verir. Rebus; uzun, zorlu ve şahsi ıstıraplarla dolu bir sürecin sonunda artık müfettiş olmuştur. Yeni bir amiri ve ekibi vardır. İşin iyi tarafı, artık istekleri çok hızlı biçimde yerine getirilmektedir. Sevgilisiyle ayrılmıştır. İnançlı bir Katolik olarak evine yakın yeni bir kilise bulur. Günah işlendiğinde yaşadığı suçluluk duygusunu kişisel özgürlükleriyle dengelemeyi sürdürür. Bu arada karısı ve kızı Londra’ya yerleşmiştir. Artık caza ek olarak klasik müzik de dinlemektedir. Küçük hırsızlıklara devam eder.

Ceset, yerde iki mumun arasında, çarmıha gerilmiş gibi bacakları birleşik, kolları açık biçimde yatmaktadır. Maktulu bu şekle kim getirmiş olabilir? Başlangıçta ölüm nedeni aşırı doz gibi gözükse de araştırma sürecinde maktulun zehirlendiği anlaşılır. Cesette çok sayıda çürük olması ise ayrı bir muammadır. Kavga mı ettiği, üst kattan mı yuvarlandığı belirsizdir. Duvarda gayet düzgün biçimde çizilmiş olan pentagram ise cinayetle cadılık ve okültizm arasında bir ilişki olabileceği izlenimi uyandırır. Son dönemde Edinburg’da korku film ve romanlarına, okült ve kara büyüye ilgi artmaktadır. Maktul, cesedini bulan arkadaşı Tracy’e “ Geliyorlar, peşimdeler” derken kimleri kasteder? Rebus gece metruk eve geri döndüğünde izlerin yok edilmiş olduğunu görür.  Pentagrama yeni simgeler eklenmiş ve üzerine mesaj da yazılmıştır. Ertesi gün mahalleli yardımcısıyla birlikte maktulun öteki arkadaşı, pentagramı da çizen Charlie’yi aramaya çıkar. Tracy’nin ifade kasetinin çözümü, Rebus’un evde bulduğu ve bir polisten düştüğünü düşündüğü kravat klipsi, ayrıca maktulun kayıp fotoğraf makinesi gizemi iyice artırır.

Saklambaç’ta Rebus’un eylemlerine bağlı olarak gittiği mekânlar gerçekçi, yalın biçimde betimleniyor. Seri ilerledikçe zihnimizdeki Edinburg resmi de yazarın incelikli katkılarıyla gelişimini sürdürüyor. Yasadışı bahis oyunları ve uyuşturucu ticaretinin karanlık yüzünü oluşturduğu; içler acısı orta sınıf yaşamının insanları farklı arayışlara sürüklediği bir kent burası. Romanda baştan sona göndermeler yapılan İskoç yazar R.L. Stevenson’un ünlü romanı Doktor Jekyll ve Bay Hide’taki gibi gibi çift kişilikli bir yere dönüşmüş.

Gerçekçi biçimde kurgulanan hikâye serinin ilk romanında olduğu gibi çarpıcı bir sonla noktalanıyor. Katmanlı kurgusu, sahici ve tutumlu diyalogları, çözüme götüren yan hikâyeleri ve son ana dek süren muammasıyla heyecanla okunuyor. Polisiye roman kalıplarının geleneği, Dedektif Rebus’un ise değişimi temsil ettiğini düşündüğüm seri; polisiye tutkunları için başucu kitapları olabilir.

Serkan Parlak – edebiyathaber.net (20 Mart 2019)

Yorum yapın