Şubat ayında Ayrıntı Yayınları’ndan çıkanlar

Mart 1, 2024

Şubat ayında Ayrıntı Yayınları’ndan çıkanlar

Ayrıntı Yayınları, dünyanın farklı ülkelerinden yazarların kurmaca dışı ve kurmaca eserlerinden oluşan altı kitaplık bir seçkiyi Şubat 2024’te okurlarla buluşturdu. Oktay Duman’ın, örgütlü sosyalist mücadelenin hem neferlerinden hem önderlerinden olan Savaş Al ile yaptığı söyleşilerden oluşan Bizim de Günümüz Gelecek – Savaş Al Kitabı; Türkolog, diplomat, araştırmacı-yazar ve çevirmen Kanşaubiy Miziev’in edebiyat ve düellonun kesiştiği noktalara odaklanan araştırması Edebiyat ve Düello; Asya edebiyatının en güçlü kalemlerinden Pramoedya Ananta Toer’un gözaltı kampında kaleme aldığı “Buru Dörtlemesi”nin ilk kitabı İnsanların Bu Dünyası; William I. Robinson’un Küresel Kapitalizm ve İnsanlığın Krizi adlı çalışması; ABD’li akademisyenler Jay Coakley ile Elizabeth Pike’ın sosyolojinin toplumda sporu incelemek için kullanılabileceği yolları göstermek üzere tasarlanan kitabı Spor Sosyolojisi – Toplumda Spor: Sorunlar ve Çatışmalar ve Fransız filozof, filolog ve antik felsefe tarihi uzmanı Pierre Hadot’nun Yaşam İçin Felsefe adlı kitabı, Ayrıntı Yayınları’nın tüm kitaplarıyla birlikte, raflarda ve internet satış sitelerinde.

Bizim de Günümüz Gelecek – Savaş Al Kitabı

Yazar: Oktay Duman

Yakın Tarih

Oktay Duman, sosyalist hareketin farklı kuşaklarında yer alan devrimcilerin yaşam öykülerinin izini sürmeye devam ediyor. Bu sefer Manisa Gölmarmara’da 1960’lı yılların başında sosyalizmle tanışan, ömrünün 60 yılını sosyalist mücadeleye adamış ,Ege’de TİP’in sembollerinden, birçok devrimci ve sosyalist çevrenin adını saygıyla andığı Savaş Al’ın yaşamını anlatıyor. Bu kitapla, 1960’lı yılların başından itibaren köy köy, kasaba kasaba sosyalist mücadelenin hangi çileli yollardan geçerek bugünlere geldiğini çarpıcı bir yaşamöyküsüyle okuyucuya aktarıyor. Bu yolcululukta ise ona, 1960’lı yılların başından öldüğü güne kadar inatçı ve inançlı bir Marksist olarak yaşamış, heyecanını ve idealizmini hiçbir zaman yitirmemiş bir komünist olan Savaş Al eşlik ediyor. Bu çalışmasıyla Savaş Al’ı yakından tanımak, onun uzun yıllara dayanan mücadele deneyiminden damıttığı sonuçlardan yararlanmak isteyenlere verimli bir kaynak sunuyor. Okuyucu, Savaş Al’ın mücadele hayatını kendi ağzından soluksuz dinlerken, bu topraklarda sosyalist mücadelenin hangi zorluklar ve bedellerle bugünlere geldiğine bir kez daha tanıklık ediyor. Savaş Al’ın mücadele hayatı bizlere; yaratıcılıktan uzak, bilimsel ve eleştirel olmayan bir aklın, Marksist bir eğitimle taçlanmamış bilginin, coşkudan yoksun, militanlıktan uzak, kendini günün değişen koşullarına göre uyarlayamamış bir devrimciliğin, ısrarlı olmaktan yoksun bir örgütçülüğün, sürekliliği sağlanamamış hiçbir politik kitle çalışmasının ödenen bedellere rağmen bu topraklarda neden başarılı olamayacağını bir kez daha gösteriyor. Savaş Al, kitap boyunca aldığı bütün yenilgilere rağmen sosyalizm kavgasının sürdüğünü dile getirirken “Bizim de Günümüz Gelecek” diyerek uzaklardan bizlere seslenmeye devam ediyor.

