Savaş sonrası Alman edebiyatının en önemli eserlerinden biri: Almanca Dersi

Ocak 13, 2024

Savaş sonrası Alman edebiyatının en önemli eserlerinden biri: Almanca Dersi

Siegfried Lenz’in Almanca Dersi adlı romanı Can Yayınları tarafından Ayşe Sarısayın çevirisiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

Bireysel sorumluluklarla görev bilinci arasındaki çelişkiyi inceleyen Almanca Dersi, ölçüsüz bir şevkle icra edilen itaat eyleminin ne kadar ürkütücü boyutlara erişebileceğini anlatan bir başyapıt.

“Toplumlar aykırı olanların karşısında kendilerini her zaman meydan okunmuş, tehdit altında ya da korunmasız hissettiklerinden, tüm ilgilerini ve şüphelerini onlara yönlendirip sonunda düşmanca takibe alırlar.”

Suçlu gençlerin ıslah edildiği bir adada yaşayan Siggi Jepsen’e, Almanca dersinde “görev tutkusu” konulu bir kompozisyon ödevi verilir ama Jepsen defterini boş teslim edince cezalandırılır. Ancak Siggi’nin başarısızlığının nedeni, bu konuda anlatacak hiçbir şeyinin olmaması değil, tam tersine çok şeyinin olmasıdır. Bu ödevle birlikte anıları su yüzüne çıkan Jepsen, Nazi Almanya’sında geçen çocukluğunu anlatır. Kasaba polisi olan babası, Nazilerin yozlaşmış sanat dediği dışavurumcu resimler yapan ressam Max Ludwig Nansen’i resim yapmaktan men etmek ve yasaya uyup uymadığını denetlemekle görevlendirilir. Polis memuru yüksek görev bilinciyle, kendisine verilen emri ne pahasına olursa olsun yerine getirecektir, öyle ki görev tutkusu savaşın bitmesiyle bile son bulmayacaktır.
Siegfried Lenz 1968’de yayımlanan, savaş sonrası Alman edebiyatının en önemli eserlerinden sayılan ve 2019’da aynı isimle sinemaya uyarlanan başyapıtı Almanca Dersi‘nde bireysel sorumluluklarla görev bilinci arasındaki çelişkiyi inceliyor, görev tutkusunun takıntıya dönüştüğünde ne kadar tehlikeli bir hal alabileceğini gösteriyor.

“Son yıllarda Almanya’da yayımlanmış en derinlikli hayal gücüne sahip, düşündürücü romanlardan biri.”
Library Journal

SIEGFRIED LENZ, 1926’da Doğu Prusya’da Lyck’te doğdu. 1973’te Alman Dil ve Edebiyat Akademisi üyeliğine seçildi. Roman, deneme, öykünün yanı sıra radyo ve sahne için tiyatro oyunları yazan Siegfried Lenz’in aldığı ödüller arasında, 1961 Bremen Edebiyat Ödülü, 1979 Andreas Gryphius Ödülü, 1984 Thomas Mann Ödülü, 1988 Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği Barış Ödülü ile 1999 Frankfurt Şehri Goethe Ödülü sayılabilir. Son olarak 2003’te Johann Wolfgang von Goethe Altın Madalyası’yla onurlandırılan yazarın yapıtları bugüne kadar Türkçe de dahil olmak üzere otuzdan fazla dile çevrildi. Lenz, 2014’te öldü.
 
AYŞE SARISAYIN, 1957’de İstanbul’da doğdu. Kimya mühendisliği ve işletme eğitimi gördü, uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştı. Behçet Necatigil’e ilişkin anılarının yer aldığı ilk kitabı Çok Şey Yarım Hâlâ, 2001’de yayımlandı. Öykü kitaplarından Denizler Dört Duvar 2004 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne, Yorgun Anılar Zamanı 2005 Sait Faik Hikâye Armağanı’na, Karakalem Resimler, Dünya Kitap dergisinin 2008 Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne değer görüldü. 2009’da yayımlanan Erdal Öz, Unutulmaz Bir Atlı adlı biyografiyle Beşiktaş, Yollar ya da Anılar Boyunca adlı otobiyografik semt kitabını Ansızın Günbatımı (2014) ve Selim İleri’yle edebiyattaki 50. yılı için yaptığı nehir söyleşi (O Aşk Dinmedi, 2017) ve Denize Yazıldı (2018) izledi. Çocuk edebiyatı alanında da çalışmaları olan ve Almancadan çeviriler yapan Ayşe Sarı­sayın’ın Siegfried Lenz’den çevirdiği Almanca Dersi romanına Dünya Kitap Yılın Çeviri Kitabı Ödülü verildi (2012).

edebiyathaber.net (13 0cak 2024)

Yorum yapın