Sema Özpekmezci: “En güzel gösterge bedenimizin içinde nasıl hissettiğimizdir.”

Ağustos 19, 2021

Sema Özpekmezci: “En güzel gösterge bedenimizin içinde nasıl hissettiğimizdir.”

Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu ve MBSR eğitmeni Sema Özpekmezci ile merakla beklenen kitabı Mutlu Beslenme üzerine sohbet ettik.

Öncelikle yeni kitabınız Mutlu Beslenme’nin yolu açık olsun demek istiyorum. Peki Mutlu Beslenme yolunda bizleri neler bekliyor? Kitabınızdan kısaca bahseder misiniz?

Çok teşekkür ederim. Mutlu Beslenme, beslenmeyi her yönü ile ele alan bir içeriğe sahip. İçinde sağlıklı beslenmenin abc’sini, menü örneklerini ve bu menülerin mantıklarını anlatırken, hayatımızda aslında çok önemli yeri olan duygularımız, düşüncelerimiz,  stres seviyemiz ve bunların beslenmedeki yerleri harmanlanarak kitabı oluşturdular.

Sağlıklı beslenmek her zaman çekinilen bir konudur. Çok meşakkatli görünür. Peki sizce de böyle mi?

İlk başta öyle gözükse de, belli bazı püf noktalarını bilince bence çok kolay. İlk kitabım Sema’nın Sağlıklı Mutfağı sağlıklı beslenmeyi mutfağa kolay uygulamayı anlatırken, ikinci kitabım Mutlu Beslenme hayata adapte etmeyi anlatıyor. Açlıkları doğru gıdalar ile doyurduktan sonra, zihne de ihtiyacı olan gıdayı verince uygulanması çok daha kolaylaşıyor.

Temel hedef kilo vermek/almak olmamalı diyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? Atalım mı sahiden evden tartıları? 

Evet, atın. 🙂 Hedef kilo almak veya vermek olduğunda, hedeflenen noktaya ulaşana kadar her yol mübah oluyor. En sıkı diyetler yapılıyor, sosyal hayat kısıtlanıyor ama sonuçta ömür böyle geçmiyor.  Hedefe ulaşıldığı an, ‘’tamam oldu’’ denip, tekrar eski beslenmeye, kontrolsüzce dönülüyor ve o kilolar bir bir geri geliyor. 

Hedef sağlıklı beslenmek olduğunda ve vücut buna alıştığında sürdürülmesi daha kolay. Hem canımızın istediği her şeyi kontrollü ve sağlıklı versiyonları ile yiyoruz hem de aşermeler olmuyor. 

Ayrıca tartıdaki rakamlar her zaman da doğruyu göstermiyor. 55 kilo yağ oranı yüksek bir beden ile, 55 kilo kas oranı yüksek bir beden aynı görüntüde olmuyor. O zaman tartı çok yanıltıcıdır diyebiliriz. En güzel gösterge bedenimizin içinde nasıl hissettiğimizdir.

“Mutlu Beslenme” derken tam manasıyla neyi ifade ediyorsunuz? Beslenmede mutluluğu nasıl elde edebiliriz?

Beslenmede mutluluğu ancak özgür olduğumuzda hissedebiliriz. Bu yüzden kitabımı son bölümüne ‘’herkese özgürlük getirmesi dileklerimle’’ diye bitirdim. Bademleri sayarak, kabak yemeğinin kaşık sayısına bakarak yaptığımız bir beslenmede mutlu olunmayacağını düşünüyorum. En büyük bilge içimizde ve bize her şeyi, neye ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

Sizin yaklaşımınızda, konuları ele alışınızda Mindfulness’tan (Bilinçli Farkındalık) beslendiğinizi görüyoruz. Hiç bilmeyen birine anlatacak olsanız bu yaklaşımı nasıl anlatırsınız?

Mindfulness mevcut an içinde, gerçekleşen her şeye, yargısızca, olduğu gibi, arkadaşça yaklaşabilmek demektir. Beslenmede Mindfulness ise, yediğimiz her şeye, bize bugüne kadar öğretildiği gibi değil, yeni bir gözle yaklaşabilmektir. Örneğin hangi yemekten nasıl tatlar aldığımıza, ne zaman acıkıp doyduğumuza, yemek yerken zihnimizden geçenlere yeni bir gözle bakabilmektir.

