Herzog kimdir diye sorarsanız bilmiyorum, sormazsanız biliyorum | Arzu Eylem

“Postmodern birey ise parçalanmış bireydir. İnsanlık tarihinin bilinen hiçbir döneminde zaman bu derece muğlâklaşmamıştı.” Zygmunt Bauman “Nitekim zaman nedir?” diye sorar Augustinus İtiraflar’da. Geçmiş, şimdi ve gelecek hakkında akıl yürütür ve sonra Tanrı’ya seslenir: “Eğer, gelecek ve geçmiş varsa, nerede onlar?” Ve ekler, “zaman nedir diye sorarsanız bilmiyorum, sormazsanız biliyorum.” Zaman nedir diye sormaz Herzog. … Read more

Hayatın yazdığı roman: “Yağmurdan Sonra” | Arzu Eylem

“Okul kantinindeki müzik kutusunda yine Kayahan çalıyor. Belki de yirminci kez.” Kayahan’ın çokça dinlendiği yıllar, muhtemel 90’lar, diye başladım Yalçın Hafçı’nın Yağmurdan Sonra’sını okumaya. Daha ilk cümlede hikâyeye ortak oldum. Romanın başarısı sadece bu değil elbette: Saflık derecesinde yaşamla işbirliği yapmasına, gerçeklere yer vermesine, yakın geçmişe tanıklık etmesine rağmen kurgusunun güçlü olması… Hafçı’nın bir başka … Read more

Arzu Eylem’in ‘İpek Gönül’ adlı kitabı üzerine “güzellememe” | Zeynep Yenen

Whatsapp’tan Arzu Eylem’in İpek Gönül adlı kitabının çıktığını ve D kitabevinde bulunduğunu öğrenince, Pazar sabahı edebiyat atölyesine giderken kısa bir süre bulvarda taksiyi durdurup, kitabı edinirim diye düşündüm. Olmadı, 10.30 da kapalıydı. Kızılay’daki D’ye yakın bir yerde beni beklemesini rica ettiğim taksi şoförü bile elim dolu dönmemi bekliyordu ki, o şubenin de kapalı olmasıyla hüsrana … Read more

Şeyleşmenin gölgesinde bir sanattır yaşamak | Arzu Eylem

Georg Lukács, biçimsel rasyonelliğin ve meta üretiminin uzantısı olarak tanımlar şeyleşmeyi. Şeyleşme, insan ilişkilerindeki nesneleşme ve yabancılaşmayı aynı anda anlatır. Bu, bir bakıma hem anlamın hem de özgürlüğün yitimi…  “Sadece bir kişi bile varsa, benim gibi şaşırıp duran, ona ulaşmak istiyorum…” (s.105) Banu Özyürek’in Bir Günü Bitirme Sanatı şeyleşmenin gölgesinde yazılmış bir öykü kitabı. Dünya … Read more

Başarısızlığın hikâyeleri | Arzu Eylem

Başarılı olmak mutlu olacağımız anlamına gelmediği gibi, hedefe sırt çevirince de hayatın sonu gelmeyecek. Kim bilir kaç hayat var Hayat’ın içinde. Ama olsun, başarı çok önemli. Bir de iyilik var, kötülükle anlatılan. İyi ve kötü öylesine soyut ki artık, hatta “iyi” öylesine edilgen, yapışkan ve yaşamasız ki, insanın kötü olası geliyor. Kötü, öylesine tiksinç, günahkâr … Read more

Bazı romanlar biçimini tartışmaya açar, “Yine Doğdu Tanyıldızı” gibi | Arzu Eylem

Çok ama çok eski zamanlarda uzun kirpikli güleç kelimeler yaşarmış. Bunlar dağ, ova, dere, tepe gezer, görülmeyi beklermiş. Görenlerin dönüp dönüp yeniden baktığı bu kelimeler önce nazlanır, sonra yavaş yavaş cümlelere dönüşür, yüreklerde süzülür, dillerde ıslanır, avuçlarda gizlenir, kulaklara dolarmış. İnsanlar da gezginmiş o zamanlar. En iyi dostları ayaklarıymış. Böyle ölçerlermiş yeryüzünü. Gittikleri her yere … Read more

Bu metinde varsa bir başkarakter; o da dil | Arzu Eylem

“Üstünde yaşayan insan yoksa toprak da yok demektir. Bastığımız zemin topraktan değil insandan ibarettir. Burada bulunmak, giderek imkânsız hale geliyor benim için. Kararlıyım; hükmüme girmeye rıza gösterecek yeni bir halk almalıyım; insan bulmalıyım.” (s.85) Yakupistan adındaki muhteşem taht ülkenin kuruluş niyeti böyle beyan edilir. Fakat Yakupistan El- Yakub’un yaşama tutunma çabasının yansıması olarak kalır. Oysa … Read more

Biyopsinin metin üzerindeki etkisi: Ölümden önce hayat var mı? | Arzu Eylem

“Gerçekten ölüyoruz. Her gün ölüyoruz. Az az, parça parça. Ama ölüyoruz. Bildiğin ölüyoruz ya. Değmez küs kalmaya.” cümlesini okuyunca durdum. Sayfa 44. Başka şeyler yazacaktım. Mesela neden hep birinci tekil anlatım diyecektim. Bazı cümleler ve ifadeler neden sık tekrar edilmiş ya da. Konuşur gibi yazmış yazan. Hayattan gelip geçenlerin gündelik ya da daha üstten bir … Read more

Düşünmeyi sevenlere bir var-yokuş öyküsü | Arzu Eylem

Andrey Platonov, Dönüş’te, “…anlamak gerekiyordu insanın varoluşu neyin nesiydi – ciddi bir şey miydi, yoksa şaka mıydı?” diye sorar. Peki, varlık nedir? Düşününce mi vardır insan ya da var olduğu için mi düşünür? Heidegger’ce sorarsak, düşündüğümüzü mü düşünürüz? Yoksa düşünce bir olay mıdır? Varoluş süreci düşünceyi fotosentezden ayırmaya başladığımız yerden mi doğar? İnsanı bitkiden ayıran … Read more