Sinan Yaşar’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

Eylül 1, 2021

Sinan Yaşar’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

1.Neden çocuklar için yazıyorsunuz?

Yazarlık serüvenime aslında büyükler için öyküler yazarak başlamıştım. Öykülerim edebiyat dergilerinde yayımlanmaya başladığında yazma eylemi benim için daha derin bir anlam kazanmaya başladı. Çünkü bir yerlerde insanlar benim yazdıklarımı okuyordu. Bunun farkında olmak tarifi zor bir duygu. Çocuklar için yazmaya başlamamda kendi öğrencilerim sayesinde oldu diyebilirim. Bir gün Türkçe dersinde öğrencilerimin ders kitabındaki bir hikâyeden çok sıkıldıklarını fark ettim. Gerçek anlamda çok kuru bir hikâyeydi. Onları daha fazla zorlamadım ve okumayı bırakmalarını istedim. Aynı anda hiç aklımda yokken Türkçe defterlerini açmalarını söyledim. Kafamdan bir öykü yazdıracaktım. “Turgut’un Maceraları” isminde gotik bir hikâye yazdırdım. Hikâyenin ortasında zil çaldı. Normalde zil sesiyle herkes bahçeye hücum eder ama sınıfta kıpırtı olmadı. Devamını yazdırmamı istediler. Yazdırdım. Böyle böyle biz bir sene boyunca Turgut’un Maceralarını yazdık. Çocukların yazdırdıklarımı beğenmeleri beni onlar için yazmaya sevk etti.  O senenin sonunda ilk kitabım üstüne çalışmalara başladım. 

2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı? 

Bunu tam olarak hatırlamam çok zor ama etkilendiğim ilk çocuk kitabını hatırlıyorum. Küçük Kara Balık kitabı! Sürekli merak etmesi, bulunduğu kaba sığmaması, cesareti ile beni kendine hayran bırakmıştı. O kitap sayesinde kitap okumayı sevdim. 

3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu? 

Harry Potter serisini yazmış olmayı isterdim. Çok beğeniyorum. İnanılmaz bir hayal gücünün eseri.

4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz? 

Ömer’in Çocukluğu adlı eseri okudum. Muallim Naci’nin kendi çocukluk anılarını anlattığı sıcacık, otobiyografik bir roman. Büyük, küçük herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Günümüz çocuk edebiyatında maalesef çok fazla otosansür ile karşılaşıyorum. Oldukça rafine edilmiş ve didaktik kitaplar basılıyor. Haliyle çocuklar böyle kitaplardan çabuk sıkılıyor. Eskiden böyle bir kaygı olmadığından yazılanlar bana daha leziz geliyor. Ben de kendi yazılarımda bu dengeyi iyi ayarlamaya çalışıyorum.

edebiyathaber.net (1 Eylül 2021)

Yorum yapın