Atay Sözer’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?  Öncelikle çok keyifli, çocuklara seslendiğinizde geri dönüşü daha çabuk oluyor, mutlaka bir tepki alıyorsunuz; tepkilerin hepsi de içten oluyor, eleştirilerinin hepsi yapıcı, bazen önerileri de oluyor. Yetişkinlerde bu samimiyeti pek bulamıyorsunuz. Tabii bir de gelecekteki okur kitlenizi de yetiştirmiş oluyorsunuz bir yerde, o çocuk büyüdüğü zaman da sizin diğer işlerinizi … Read more

Dil Bayramı üzerine | Mehmet Atilla

“İnsan sesle doğar. Sonrası sözcükler, cümleler ve dildir. İyi ki böyle. Başka hiçbir canlıda bulunmayan harika bir özellik. Hem dışımızdaki hem de içimizdeki dünyayı dille yaratıyoruz aslında. Yalnızca iletişim yok bu dünyaların içinde. Bilgi, duygu, düşünce üçlüsünü en çarpıcı ve kalıcı hâle getiren sanatsal etkinlikler de var. Kuru kuruya soluk alıp vermekle, beslenip giyinmekle yetinmiyoruz … Read more

İncila Çalışkan’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu

1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz? 27 Yıl ortaöğretimde öğretmenlik yaptım. O yıllarda öğrencilerim için yazmaya başladım. Duvar gazetesi hazırlardım öğrencilerime 2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı? Eflatun Cem Güney’in “Masallar kitabı.” Çocukken ilk okuduğum kitaptır. 3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu? Yaşar Kemal’in “Beyaz Pantolon”u … Read more

Dünü, bugünde anlatan kitaplar | Mehmet Özçataloğlu

Günümüz çocuk edebiyatına bakınca bugünün çocuklarına imrenmemek elde değil. Otuz-otuz beş yıl öncesine gidip de çocukluğuma bakınca, ilk okuma kitaplarının azlığını hatırlayınca… Grimm Kardeşler’in, La Fontaine’in masalları, Cin Ali dizisi, Keloğlan masalları vb. Bununla birlikte Milli Mücadele yıllarını anlatan kahraman çocuklar… Klasikler arasından Ayşegül dizisini de unutmayalım tabii. Dönemin olanaklarına göre fena da değilmiş aslında … Read more

“Bir de Buradan Bakalım!” | Mehmet Özçataloğlu

Çocuk edebiyatında sansür tartışmalarının alevlendiği bir dönemden geçiyoruz. Yabancısı olmadığımız bir konu aslında. Zaman zaman yaşanır bu tür durumlar. Herkes fikrini söyler ve konu kendiliğinden gündemden düşer. Sonra yine her şey eskisi gibi… “Gül ve Düşün” adlı bir kitapta çocukla yan yana gelemeyecek/gelmemesi gereken ifadelerin yer alması ile birlikte başladı tartışma. Oysa kitap yakın bir … Read more

Öykü: Göğe bakan çocuk | Mehmet Oral

Çekilmeyin çocuklar, gökyüzünden aşağıya.   Hayatınız pahasına, düşün gözünden insanların.   Kendiniz olmayı kimse istemeyecek.” Çocuk, ayaklarını altına almış, halının üstünde dertop oturuyor, eğilerek resim defterine uçaklar çiziyor, çizdikçe uçmayı düşlüyordu. Savaş uçağı, helikopter, yolcu uçağı… Yakından hiç görmediği uçakları merakla inceliyordu dergi ve gazete fotoğraflarından. Seviyordu bu insan icatlarını, kuşları, uçurtmaları sevdiği kadar. Annesi … Read more

Dünyayı sevgi kurtaracak | Mehmet Özçataloğlu

Çağımızın gençlerini, çocuklarını anlamakta zorlanıyoruz. Aslında bizim ebeveynlerimiz de bizi anlamakta zorlanıyorlardı. Fakat bu defa durum biraz daha ciddi sanki. Kuşak çatışması her daim var olan bir gerçeklik olsa da makas hiç bu denli açılmamıştı gibi. Yedikleri, içtikleri, izledikleri, giydikleri… Her şeyleri farklı. Haliyle okudukları da. Hal böyle olunca onlar için yazmak daha da zorlaşıyor. … Read more

Farklı bir karakter: Eksi Üç! | Mehmet Özçataloğlu

Çocuklarınıza hayvan sevgisini kazandırmak için onlara bir hayvan edindirin, diyor uzmanlar. Diyorlar da peki, ebeveynler? Onlar bu konuda ne düşünüyorlar? Örnek vererek ilerlemek gerekirse bizim evden girelim konuya. Evde bizden başka bir canlı olacaksa illa ki tercihim kuş olur, balık olur, belki bir su kaplumbağası olur. Kedi, köpek gibi tüy döken türleri evin içinde pek … Read more

Barış güvercinin kanadında! | Mehmet Özçataloğlu

Ben, sen, o. Biz, siz, onlar… Böyle çekimlediğimizde herhangi bir sorun görünmüyor. Doğal akış böyle çünkü. Fakat bu çekimlemenin sonuna “öteki/ötekiler” geldiğinde durup ciddi ciddi düşünmek gerek. Bir çatlak, bir sızıntı var anlamına geliyor bu. Toplumsal barış ortamını bir tehdit söz konusu. Ve evlerin içindeki bu söylemlerden çocuklar çok etkileniyorlar. Yaşadığımız coğrafyanın tarihinde, çok değil … Read more

Mehmet Nusret nasıl Aziz Nesin oldu? | Songül Öztürk & Ahmet Rıfat İlhan

I. Songül Öztürk –belki herzamanki gibi herşeyin arka yüzündeki kötülükleri görmeye alışık olduğumdan- Aziz Nesin -belki herzamanki gibi söylenenlerin söylenmeyenlerin örtüsü olduğunu görmeye alışık olduğumdan-  Mehmet Nusret nasıl Aziz Nesin oldu: Mehmet dedesinin adı, Tanrı yardımı, başarı, üstünlük anlamına gelen Nusret ise Çanakkale Savaşının en kızgın, en civcivli zamanında savaşı kazanma dileğinin bir ifadesi… Nesin … Read more

Çünkü bahar beklemez! | Mehmet Özçataloğlu

Sabahları alarm sesine bağlı olmadan uyananlar var mı? Çok imreniyorum onlara. Hele bugünlerde, gün aydınlanınca çıkılıyorsa yataktan, büyük zenginlik. Gece yatıp gece kalkıyoruz. Karanlığın içinde önümüzü göremez olduk. Bir yerlere, bir şeylere yetişeceğiz diye nefes alamıyoruz adeta. Temel ihtiyaçlarımızı bile zaman kaybı gibi görerek olabildiğince hızlı halletmeye çalışıyoruz. Oysa ki, bizim dışımızda kendi ritminde akıp … Read more

Hayaller ve gerçekler | Mehmet Özçataloğlu

Hayal kurar mısınız? Hayallere inanır mısınız? Hayallerinizi gerçekleştirmek için peşinden koşar mısınız? Sanırım hayallerimiz de değişti artık son dönemde, öyle değil mi? Kişisel hayallerden çok toplumsal konularda hayal kuruyoruz daha çok. Coğrafyamız için daha güzelini, daha iyisini istiyoruz. Çocuklarımız için daha yeşilini ve daha güvenlisini… Hiç kimsenin aş ve iş sorunu yaşamadığını hayal ediyoruz örneğin. … Read more