Önemli İsimleri Kendine Âşık Eden Bu Kadın’ın Sırrı Neydi? | Elif Arslan

Mart 18, 2025

Önemli İsimleri Kendine Âşık Eden Bu Kadın’ın Sırrı Neydi? | Elif Arslan

Filozofların, psikologların, sanatçıların ve entelektüel erkeklerin gözünde bu kadını bu kadar vazgeçilmez ve çekici kılan neydi?

Bir dönem Salome’ye takmıştım kafayı; “Ne Kadınmış!” diye. Şenol Ayla’nın “Didik Didik Freud” podcastini dinlerken, Freud’dan Nietzsche’ye, Rilke’ den Andreas’a birçok entelektüel ve parlak erkeğin aklını başından alan bu kadının sırrı neydi? Bir filozof, psikanalist ve edebiyatçı olan ve tarihin bilimsel bakımdan en parlak yüzyıllarından olan on dokuzuncu yüzyılın başlarında yaşamış Salome için Rilke şunları söylemişti:  

“Sen tüm kuşkuların en karşıtıydın; dokunduğun, uzandığın ve gördüğüm her şeyin var olduğuna tanıklık edendin…Dünya, seninle bulutlu görüntüsünden sıyrıldı. Zavallı ilk şiirimin belli özelliği olan o birlikte akış ve çöküşten kurtuldum; nesneler doğdular, yavaş ve güçlükle öğrendim her şeyin ne denli yalın olduğunu ve olgunlaştım, yalın ve kısa şeyler söylemeyi öğrendim. Tüm bunlar, kendimi şekilsizlik içinde yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olduğum sırada, seni tanımak mutluluğuna erdiğim için oldu,” diye yazmıştı Rilke’ye; Freud, Nietzsche ve Andreas ona delice aşıkken. O sadece Rilke’ye delice âşık olmuştu. Rilke’de onlardan farklı ne vardı? “Dünyayı senden görmek istiyorum, o zaman yalnızca seni, seni görüyorum.”

Kadınların böyle bir özgürlüğü (entelektüellik) elde etmesinin neredeyse imkânsız olduğu bir dönemde, her kadının arzu ettiği bu özgürlüğü kendi için başarmıştı. O, kadınların ne akademik kariyer yapabildiği ne de filozof olmalarına izin verildiği bir çağda psikanalist ve filozof oldu.

Dönemin önde gelen bilim insanlarının, filozof ve sanatçıların gönlünü kaptırdığı Salome’yi bu kadar cazip kılan şey neydi? Onları bu tutkunun içine sürükleyen sihirli şey? Nietzsche, evlilik teklifinin geri çevrilmesinden sonra ona özleminden şiddetli baş ağrılarına yenik düşerek dağlık bir bölgede inzivaya çekilmişti. Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabını yazmasının esin kaynağının Salome olduğu söylenir. Rilke’nin aşkının ispatı ona yazdığı tutkulu aşk mektupları ve Saatler kitabını ona ithaf edişidir. Dilbilimci Friedrich Carl Andreas intihara kalkışmıştı. Freud sırf ondan uzak olmamak adına durmaksızın onunla mektuplaştı. Mektuplarında ona “heyecan verici kadın ve sohbeti” diye hitap ederken, Salome daime “Sevgili Profesör” diye başlardı.[1] Andreas’ın kendini öldürmekle tehdit etmesi üzerine, bağımsızlığına müdahale etmemesi ve flörtlerini de kabul etmesi şartıyla onunla evlenmişti. Tam adı Lou Andreas Salome oluşu bu dönemden sonradır.

Salome, 1861 yılında, o vakitler “Doğu’nun Paris’i” olarak anılan Rusya’nın şimdiki ismiyle St. Petersburg şehrinde doğdu. Her şeyden evvel güzelliğiyle dikkat çekti. Ailesi dönemin seçkin sosyal gruplarına mensuptu ve Tolstoy, Dostoyevski ve Gogol ile ahbaplıkları vardı. Dolayısıyla Rus edebiyatını küçük yaşlarda okuduğu; Gogol’un bizim erişemediğimiz notlarını, bilhassa “Ölü Canlar”’ın, bir bunalım atağında yaktığı beş yüz sayfalık ikinci cildinin büyük bölümünü okuduğu bilinenler arasında. Eğitimi boyunca bolca kitap okuyarak kendini geliştirdi. Bahsi geçen bu dev yazarlarla aynı dönem yaşasaydı onlar da baştan çıkar mıydı acaba? Rus edebiyatçıları arasında düzgün bir hayatı olanlar sadece Gorki ve Çehov’dur. Maksim Gorki, seçkin bir aileden gelir, iyi eğitim almıştır ve yakışıklıdır. (Dostoyevski’nin ve Tolstoy’un çirkinliğinden sonra) üç evlilik yapmış ve çok sayıda kadınla birlikte olmuştur. Anton Çehov da öyledir. Salome, Gorki ile aynı yıllarda yaşamış ancak denk gelmemişler. Gorki’nin Sovyetlerden hiç ayrılmamış olmasından kaynaklanıyor olabilir. Ülkesinden ilk ve son kez, tüberküloza yakalanıp iyileşmek için İtalya’nın Sorrento şehrine taşındığında Salome’den haberdar olduğu söylentiler arasında. Gorki de Salome gibi İtalya’da hayatını kaybetti.

