“Ölüm Orkestrası” üzerine | Roşan Orhan

Haziran 29, 2025

“Ölüm Orkestrası” üzerine | Roşan Orhan

Edebiyat dünyasının dikkat çeken ve yeni kalemlerinden biri olan Mihran Şigaher, Ölüm Orkestrası adlı eseriyle okurlarını ölüm, yaşam ve müzik arasında kurduğu metaforik bağlarla düşünmeye davet ediyor. II. Dünya Savaşı’nın gölgesinde geçen bu roman; savaşın, sanatın ve insanlığın iç içe geçtiği sarsıcı bir hikâyeyi anlatıyor.

Bireysel hayallerin yerle bir olduğu, insan vicdanının sınırlarını zorlayan bu karanlık atmosferde, Aram için hayatta kalmanın bedeli çok ağırdır. Bir yanda aşkı Matild’e duyduğu özlem diğer yanda müziğin bir direnişe dönüşme umudu arasında sıkışırken okuyucuyu insan ruhunun en kırılgan noktalarına doğru sürüklüyor.

Bir keman sesi, ölüm sessizliğini bölebilir mi?

Ölüm Orkestrası isminin çağrıştırdığı gibi, yaşamın kaçınılmaz sonu olan ölümü bir senfoni orkestrasının parçaları gibi ele alıyor. Her karakter, bu orkestrada farklı bir enstrümanı temsil ediyor; her bölümde farklı bir insan hikayesiyle karşılaşıyoruz. Mihran Şigaher, ölüm temasını sadece bir son değil, aynı zamanda bir başlangıç, bir yüzleşme olarak da okuruna sunuyor.

Kitabın dili yalın ama çarpıcı. Şigaher’in sözcükleri özenle seçtiği, cümle aralarına serpiştirdiği felsefi göndermelerle kendini belli ediyor. Özellikle diyaloglarda hayat bulan karakterler, okuyucuyu hem düşündürüyor hem de zaman zaman duygusal olarak sarsıyor.

İnsan ruhunun derinliklerinde dolaşmayı, hayata ve ölüme dair yeni pencereler aralamayı göze alanlar için Ölüm Orkestrası, zihinlerde uzun süre yer edecek bir okuma deneyimi sunuyor.

Yorum yapın