Edebiyat ve Düello

Yazar: Kanşaubiy Miziev

Sanat ve Kuram

“Düello, kişiliğin ezilmesine karşı bir protestodur; onurun insan yaşamından daha değerli olduğunu, yani insan onurunun varlığını, bir despotun buna hükmedemeyeceğini kanıtlama çabasıdır. İnsan onurunu korumaya yönelik yasaların bulunmadığı o çağlarda düello, haysiyetli insanlar için kendisinin, ailesinin ve yakınlarının onurunu korumada biricik yol sayılırdı…”

Dünya edebiyatında düello sahneleri bol miktarda temsil edilmektedir. Özellikle Rus yazarların eserlerinde, daha çok 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında bu örneklere oldukça sık tanık oluyoruz. Bu dönemde düelloların arttığı gözlenmektedir ve biz de kitabımızda daha çok Rus yazarların düello olaylarına karıştığını, düello sahnelerinin hemen hemen tüm büyük yazarların eserlerin de yer aldığını göstermeye çalıştık. Bunların arasında Yevgeniy Onegin, Yüzbaşının Kızı (A. Puşkin), Zamanımızın Bir Kahramanı (M.Lermontov), Ecinniler (F. Dostoyevski), Babalar ve Oğullar (İ.Turgenev), Savaş ve Barış (L. Tolstoy), Düello ve Ayı (A. Çehov)gibi eserler vardır.

Dahası var, bu büyük yazarların çoğu düello olaylarına doğrudan müdahil olmuştur. Örneğin, Aleksandr Puşkin düelloya 21 kez çıkmış ve eşi Natalya Gonçarova hakkında sosyetede çıkan dedikodulardan sonra kendisinin ve ailesinin itibarını korumak amacıyla yaptığı düelloda hayatını kaybetmiştir.

“Puşkin için düello ve ölüm, trajediden daha çok bir dram, tek bir oyuncu için oynanan bir tiyatroydu. Puşkin bu tiyatroda hem yazar, hem yönetmen hem de oyunun baş kahramanıydı…”

İnsanların Bu Dünyası

Yazar: Pramoedya AnantaToer / Çevirmen: Sevda Deniz Karali

Edebiyat

1898 yılında günümüzün Endonezya’sı, o zamanların Hollanda sömürgesi “Hollanda Doğu Hint Adaları”nda başlayan bu roman, bir özgürlük savaşını genç ve zeki bir soylu olan Minke üzerinden ele alıyor. Avrupa eğitimiyle kendi kültürü arasında kalan Minke, yerli Cavalı bir kadın olan, küçük yaşta bir Hollandalıya cariye olarak satıldığı için kendisine ömür boyu Nyai diye hitap edilen güçlü, çalışkan Nyai Ontosoroh’un kızı Annelies’e âşık olunca, adaletsizliğe ve önyargılara karşı savaşı daha da derinleşir.

Anne! Annem! Haykırışlarım nihayet duyuldu. Neler olduğunu daha sen bile duymadın üstelik. Güzelce uyu, Anne. Seni uyandırmayacağım. Şimdi de yapmayacağım bunu. Sevgili oğlun buradan kaçmayacak. Kalıp savaşacağım. Oğlun bir suçlu değil, Anne. Sevgili gelinini de alıp götüremeyecekler. Özlemini duyduğun torunları verecek sana ki bir gün onların düğünlerine de bir Cavalı olarak katılabilesin.

