Yazarın Odası: Ayla Burçin Kahraman | Meltem Dağcı

Mayıs 18, 2023

Yazarın Odası: Ayla Burçin Kahraman | Meltem Dağcı

Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık.Yazar Ayla Burçin Kahraman’ı, kızı Zeynep Naz ile konuştuk.

Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?

Her yerde. Bu konu anlatmaya değer gerçekten. Önceleri kendine ait bir çalışma odası yoktu annemin. Yatak odasında, salonda, mutfakta, o an artık neresi denk geliyorsa orada yazar, bir yandan da, “Bir odam bile yok,” diye söylenirdi. Yeni evimize taşındığımız zaman koca kütüphaneli bir çalışma odası dizayn etti kendine hevesle. Masalı, sandalyeli, okuma koltuklu, lambaderli falan bir oda. Ama gelin görün ki annem hâlâ her yerde yazıyor.

Annenizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?

Okuyup beğendiği kitapları özellikle benim odama bırakır. Aramızda gizli bir dildir bu. Bunu oku, tarzı yönlendirici konuşmalar yapmaz. Vermek istediği mesajı alırım hemen. Okuma listeme eklerim. Kitabı ben de okuduktan sonra üzerine konuşuruz. Bazen konuşma uzar, başka kitaplarla kıyasa kadar dayanır. Çoğu zaman sohbetimiz esnasında annemin öğretmen kimliği devreye girer, “Sen olsan sonunu nasıl yazardın,” sorusunu cevaplarken bulurum kendimi.

Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?

Öykü konusunu bulur, uzun uzun araştırır, arkadaşlarıyla tartışır, üzerine çalıştıktan sonra yazıp bitirir. Bu süreçte sorun yok. Son cümlesini yazıp noktayı koyduktan sonra komedi başlar bizim evde. Saat kaç olursa olsun elinde kâğıtlarla ya da kucağında bilgisayarıyla odama dalar, bir heyecan okumaya başlar. Öyküler güzel, annemin sesi de tatlı tatlı. Dinlerken uyuyakalırım bazen. Uyandığımda bana küsmüş olur. Gönlünü almak için epeyce uğraşmam gerekir.

Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?

Öyle kulaklık takayım, hafif bir klasik müzik eşliğinde kahvemi yudumlarken öykümü yazayım gibi şık ritüelleri yoktur. Bilgisayarını kucağına alır, oturur, odaklanır, yazar.  Tek isteği sessizliktir. Öykü yazıyorsa sabahın çok erken saatlerini tercih eder bu yüzden. Onun dışında inceleme yazıyor veya röportaj hazırlıyorsa günün herhangi bir saatinde telefonunu sessize alıp bilgisayar başına oturur.

Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?

Annemin okuma halleri değişiktir. Aynı anda birden çok kitap okur mesela. Yatağının başucunda duran kitap farklıdır, çantasında taşıdığı başka. Okuldaki dolabında tuttukları da vardır eminim. Öykü kitaplarını daha yavaş, romanları daha hızlı okur bir de. Gün içinde iki öykü okuyorsa kalan zamanını romana ayırır. Kargo kuryelerinin en çok kitap taşıdığı evlerden biri sanırım bizimki. Yeni çıkan öykü kitaplarını mutlaka alır, bunun yanında kült romanlardan okumadıklarını alarak okumaya çalışır. En son hangi kitabı okuduğuna gelince. Dün akşam Herman Hesse’nin Bozkırkurdu’nu okuyordu, ben bu soruları cevaplarken karşı kanepede, kendi kitabı Onuncu Ay’ı okuyor şu an.

edebiyathaber.net (18 Mayıs 2023)

Yorum yapın