Yazarın Odası: Şebnem Balevi | Meltem Dağcı

Kasım 25, 2021

Yazarın Odası: Şebnem Balevi | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Şebnem Balevi’yi, eşi Taner Birtan Balevi ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Yazılarını çoğunlukla evde, oturma odasında bulunan çalışma masasında bilgisayarda yazar. Bunun dışında balkonda, yatak odasında, bir kafede kâğıda da yazar. Kâğıda yazarken, bazen yazmaya başladığını farkedemeyebiliyorum. Ona bir şey anlatırken, ondan cevap gelmeyince yazmaya başladığını anlıyorum.

Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Okuduğum ve beğendiğim kitapları mutlaka ona da öneririm. Bir metinde, beğendiğim bir kısmı ona da yüksek sesle okurum. Onun tarzına benzediğini düşündüğüm herhangi bir cümleyi, paragrafı ona da okumak çok hoşuma gider.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdığı bazı öyküleri bitirince bana okutur ve fikrimi sorar. Üzerinde çalıştığı bir iki roman taslağı var. Onları bana okutmaz. Genel olarak yazdığı metni tamamen bitirmeden bana okutmayı ve fikir almayı sevmez, ancak bazen bir tasvir içeren bir cümleyi, bir kaç cümlelik bir girizgâhı ya da bir diyaloğu okuyarak fikrimi sorduğu da olur. Her zaman dürüst cevaplar ister. Kısa beğeni cümleleri duymaktan hiç hoşlanmaz. Eğer yazdığı bir öyküyü beğendiysem, her zaman neden beğendiğimi anlamak ister. Bazı metinlerini, beğenmediğimi ve neden beğenmediğimi her zaman ona söylerim. Bunu duymaktan rahatsız olmaz. Önerilerimi kendi süzgecinden geçirir bazılarını dikkate alır, bazılarını almaz. Genel olarak güvendiği bir okur olduğumu düşünüyorum ve bu hoşuma gidiyor.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Hafta içi, hafta sonu, işgününde, tatilde, yurtdışında, her zaman her yerde sabah 05:00’te kalkar ben ve oğlumuz uyanana kadar yazar. Yazarken hep kahve içer. Yazacağı şeyi düşünürken kafasını hafifçe yana eğip ekrana bakarak düşünür. Yazmaya başlayıp yazacağı sonraki cümleyi kurmaya çalışırken kalemle kafasını kaşır, sonra o kalemi saçına takar. Eğer yazdığı şey hoşuna gidiyorsa yüzünde hafif bir gülümseme olur.

 Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Elinde her zaman pek çok kitap olur, bir kaç saatliğine bir yerlere gittiğimizde bile yanına en az iki ya da üç tane kitap alır. Bu kitaplar çoğunlukla benim tanımadığım yazarların kitapları olur. Ama en çok Cortazar ya da Murakami’nin kitaplarını da elinde görürüm. Sanırım elinde gördüğüm son kitap Borges’in bir kitabıydı. Hangi kitap olduğunu hatırlamıyorum.

Yorum yapın