Küresel Kapitalizm ve İnsanlığın Krizi

Yazar: William I.Robinson / Çevirmen: Akın Emre Pilgir

İnceleme

Bu heyecan verici yeni çalışma, birden fazla yönüyle, ekonomik, verici yeni çalışma, birden fazla yönüyle, ekonomik, politik, toplumsal, ekolojik, askeri ve kültürel boyutlarıyla küresel kapitalizmin krizini özgün ve kışkırtıcı bir şekilde ifşa etmektedir. Küreselleşme üzerine daha önceki çalışmalarını geliştiren William I. Robinson, yeni küresel kapitalizmin doğasını, küreselleşmiş bir üretim ve finans sisteminin yükselişini, ulus-ötesi kapitalist sınıfı ve ulus-ötesi devleti ele almakta; bizi kriz halinde ve kontrolden çıkmış küresel kapitalist sistemin patlamaya hazır çelişkilerini sınırlamayı amaçlayan küresel bir polis devletinin yükselişine karşı uyarmaktadır. Robinson, farklı toplumsal ve politik güçlerin krize nasıl yanıtlar ve alternatif gelecek senaryoları getirdiğini keşfederek kitabı sonlandırmaktadır.

“William I. Robinson bu özenli ve bilgilendirici çalışmasında, daha önceki çalışmalarında ortaya koyduğu küresel kapitalizm teorisini daha da ileriye taşıyarak, bu teoriyi insanlık tarihinin benzeri görülmemiş bir anında, kararların insan onuruna yakışır bir şekilde hayatta kalma olasılığını doğrudan etkilediği ciddi krizlere uyguluyor. Geliştirdiği perspektif çok değerli, kapsamlı bir şekilde araştırılmış ve dikkatle analiz edilmiş, son derece önemli konuları ele alıyor.”

Noam Chomsky, Enstitü Profesörü (emekli), Massachusetts Teknoloji Enstitüsü

“Küresel kapitalizm ve ulusötesi kapitalist sınıf teorisi konusunda en önde gelen düşünürlerden biri olan Robinson’un yeni çalışması meydan okuyan türden ve son derece önemli…Aslında bu çalışma, çağdaş kapitalizmi anlamak isteyen ve gezegenimizin kaderiyle ilgilenen herkes için temel bir okuma niteliğinde. Başka bir deyişle, bu kitabı herkes okumalı.”

Jerry Harris, Race and Class

Spor Sosyolojisi – Toplumda Spor: Sorunlar ve Çatışmalar

Yazar: Elizabeth Pike,Jay Coakley / Çevirmen: Funda Akcan

Ağır Kitaplar

İlk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlandığı 1978 yılından bugüne yeni basımlarının yanı sıra farklı dillere çevrilen ve dünyanın farklı bölgelerine yönelik baskıları yapılan Spor Sosyolojisi: Sorunlar ve Çatışmalar’ın Türkçedeki bu ilk basımı Birleşik Krallık ve Avrupa baskısının çevirisidir. Bu baskı, öncekilerin mirasını sürdürmekle birlikte spor sosyolojisi alanındaki güncel araştırmaları ve kuramsal yaklaşımları referans alarak, yeni tartışmalar ve örneklerle genişletilmiş bir içerik sunuyor.

Sosyolojinin toplumda sporu incelemek için kullanılabileceği yolları göstermek üzere tasarlanan bu kitap, sporu yalnızca daha iyi anlaşılmak istenen bir konu olarak ele almıyor, aynı zamanda onu, içinde yaşadığımız toplum ve kültür hakkında daha fazla bilgi edinebileceğimiz bir pencere olarak kullanıyor. Sporun toplumsal cinsiyet, sınıf, ırk ve etnisite, yaş, yeterlik ve engellilik, şiddet ve sapma ile ilişkileri çerçevesinde toplumdaki güç ilişkilerine odaklanıyor; spor ve kültürel ideolojiler arasındaki bağlantıları inceleyerek bu ilişkiler ianlamaya çalışıyor. Spor ile ekonomi, siyaset, eğitim ve medya gibi toplumsal hayatın önemli alanları arasındaki bağlantıları ele alarak spora ve topluma bütünsel bir bakış açısı sunuyor. Aynı zamanda toplumsal bir inşa olarak incelediği sporun içinde ve etrafında oluşturulan, sürdürülen ve değişen sosyal dünyaları inceleyerek, insanların parçası oldukları sosyal dünyalardaki aktif rollerine vurgu yapıyor. Böylece okurların kendi hayatlarında, ailelerinde, okullarında, topluluklarında, toplumlarında, bir bütün olarak dünyada sporla ilgili sorunları belirlemelerine ve keşfetmelerine yardımcı olmayı hedefliyor.

