Öykü: Cilveli Naciye | Dilek Altundağ

Temmuz 15, 2023

Öykü: Cilveli Naciye | Dilek Altundağ

Naciye Naciye cilveli Naciye  / Abe dale das dale gel bana das dal  /Abe dale dale dale gel bana ah dale  Adıma yazılmış  şarkım. Rüya Hanım’ın evini temizlerken söylerim. Ağzımda sakızım. Elimde sarı bezim. Kovam. Parlatırım her yeri. Kaymak gibi kalıverir.

Kör olası kurtlu karı. Rüya. Yine batırmış temizlediğim her yeri. Bir de beni beğenmez. Burun kıvırır. Daha eli bir kere değmemiş  sarı beze. Ulan karı! Otur  oturduğun yerde de bir gün de sen temizle madem. Of! Uğraşamayacağım o karıyla şimdi. İşim başımdan aşkın. Ovala ovala. Sağdan soldan. Aşağıdan yukarıdan. Bal dök yala. Mis mis. Naciye Naciye cilveli Naciye,

Naciye Naciye cilveli Naciye. Caggıdı cuggudu. Pat…Pat…

Rüya karısı, “Ben gelmeden evden çıkmış ol,” diyor. Evden ikindi beşte çıkmam gerekiyormuş. İşimi savsaklamadan bitirecekmişim. Yoksa kesermiş yevmiyemi. Kes ulan kes. Pisliğini kim ayacak senin? Hiç öyle der miyim? Demem. Tamam abla. Olur abla. “Bana abla deme?” diye kızar. “Napayım abla alışkanlık?” deyince de kızar. “Rüya Hanım,” diyecekmişim. Temizlikçisiyle mesafeyi severmiş. Hoşt! Mesafeymiş. Ben senin mikroplarınla arama mesafe koyamıyorum. O ne olacak? Ben olmasam kurt düşecek evine. Haberi yok. Aman ağız alışkanlığı yapmayayım. Rüya. Rüya Hanım. Sadece Rüya Hanım. İşte şimdi oldu.

Bu sadece Rüya Hanım evden gitmeden de isteklerini sıralar. Sıralar da sıralar. “Çamaşır suyuyla Arap sabunu karışımını yüzeylerde kullanacaksın. Sirke, karbonat karışımını dolap kapaklarında. Kapakları hemen kurulayacaksın. Yoksa kabarır. Leke kalır,” Halıları da bulaşık parlatıcısıyla sileceğim. Anladım. Parlak görünecek. Ona da tamam hanımım. Peki hanımım. Sadece Rüya Hanımım.  “Sadece Rüya Hanımım ne ya? Konuşmayı öğrenemedin gitti.” diyerek kızar yine. Hiç mi gülmez bu karının yüzü? Camları söylemedi bu kez. Silmezsem sittin sene söylenir. “Bir evin güzelliğini gösteren camdır. Ayna gibi isterim.”  Haydi ayak altında dolanma da çık git be. Vakit geçiyor. Güne mi gidecekti bu. Yok yok dip boyası geldiydi.  Estetikti zahir. Tüp bebek tedavisi için yumurta toplamaya mı gideceksen nere gideceksen git karı. Aman sadece Rüya Hanım’ım. Dilime yapışan şarkımla koyulayım işlere.

Aspiratörün içine sok kafanı. Sil kızım. Sil. Olmadı yala yut.  Kalmasın kiri, pası. Oyalanma! Yok yok önce mutfak dolaplarından başlayayım. Zordan kolaya. Basitten karmaşığa. Neydi oğlan akşam ders çalışırken ezber yapardı. Neyse matematiğim iyi olsa ne ararım burada? Sadece Rüya Hanım. Zengin kocayı kapmış. Benim gibi kahveden çıkmaz bir herife varmamış. Rüya Hanım, önceleri ahbaplarıyla gizli konuşurdu telefonda. Artık çekinmiyor benden. Her sene estetiğe gider. Orasını burasını düzelttirir. Kaportayı yeniler. Yok burnu kalkacak. Yok göbek yağı alınacak. Kaşları Fransız askısında sallanıyor üç yıldır. Selda Saylan mıydı kimse. Onunla sidik yarıştırır. Selda ne zaman bıçak altına yatsa bu da gider yardırır buruşuklarını.

