Mayo, güneş gözlüğü ve şiir! | Adnan Algın

Ağustos 20, 2014

Mayo, güneş gözlüğü ve şiir! | Adnan Algın

181465751“Boş zaman”larında kitap okuyanlardan mısınız? Pekâlâ, “dolu zaman”larınızda ne yaparsınız? “Boş zaman” kavramı üzerinde düşündünüz mü hiç? Bir Augustinus değiliz elbette ve zaman geçiyor. “Yekpare, geniş bir anın / Parçalanmaz akışında”yız. Hakkınız var üstadım Tanpınar.

Bildiğiniz gibi, ilköğretim öğrencileri ile üniversite gençliği hâlâ tatilde. Yaz sezonu “ölü sezon” olarak adlandırılır, söz konusu kitap satışları oldu mu! Oysa tam tersi olmalı. Kitap okuyacak kitle tatile çıkmışken, bundan daha güzel bir “boş zaman” doldurma fırsatı olabilir mi? Yıllık izinlerini kullanan kamu-özel sektörü çalışanları, boy boy öğrenciler… Her taraf “müşteri” kaynıyor!

Havada kitap kokusu var! Roman, hikâye, kişisel gelişim kitaplarının yanında, şiir kitaplarının okunma frekansına baktığımızda içimiz cız eder. Popüler kitaplar, şezlonglarda, havuz kenarlarında, plastik bira bardaklarının bir köşesinde kendilerine yer bulur, şiir kitapları yazın da okunmaz… Şiire ihtiyacı kalmadı mı insanların? Her dokuz kişiden onu şiir yazmıyor muydu bu topraklarda? N’oldu?

Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için bilmem kaç faktörlük alafranga güneş kremlerine ve bir zamanlar kapıcı (artık “apartman sorumlusu” oldular) çocuklarının giydiği plastik, naylon terliklere “kıroks” ismi verildiğinde avuç dolusu para döken tatilcilerimiz, şiir kitabına bütçe kalemlerinde ne zaman yer verecekler? “Kurtlar Vadisi”nde Polat Bey’in elinde “Safahat”ın gösterilmesine de razıyım.

Temmuz, ağustos ayları kitap satışlarının patlama yapması gereken aylar olmalıdır. Yazın şiir kitabı basılmaz, diyen bir şair arkadaşımın cümlesi kitabın bir tüketim nesnesi ol(a)mamasını imliyordu bir bakıma. Belki de, iş reklamcılara düşüyor, kitabın “prestij” kazandıran bir meta olduğunu vurgulayan birkaç görüntü silsilesi düzenlemeleri için… Kitabın, “boş zaman”a dolgu malzemesi olduğu hurafesinin yıkılması gerekli öncelikle. Kitap okumak, hayatın içindeki temel bir ihtiyaçtır. Hayatımızın “olmazsa olmaz”ıdır. Televizyonlardaki yarışma programlarına katılanların demirbaş cümlesi olmaktan çıkartılmalı “boş zamanlarımda kitap okurum”…

Üç yıldızlısından beş yıldızlısına, yarım pansiyonlu olanından her şey dahil sistemlisine varana dek bütün otellerin günlük konaklama fiyatlarını göz önünde bulundurduğumuzda, kitap oku(ya)mamanın başroldeki bahanesi olan “kitap çok pahalı”nın da bir kıymeti harbiyesi kalmıyor haliyle. Minarelere kılıf dikmekte çok maharetliyiz. 10 dakikalık jet-ski için 125 TL vereceksin ama 10 TL’lik bir şiir kitabına pahalı diyeceksin… Önce Allah, sonra da güneş çarpar!

“Göstergeler İmparatorluğu” diyorum buna. Ülkemizin alt ve alt-orta sınıfı ve pek tabii “zengin” kesimi de sadece ama sadece “Göstergeler İmparatorluğu”nun alametifarikalarıyla mevcudiyetlerini tescilleyebiliyor. Giydiği gömleğin veya tişörtün üzerinde timsah arması yoksa kimse tarafından önemsenmeyeceğine inandırıldı insanlar. “Modernlik” kapsamında, sadece teknolojik gelişmeler en ham haliyle ülkemize transfer edildi. Herkesin elinde “görüntülü görüşme” yapabilen iri iri cep telefonları bulunmakta. Meğerse otobüste, minibüste e-postalarımızı kontrol etmeden yaşamakta ne kadar zorlanıyormuşuz! 3G denen meret iyi ki hayatımıza girdi! Hayata çok hızlı bağlanmak harikaymış!

Batı dünyasının kültürel altyapısına uzağız. Müze kültürü, tarihsel yapıların o yerleşim birimine kattığı “aura”, yaşanmışlığın insan ruhuna aksi, ortak kültürel hafızanın lehim kudreti, modern, ferah kitapçılar… Yüksek burjuvazi kültürel referanslardan kopuk. Enis Batur’un kaptanlığında “Gergedan” (Mart, 1987) dergisi buna gayret etti ama o da kapanan dergiler kervanına katılmaktan kurtulamadı. “Seçkin” kitlenin kültürel ürünlere ilgisiz tavrı, bir güneş gözlüğüne binlerce lirayı gözünü kırpmadan verirken kendini gösteriyor.

Kitap bir kültür ürünü olarak tüketime sokulamadığı için okuma zevki sekteye uğra(tıl)mış, farklı okuma disiplinleriyle mücehhez kılınamamış, görece eğitim düzeyi sınırlı bir kitleye, eleştirel okuma hassasından nasiplenememiş okura aşk meşk, üstünkörü tarihsel kurgu ve kişisel gelişim teranesi olarak pazarlanıyor.

Yaz mevsimi kitap okumak için idealdir. Plaj çantanızda bir de şiir kitabı bulunsun.

İyi tatiller!

Adnan Algınedebiyathaber.net (20 Ağustos 2014)

Yorum yapın