Yeni bir edebiyatın nasıl doğduğunu görmek isteyenlere

Kasım 16, 2020

Yeni bir edebiyatın nasıl doğduğunu görmek isteyenlere

Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanı, orijinal metin ve günümüz Türkçesi ile Can Yayınları tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Şemsettin Sami’nin, edebiyatımızın temel yapı taşlarından biri olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı, orijinal metin ve günümüz Türkçesi seçenekleriyle.

1875’te yayımlanan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Türk edebiyatının ilk romanlarından biri olmasının yanında, sonraki yüzyıllarda edebiyatımızın odağında olacak olan kimi temel meselelerin de ilk defa işlendiği önemli kaynaklardan biridir.

Şemsettin Sami’nin, Osmanlı toplumunda özellikle kadın-erkek ilişkilerinin kapalılığını ve bunun getirdiği sorunları işaret ettiği romanı, aynı zamanda o dönem İstanbul’unun sokak ve ev hayatına dair, Türk ailelerinin yaşamına dair de önemli veriler içeriyor.

Aşk işitirler ama aşk denilen şeyin o anda hissettikleri hal olduğunu bilmezler, işte tabiat bütün insanlara aşkı eşitçe dağıtıp hiç kimseyi mahrum bırakmamıştır. Akılsız, ilimsiz, huy yumuşaklığından uzak, faziletsiz, sabırsız, merhametsiz, utanmaz insan bulunur. Lakin aşksız insan bulunmaz.

#edebiyatımızınmirası #ilkromanlar #melodram #aşk #konak #mektup #kılıkdeğiştirme #facia

Bu kitaplara ilgi duyanlar için ek öneriler: Halid Ziya Uşaklıgil: Kırık Hayatlar, Recaizade Mahmut Ekrem: Araba Sevdası, Samipaşazade Sezai: Sergüzeşt, Nabizade Nâzım: Zehra, Hüseyin Rahmi Gürpınar: Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç

Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (Günümüz Türkçesiyle)

Sadeleştiren: Fatih Altuğ

Sayfa sayısı: 136

Fiyat: 9,50 TL

Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (Açıklamalı Orijinal Metin)

Sayfa sayısı: 144

Fiyat: 11,00 TL          

ŞEMSETTİN­ SAMİ,­ 1850’de,­Yanya’nın ­Fraşer ­kasabasında ­doğdu.­ Fraşer­ ve ­Yanya’da ­başladığıeğitiminin­ ilk­ yıllarında ­Rumca, ­İtalyanca,­ Eski­ Yunanca­ ve­ Fransızca­ öğrenmeye­ başladı.­ Ayrıca­ özel­ derslerle­ Farsça­ ve­ Arapçada ­ilerledi.­ Dille­ kurduğu ­bu­ kapsamlı­ ilişki,­1871’de ­İstanbul’a­ geldikten­ sonraki­ çalışmalarına­ yön­ verdi.­ 1872’de,­Türkçenin­ ilk­ romanlarından ­Taaşşuk-ıTalat ve Fitnat’ıHadika gazetesinde­ tefrika ­etti.­ Pek ­çok ­gazete ­ve ­dergide­ hem­ yayıncı ­hem­ de­ yazar ­olarak­ yer ­aldı. Bir­ yandan­ Fransızcadan ­oyun­ ve ­roman ­çevirileri ­yaparken ­bir ­yandan ­da­ Besa yahut Ahde Vefa, Seydi Yahya, Gave­ adlı­ tiyatro­ oyunlarını­ yazdı.­ Kamus-ı Türki­ ve­ Kamus-ı Fransevi ­adıyla hazırladığı ­sözlükler,­ uzun­ yıllar­ alanındaki­ en­ önemli­ kaynaklar­ arasında­ yer­ aldı.­ Hayatının­ son­ döneminde,­ dokuz­ yılda­ tamamladığı­ altı­ ciltlik­ ansiklopedisi­ Kamusü’l-Alam’sa ­onu ­Osmanlı­ geç ­döneminin ­enüretken ­ve­ tanınmış ­yazarlarından­ biri ­haline­ getirdi.­1900­ sonrasında ­yoğunlaştığı ­çalışmalarıysa ­Or- hun­ Abideleri,­Kutadgu Bilig,­ Kıpçakça­ gibi ­Türkçenin­ kaynaklarına­ yönelmişti. ­1904’te ­Erenköy’deki evinde­ hayatını ­kaybetmiştir.­

edebiyathaber.net (16 Kasım 2020)

Yorum yapın