Bu bağlamda Spor Sosyolojisi: Sorunlar ve Çatışmalar, toplumsal ve kültürel dünyanın bir parçası haline gelen sporla ilişkili “daha derin oyuna” odaklanarak, toplumda spora ve onu çevreleyen sorunlara ve çatışmalara eleştirel bir gözle bakıyor. Bunu yaparken sporun daha demokratik ve insancıl hale getirilmesinin ve spora katılımın herkes için daha erişilebilir olmasının önemi üzerinde duruyor. Okurları da toplumda sporun nasıl tanımlandığı, nasıl organize edildiği, nereye doğru gittiği, gelecekte nasıl olması gerektiği hakkında sorular sormaya ve eleştirel düşünmeye teşvik ediyor.

Spor Sosyolojisi: Sorunlar ve Çatışmalar; sosyoloji ya da spor bilimleri öğrenimi görenlerin yanı sıra, sporun içindeki tüm öznelerin ve spora ilgi duyan, onu daha iyi anlamak isteyen genel okurun da bilgilenmesini ve derinlemesine düşünmesini sağlayacak önemli bir temel kaynak olma özelliği taşıyor.

Yaşam İçin Felsefe

Yazar: Pierre Hadot /Çevirmen: Kağan Kahveci

Felsefe

Bizi dönüştürüp değiştiren kitaplar vardır. İster Marcus Aurelius ve Plotinus’u, ister Stoacılığı ve mistisizmi ele alsın, Pierre Hadot’nun tüm eserleri için geçerlidir bu durum. Elinizdeki eser, çalışmaları pek çok düşünürü besleyen, onlarda hayranlık uyandıran bir akademisyenin yanı sıra derin, alçakgönüllü, kararlarında ciddi, bazen ironik, asla tumturaklı olmayan bir düşünür olan Pierre Hadot’yu yakından tanıma fırsatı sunuyor. Hadot’un düşünceleri, kadim bilgeliğin nasıl okunup yorumlanacağını, kadimlerin felsefelerinin ve özellikle Marcus Aurelius’un düşüncesinin daha iyi yaşama nasıl bir imkân sunacağını gözler önüne seriyor. Felsefenin teorik veya sistematik yönünün sıklıkla maskelediği bilgeliğin, bir tür yaşama tarzıyla veya yaşam seçimiyle olanaklı olduğunu öne süren Hadot’ya göre “yaşamımız kelimenin en güçlü anlamıyla tamamlanmamıştır… Yaşamıyoruz, yaşamayı umuyoruz, yaşamayı bekliyoruz.”

Felsefenin entelektüel bir uğraş olmanın ötesinde bir yaşam tarzı olarak nasıl benimsenebileceğini gösterdiği bu röportajında Hadot, bir yandan Antik Yunan’dan ortaçağa ve oradan da modern döneme kadar felsefi düşüncenin evrimini anlamamıza yardımcı olurken, öte yandan filozofların günlük yaşamlarında felsefi ilkeleri nasıl uyguladıklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Bu eser, günümüzde bilgeliğin ya da erdemli yaşamın izini sürmesi bakımından ilham verici bir rehber niteliğindedir.

edebiyathaber.net (1 Mart 2024)

Yorum yapın