Kitap içinde yer alan Otomatik Pilotu Fark Etme egzersizini hem uyguladım hem de düşündüm. Sahiden hayatta pek çok şeyi nasıl da otomatik olarak yapıyoruz. Bu anları fark etmemizi sağlayacak bir anahtar var mı?

Bu anları fark etmemizi sağlayacak olan şey zihni hep aktif ve uyanık tutmak. Bunu yapabilmek için de kitapta anlatmış olduğum mindfulness egzersizleri yardımcı oluyor.  Aslında kendi hayatımızın dışına çıkıp, hayatımızı bir sinema perdesinden izler gibi izliyoruz. Bu esnada otomatik davranışlarımız, otomratik verdiğimiz kararlar… Hepsini görebilmek daha kolay oluyor. 

Elinizde bir sihirli değnek olsa, neleri değiştirirdiniz beslenmede yanlış  bilinenlere dair?

Keşke olsa, dünyadan ‘’diyet’’ kelimesini silerdim. Diyet bir şeyin bedelini ödemek demektir. Her zaman bir suçlu gibi bedel ödemek, bitmek bilmeyen bir suçluluk duygusu veriyor. Halbuki bedenin işleyişine uygun devam ettirilen bir sağlıklı beslenmede, vicdan azabı yok,  suçluluk yok. Bugün yediysek, bir sonraki öğün kaldığımız yerden devam etmek var. 

Mutlu Beslenme’de, danışmanlık yaptığınız kişilerin hayatlarına da konuk oluyoruz. Peki danışanlarınızla en sık hangi konularda çalışıyorsunuz? 

Benim beslenmeye bakış açım bütüncül olduğundan, genellikle stres tetiklenmesi ile yemek seçimleri yapanlar, duygusal yeme davranışı olan kişilerle çalışıyorum. Fonksiyonel Tıp eğitimli olduğumdan kronik ve otoimmün hastalıkları olan kişiler en çok çalıştığım kişiler arasında.

Kişisel danışmanlığın yanında Eliminasyondayım Farkındayım, Farkındalık Temelli Stres Azaltımı gibi programlarla grup çalışmaları da yapıyor ve çeşitli seminerler veriyorsunuz. Peki tüm bu yoğunluğun arasında Mutlu Beslenme’yi yazmaya vakit ayırmak sizi zorladı mı? Ne kadar sürede kaleme aldınız kitabınızı?

Evet, yoğun bir çalışma hayatım var. Mutlu Beslenme’nin temellerini ilk Londra’da attım. Pandemi başlamadan hemen önce yaptığım son seyahatlerden biriydi. Orada Mindfulness artık hayatın her yerinde. Cafelerde bile masaların üstünde stickler var. ‘’Mindful ol, çantanı koru, yanına yaklaşanları fark et’’ gibi.  Kitapçılarda Mindfulness üstüne yazılmış inanılmaz geniş bir konu ağı var. Mindful spordan tutun da mindful ilişkilere kadar. Keşke bizde de beslenme üzerine bu kitaplar olsa derken, neden ben yazmıyorum dedim ve kolları sıvadım. Kurguyu oluşturmam aylar sürdü. Yazmam da bayağı vakit aldı çünkü içinde 4-5 farklı konunun birleşmesi var. Kafaları karıştırmadan, en basit ve uygulanabilir hali ile anlatabilmek için 6 ay çalıştım ama en çok verim aldığım zaman, tüm çalışma hayatımı durdurup, bir ay eve kapandığım zaman oldu. 

Zorlamadı dersem yalan olur. Çok yoğun çalıştığım bir dönemde yazdım ama bu kitabın hayatını değiştirecek kişiler olduğunu bilmem beni motive etti. 

Son olarak, Mutlu Beslenme’yi yazma motivasyonunuz neydi?

Instagram hesabımda bana kalbini ve hayatını açan binlerce kişiden ve birebir çalıştığım kişilerden gördüğüm hep şuydu: Herkes ne yiyip ne yememesi gerektiğini buluyor ama geneli kaybolmuş durumda. Çok fazla bilgiden, kafa karışıklığından dolayı, ‘’sarımsağı ezersem daha çok faydası olur’’ gibi detaylara takılmaktan ilerleyemiyorlar. Motivasyonu bu kitabın herkesin önünü açacağına olan sonsuz inancım idi. Umarım okuyan herkese mutluluk ve özgürlük getirir.

edebiyathaber.net (19 Ağustos 2021)

Yorum yapın