Tarihe ilk kadın psikanalist olarak geçmiş olan Salome, Teoloji, Felsefe ve Sanat Tarihi üzerine eğitim aldı. Genç yaşta hastalanmasıyla, tedavi süreci için annesiyle Roma’ya, aile dostları olan Malwida Von Mey Senburg’un evine taşındı. Malwida, son derece güzel, alımlı, zengin ve dönemin entelektüel sosyetesinde önemli siyasi bir figürüydü. Sanırım her şey burada başladı; Salome’nin rol modeli Malwida oldu. Bir Alman Yahudisi olan Malwida’nın dostları arasında Freud, Nietzsche ve Paul Lee vardı. Salome’nin onlar tarafından fark edilmesi bu yıllara denk gelir. Salome’ye aşkını ilk ilan eden ondan on sekiz yaş büyük olan Nietzsche’dir. Platonik bir karasevdayla Salome’den o kadar etkilenir ki, filozof dünyasının karamsarlığından sıyrılıp ilk defa mutlu olmak ister. Aynı anda Paul Ree de Salome’ye âşıktır. Evlilik kurumuna katı biçimde karşıt olan Salome, her ikisinin de evlilik teklifini geri çevirir. Bu kurum yapısı için “evlilik, aşk ve sevgi dahil tüm güzel duyguların katilidir, aşk ve tutku, en sıradan olan cinselliğe dönüşerek ilişkiyi yok eder…” şeklinde bahseden Salome’nin en sarsıcı eserlerinden olan Erotik (The Erotic) eserinde bu kavrama da apayrı bir gözle bakar. Salome’ye göre erotizm basit bir arzuya indirgenemez ve bedensel ve zihinsel etkileşimde duygusal bir bağdır. O, insanları ve bilhassa erkekleri erotizmden ne almadıklarına göre tanımanın mümkün olduğunu savunurdu. Andreas ile evliliği boyunca hiç ilişkiye girmemiş. Evli olduğu sırasında tanıştığı ve Salome’den on beş yaş genç olan Rainer Maria Rilke, tek âşık olduğu erkektir. Rilke dönemin en önemli heykeltraşları ve şairleri arasındadır. Neden sadece Rilke ile büyük aşk yaşadı?

Freud’u etkileyen, onun doğallığı, entelektüelliği, özgüveni ve ileri düzeyde araştırmacı kişiliğidir. O da Nietzsche gibi yıllarca platonik bir sevdayla sever Salome’yi. Birlikte psikanaliz çalışmaya başladıklarında Salome, ellili yaşlarındadır ve ilk kadın psikanalist olduğunu ilan eden Freud, onun ölümünden sonra şunları yazmıştır: “Ona duyduğum aşkı ve hayranlığı keşke ona söyleyebilmiş olsaydım…Onun yanına yaklaşan herkes, varlığının samimiyetinden ve uyumundan öylesine etkilenirdi ki kadınlara has zaafların hiçbiri, belki de kadınsı zaaf ve egoların bile çoğu onda yoktu. Bunları aşmıştı. Onun bu geçirgenliği insanı büyü gibi içine çekiyordu.”

Salome’nin sırrını Freud açıklamış. Onu çekici kılanın zekâsı, entelektüel derinliği, yazıları, bağımsız ruhu olduğunu söylemiştir. Uygun ve iyi bir sosyal çevrede konumlanmış olması da etkin bir faktör tabi. Salome geleneksel rollerden sıyrılmış bir kadındı. Mesafeli ve saygılı bir kişiliği vardı. Gizemi, evliliğe karşı duruşu ve Freud’un söylediği gibi kadınsal egolardan sıyrılmış olmasıydı onu cazip kılan. Elbette onun bilgi alış verişinden hoşlanan ve tüm ahbaplarını da bunun üzerine yapılandıran Salome’nin bilgili erkeklerle sarılmış olan çevresini ve onlarla bilgi eşitliğini de dikkate alırsak, bu tip erkeklerin ona âşık olması zaten olasılık dahilindeymiş.

Lou Andreas-Salome’nin bunca seçenek arasında Ranier Maria Rilke’ye gönlünü kaptırmasının arkasında birkaç faktör olabilir. Bunların en başında Salome’nin güçlü, baskın ve kendinden emin erkeklere değil, kırılgan ve derin iç dünyası olan erkeklere kendini yakın hissetmesi geliyor olabilir. Çünkü Rilke, melankolik, duyarlı ve sanatsal hassasiyeti yüksek olan bir erkekti; onun şiirlerindeki romantik ve mistik hava, Salome’nin entelektüel derinliği ile örtüşüyordu. Ayrıca Rilke’nin erotizm anlayışı Salome ile tamamıyla aynıydı. Nietzsche, Freud ve en fazla da Andreas gibi fazla maskülen figürlere ilgisi belli ki yoktu. Duygusal derinliği olmayan erkeklere sempati duymuyor, sanatsal ve ruhsal aşka kendini daha yakın hissediyordu. Kendinden küçük olması için ise koruyuculuk duygularına etki yapmış olabilir. Evlilik ve ailenin desteklendiği geleneksel ilkelerden hoşlanmayan Salome’yi kadınsal zaaflarından sıyıran da budur, çünkü kadınsal zaafların başını çeken şey, evlilik kurumuyla güç ve zenginlik elde etme isteğidir ve o bu arzudan yoksundur.   

Onu bizdeki karşılığını Tomris Uyar olarak gördüm.


[1] https://www.themarginalian.org/2015/02/12/lou-andreas-salome-sigmund-freud-letters/

edebiyathaber.net (18 Mart 2025)

Yorum yapın