Kızım Naciye, bu dünyaya itaat etmek için gelmişsin. Ne yapacaksın sen elin Rüya’sının estetiğini, yumurtalarını. Bunun dilinden kurtulsan evde Niyazi’yle teneşire varası anası. Koca kahrı yetmez gibi bir de anasını dindiriyorum. Ben temizliğe giderken çocuklara bakıyor diye sesimi çıkaramıyorum. Bu devirde  ev kira ekmek para. Çileli bu Naciye çileli. Şarkı tam oldu şimdi. Öğlen sonuna doğru kollarım kalkmaz. Ellerim çamaşır suyundan, tuz ruhundan uyuşur. Yanmaya başlar. Mahvolurum. Ellerim, dizlerim kemre olur. Neyse ki anadan doğma kremim vazelinim imdadıma yetişir. Yatmadan önce sürüveririm iki yanıma. Sabaha yumuşacık kalır. Daha yemek yapılacak. Tüh! Bugün hanımımın evlilik yıl dönümü. Çıkarken söylediydi.  Dışarıda kutlamayı sevmiyormuş.  Rüya Hanım’ım estetiklerini gösterecek kocasına zahir. Sen it gibi çalış. Çatır çatır çöpe atıyorum paranı, diyecek. Bir de aşılama günleriymiş bugün. Yumurtalarının kalitesini arttırma günü ayın altısından altısınaymış. Anlamadım ne demekse? Çiğdem Hanım’a telefonda söylediydi. Kırmızı mum ışığında yumurtalara meditasyon yapmak iyi geliyormuş. Doktor reçetesine harfiyen uyuyormuş. Aman bir yumurtlasa da kurtulsak. Kocası ayın altısından sonra gitmiyor yurt dışına. Hanımımın kendisini iyi hissetmesi gerekiyormuş.

Her yerim ıslandı. Romatizmalarım azdı yine. Milletin yumurtlamasının tasası bana mı düştü? Hızlıca yap işini. Çık git şu evden.  Naciye naciye. Günün sonunda şarkı da gitmiyor ki. Dilim damağım uyuştu. Tüh! Sakızına tüküreyim. Bir sandalyeye oturayım bari. Dinleneyim. Amanın saat dört. Kediye evlenmek bana dinlemek yok bu dünyada. Bir saate kadar ne pişirsem bu karıya? Tövbe tövbe. Sadece Rüya Hanım’a. Kokana avrat sevimsiz mevimsiz ama ara sıra da poker oynadığı ahbaplarına da önerir beni. Her hafta  parayı avcuma sayarlar. Yağlı iş.

Eyvah eyvah! Kapı çalıyor. Ne zaman geldi kız bu karı? Daha yemek memek yok ortada. Vay başıma gelene. Ayaklarına kapanayım bari. Yemek yetişmedi hanımın. Senin yumurtaları kuş sütüyle mi besleyeyim. Halil İbrahim sofrasında mı ağırlayayım diye düşünürken yetmedi zaman. Ağlayayım yalancıktan. İnci gibi ortalığa döküleyim. Hanımımın yumurtaları da yumurtaları diye inleyeyim.

Karşımda az önce sildiğim cam gibi parlak bir kel kafa. Rüya Hanım’ın kocası. Bakmıyor yüzüme, “Kuzum, ben geldim,” diye içeriye sesleniyor. Tabii ne yapsın beni? Dış kapının mandalı.

“Şey beyim. Rüya Hanım’ım gelesi oldu. Ben de çıkıyordum.” Tınmıyor herif beni. “Buyur beyim. Ben hanımım sandım da. Ondan şey ettiydim.“ Ellerindeki poşetleri uzatıyor. Poşet değil paketmiş. Bu da düzeltiyor ağzımı. Hanımıma hediyeler. “Hindistan da mıydınız? En son?” dedim. “Dubai”

“Dubai mi? Abo ta oralara mı gittiniz? E, Şeyma Sutaşı mıydı neydi? O da buldu zengin bir herif.  Sahi evlendi mi o?”  Cevap vermezsen verme be. Bıktın sen de orada burada sürünmekten.

“Ha bu arada yemek yok beyim” diyorum, Diyorum da nasıl olsa konuşmayacak.  “Köşedeki tavuk dönerciden sipariş veriverin. Ucuz. Ama siz Mekdanıstan başka yerden yemezsiniz.” Elime para uzatıyor. “Bu ne ki beyim?  Yevmiyem mi? İki aylık fazladan verdiniz.” Sus pus hâlâ.

 “Tanrı size kaliteli yumurtlar nasip etsin.  Hayırlı işler. Yumurtalara selam. Aman işte sadece Rüya Hanım’a. Ben çıkarken kapıyı kapatırım.” Evden çıkarken atıyorum göbüşleri. Ağzımda sakız.  Caggıdu cuggudu. Pat…Pat… Naciye Naciye cilveli Naciye…

edebiyathaber.net (15 Temmuz 2023)

Yorum yapın