Yazarın Odası: Fulya Kılınçarslan | Meltem Dağcı

Haziran 16, 2022

Yazarın Odası: Fulya Kılınçarslan | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Fulya Kılınçarslan’ı, ablası Yasemin Kılınçarslan ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Evinde kendine ait bir çalışma alanı ve geniş bir kütüphanesi var. Yazılarını genellikle orada yazıyor ama çocukluğundan beri yanında sürekli defter ve kalem taşıdığını biliyorum. Dolayısıyla onu dışarıda, en beklenmedik anlarda bile her an yazarken ya da not alırken görebilirsiniz.  Evet, yazarken dış dünyayla olan irtibatı kesiliyor gibi. Her an her yerde yazabilmek gibi bir kabiliyeti var ve başladığında hiçbir şey duymaz, soru sorduğunuzda yanıt vermez. Başkalarına ilginç gelebilir ama ben alıştım artık. Çalışmaya başladığında sanırım başka bir evrenle irtibata geçiyor. 

Ablanızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Pek çok şey… Okuduğumuz kitaplar üstüne konuşmayı ve keşfettiğimiz yeni yazarlarla ya da yeni çıkan kitaplarla ilgili birbirimize önerilerde bulunmayı seviyoruz. Bir de sosyal bilimler alanında dikkat çeken çalışmalar var, sık sık onlar üstüne de konuşur, birlikte araştırma yapar yeni fikirler üretiriz. Yan yana geldiğimizde çalışma arkadaşı gibi hareket ettiğimiz pek çok zaman olmuştur.  

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Yazdığı türe göre değişiyor aslında. Hukuk ya da edebiyat fark etmez, kuramsal bir yazıyla uğraşıyorsa savunduğu bakış açısını belirtir ve konuya başka nasıl yaklaşabileceğini, kendi yaklaşımının ne derece gözlemlenebilir olduğunu sorar. Roman ya da öykü söz konusu olduğundaysa yazım aşamasında hiç kimsenin fikrini almadığını biliyorum. Ancak tamamlandıktan sonra gönderir ve yaptığım her eleştiriyi mutlaka dikkate alır. 

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Evde çalışıyorsa etrafı mutlaka düzenli olmalı. Dağınıklığa pek tahammülü yok. Ve kahve, sürekli kahve içiyor. Bir de müzik. Müzik olmadan yazdığını görmedim diyebilirim.  

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Genelde farklı türlerde iki ya da üç kitabı aynı anda okur. Son gördüğüm kitaplar Boris Pasternak, Dr. Jivago ve Jacques Ranciere, Anlaşmazlık: Siyaset ve Felsefe.  

edebiyathaber.net (16 Haziran 2022)

Yorum yapın