Yazarın Odası: Mercan Alper | Meltem Dağcı

Aralık 4, 2025

Yazarın Odası: Mercan Alper | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık.Yazar Mercan Alper’i, eşi Emre Alper ile konuştuk.

1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Özel bir ortam arayışı yoktur fakat güneş ışığını görmek ya da iyi güneş alan bir alanda olmak önceliğidir. Yazı fikri oluştuğunda açık bir alan, koltuk, çalışma masası veya yatak içerisinde her an yazabilir. Rutin olarak öncelikle deftere yazıp sonrasında dijitalde temize çekme alışkanlığı vardır. Ayrıca yatağının yanı başında her daim bir defteri bulunur. Uyku arasında ilham olabilecek bir rüya gördüğünde notlar alır. Direkt bir anı söyleyemem fakat genel olarak yazma eyleminde bir davranışı her daim ilginç gelmiştir. Yazı yazarken çevresel ses ya da müzik gibi bir şeyler dinlemekten oldukça rahatsız olurken çokça televizyonlarda dönen dönem dizilerini ses olması mahiyetinde sürekli açık tutar. Sobalı bir ev geçmişi olan herkes gibi sobanın olduğu merkezi odada her zaman açık olan televizyonun sesi eşliğinde ödev yapmak, okumaya çalışmak gibi bir alışkanlıkların içselleştirilmesi süreci olduğunu düşünüyorum fakat dediğim gibi benzer deneyimden gelmeme rağmen bunu nasıl içselleştirdiği ya da rahatsız olmadığı konusunu ilginç buluyorum.

2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Çokça benzer türde okumalar yapmamıza rağmen benim aksime onun okuma gerçekleştirdiği türün yelpazesi daha geniştir. Hatta farklı okuma kulüpleri ile farklı türlerde kitap deneyimlemek gibi bir geleneği mevcuttur. Ortak olduğumuz türlerde takip ettiğimiz yazarların birçok kez yarattıkları atmosferler, oluşturdukları karakterler ya da yazım tarzları üzerine karşılıklı görüşlerimizi ya da tutkularımızı paylaşırız. Sevdiğimiz ya da sevmediğimiz, aynı düşündüğümüz ya da bambaşka yaklaştığımız birçok tema oluşabilmektedir. Yani her daim fikir birliğine vararak bir değerlendirme elde etmiyoruz.

3)Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Genel çerçeve kurgu fikirlerini aktarır, bense her fikrim sorulduğunda biraz fazla Lovecraftian ya da Binbir Gece Masalları gibi tuhaf kurgu dalına olan hayranlığımdan dolayı tekinsizlik ya da sonunu belirsizliğe götürmesini yönünde ortam ya da karakter önerilerimi sunarım.

4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

İlk sorunuza cevaben ilginç bulduğumu beyan ettiğim üzere ulusal kanal dönem dizilerini dinlemesi aynı şekilde bir ritüel sıfatı da taşımaktadır. Evet, dinlemek diyorum çünkü gerçekleştirdiği eylem izlemek değil kendisini rahatlatan bir ses örüntüsünü dinlemek oluyor. Yazarken sadece çay içer, yeşil elma yer, birçok kalemi vardır ve farklı konularda farklı defterlere yazma alışkanlığı vardır. Hatta birçok kez doğru defteri bulmadan doğru şeyi yazamam dediğini duyarım. Ha bir de mutlaka tok olmalıdır yazmak için.

5)Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Her daim eş zamanlı okuma yapar. Aynı anda 3-4 kadar kitap takip eder. Son gördüklerim: Ursula K. Le Guin – Rocannon’ nun Dünyası, Melisa Parlak – Limen Labirenti, Seray Şahiner – Antabus

Yorum yapın