Osman Tuğlu: “Bence en ideali içerik olarak bire bir kadar sade, biçimsel olarak tıpkısına yakın benzerlikte bir çeviri elde etmek.”

Aralık 6, 2019

Osman Tuğlu: “Bence en ideali içerik olarak bire bir kadar sade, biçimsel olarak tıpkısına yakın benzerlikte bir çeviri elde etmek.”

Söyleşi: Hakan Unutmaz

William Blake ve William Butter Yeats’in dilimize kazandırılmış kitapları geçti elime. İkisinin de çevirisinde aynı adı okudum: Osman Tuğlu. Çoğu çeviri şiiri beğenmem. Bu yüzden türün kitaplarına karşı genel bir önyargıyla yaklaşmışımdır. Ancak Tuğlu’nun çevirilerini o kadar akıcı ve “benden” buldum ki bu işin sırrını ondan öğrenmek istedim. Bana göre dillerin ustaca birbirine bağlandığı bu eserlerin yarı kazandıranıyla, Tuğlu’yla kendisi, çeviri şiir ve sonraki projeleri hakkında hoş bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle Osman Tuğlu’yu biraz tanıyabilir miyiz?

1960 İstanbul doğumluyum. Kabataş Erkek Lisesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Şiirle çocuk yaşlardan beri ilgileniyorum. Okuyorum, yazıyorum, 20 yıldır çeviri yapıyorum. Basılmış üç şiir kitabım var. Cenan ile Mecnun 2005 yılında Denizler Kitabevinde basıldı. Bu yıl Kabalcı Yayınevinde 2 şiir kitabım basıldı. Birinin adı Osman Tuğlu/Şiirler, diğeri Destan-ı Tevarih-i Âl-i Osman.

Dört şiir çeviri kitabım var. İkisi Klaros Yayınevinde çıktı. Biri William Blake’ten Masumiyet ve Deneyim Şiirlerini içeren Kuzudan Kaplana. Bir diğeri de W.B. Yeats’ın Sazlıktaki Rüzgâr Kitabı. Bu kitap ilk kez Türkçeye çevrilmiş oldu. Yeats’ın bu kitaba ilişkim notları ve bu kitap üzerine yazılmış iki dış üniversite yayınıyla birlikte basıldı. Bu düzyazıların çevirisini Gülsevin Eren Güngör yaptı. Klaros Yayınlarında 2 şiir çeviri kitabım daha basıldı, çıkmak üzere. Bunlar da T.S. Eliot ve Oscar Wilde ‘a ait.

Yine Kabalcı Yayınevinde basılmış 2 şiir çeviri kitabım var. Edgar Allan Poe Şiirlerini içeren Şiirler ve Anılar ile S.T. Coleridge’nin Christabel- Kubilay Han- İhtiyar Denizci uzun şiirlerini içeren ve bu şiirlerin adını taşıyan bir kitap.  Bunları İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çeviri Bilim Bölümünden Prof. Dr. Mine Yazıcı ile birlikte yayına hazırladık. Hocam şiirlerle ilgili birer kritik yazdı.

Şiir çevirileri yapanlar için genellikle şiiri yeniden yazıyor algısı mevcuttur. Şiir çevirmeni, şiiri yeniden mi yazar? Mesela şiirde uyağı, redifi ya da iç uyumu yakalayabilmek adına çevirdiği şiire kendinden neler katar?

Ben öncelikle bir şiir okuruyum. Şiir ve şiire ilişkin her şey okuyarak ve şiir çalışarak kazanılır. Şiir çevirisi ile ilgili edindiğim bilgiler hep şiir okumalarıma dayanır. Bir Almanca şiirin 10 değişik çevirmen tarafından 10 ayrı şekilde çevrildiğini görüyorum, okuyorum. Bu çevirileri bir yelpaze gibi görebiliriz. Bir ucunda şiirin bire bir çevrildiği çevirmen tarafından bir şey eklenmediği çeviriler var. Bunlar şiiri anlamada en yararlı çeviriler. Yelpazenin bir ucunda şiiri biçim olarak benzetmeye çalışan bu işi kotarabilmek için de bir hayli dolgu malzemesi kullanan çeviriler var. Bunlar çoğu zaman biçim uğruna anlamdan da uzaklaşıyorlar. Bence en ideali içerik olarak bire bir kadar sade, biçimsel olarak tıpkısına yakın benzerlikte bir çeviri elde etmek. Ama bu altın oran kolay değil, hatta mümkün değil. Buna yaklaşmakla ilişkili sanırım şiir çevirisinde başarılı olmak.

Bir kitabı ilk kez dile kazandırmanın kolaylıkları/zorlukları nelerdir?

Bir kitabı ilk kez çeviriyor olmak heveslendirici, motive edici bir durum. Bu duygu durumunun, bu enerjinin getirdiği kolaylıklar var sadece. Sorumluluğu yüksek,  ciddi hatalar yapma ihtimali söz konusu. Elbette daha önceki çevirmenleri, ustaları okumuş olmak, güvenli bir yolda gitmeye benziyor.

Yeats’ın Sazlıktaki Rüzgâr’ını, Coleridge’in Christabel’ini ilk kez çevirdim, Lirik Baladlar’ın tamamına yakınını ilk kez çevirdim. Umarım mahcup olmam.

İngiliz şiirinin Türkiye’de okunma durumu, etkisi nelerdir? Bu şiirden etkilenerek eserlerini oluşturmuş şairlerimiz var mıdır?

İngiliz şairleri Osmanlı’dan beri Türkçeye çevrilmekte ve okunmaktadır. Mehmet Nâdir Bey daha 1888’de Shakespeare’in 42 sonesini Osmanlıcaya çevirmiş. Ondan Önce de Fransızca üzerinden yapılan çeviriler var. Günümüze dek pek çok şair Türkçe ’ye çevrilmiş. Muhakkak bu uzun süreç içinde İngiliz şiirinden etkilenmeler olmuştur. Bu alan uzmanlarına ait. Ancak tespitlerimden Eliot’un Türk şiirinde ayrı bir yeri ve etkisinin olduğunu söyleyebilirim.

Osman Tuğlu’yu bundan sonra ne gibi projelerde göreceğiz? Yakın zamanda yayımlamayı düşündüğünüz bir eseriniz var mı?

Şiir çalışmaya devam edeceğim sağlığım el verdiği sürece. Yakında Reading Hapishanesi Balladı ve Çorak Ülke Klaros yayınlarında çıkacak. Başka yarım dosyalarım var. Bittikçe şiir severlerle paylaşmak arzusundayım.  2020 yılı içinde Heine/ Liedler Kitabı olabilir.

edebiyathaber.net (6 Aralık 2019)

Yorum yapın