Kısa Miras’ta bu ay: Yadigârlarım, Bir Muhtıranın Son Yaprakları

Kasım 17, 2021

Kısa Miras’ta bu ay: Yadigârlarım, Bir Muhtıranın Son Yaprakları

Nabizade Nâzım’dan “Yadigârlarım” ve Halid Ziya Uşaklıgil’den “Bir Muhtıranın Son Yaprakları” Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler…   

Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.

Yadigârlarım

Modern edebiyatımızda eşcinsel aşkın görünür kılındığı, tarihî ve edebî değeri yüksek bir öykü.

Nabizade, Yadigârlarım diye, bizim edebiyatta o zamanlar olsun, şimdi olsun garip bir açık sözlülük ile garip bir utangaçlık arasında anlatılmaya çalışılan eşcinsel duyguların anlatılışında ortaya biraz çıkıyor. O karmaşıklığın arkasından hemen, kestirebileceğin gibi, her şey tatlıya bağlanıyor, kimsenin kimseye bir diyeceği kalmıyor. Ama Nabizade, bir an, başka duyguların karanlığı içinden sıyırmaya çalışıyor yazdıklarını. İşte, orada bir şeyler olmuş.
Bilge Karasu

“Derler ki sevda insanın ahlakını düzeltir, yanıltsa bile sevelim: Mademki insanız!

Of! Böyle boş işlerle uğraşmak da hoşa gitmiyor ama zamanın mecburiyetlerine uymak lazım geliyor.

Bir gün olur da şu arzular defterimi bir gözden geçiren bulunursa, insanın değilse bile, benim insani hissiyatımın suretini görmüş olur. O okurdan şunu rica ederim ki yazılarımı düşünmeye layık bulursa gerçekleştireceği değerlendirmede vereceği kararı sırf kendi vicdanı olarak kabul etsin… Kendi vicdanında bulduğu hükmü benim vicdanımda da beyhude aramasın…”

Zehra ve Karabibik yazarı Nabizade Nâzım’ın bu kitabı, modern edebiyatımızda eşcinselliğin görünür olmaya başladığı en önemli ve etkileyici metinlerden biri.

#edebiyatımızınmirası #tanzimatedebiyatı #eşcinsellik #karasevda #yolculuk

Yadigârlarım

Yazar: Nabizade Nâzım
Dizi: Kısa Miras
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 72
Fiyat: 10 TL    

NABİZADE NÂZIM, 1863’te İstanbul, Nişantaşı’nda doğdu. Asıl adı Ahmet Nâzım’dır. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden yazar, üvey anne ve dadıların elinde büyüdü. Salıpazarı Feyziye ve Beşiktaş Askerî rüşdiyelerinde okudu (1876). Buradan Mühendishâne-i Berrî İdadisi’ne geçti (1878). 1884’te girdiği erkân-ı harbiyye sınıfından 1887’de yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Bir süre Mekteb-i Harbiyye’de matematik, istihkâm ve topografya dersleri verdi; umumi müfettiş muavini olarak 1889’da kolağası oldu. Nabizade Nâzım’ın ilk eserleri Vakit ve Ceride-i Havadis gazetelerinde yayımlandı. Daha sonra Hazine-i Evrak, Mirat-ı Âlem, Rehber-i Fünûn, Âfak, Maarif, Mirsad, Manzara, Berk ve Servet-i Fünûn gibi edebiyat dergileri ile Tercüman-ı Hakikat, Servet ve Mürüvvet gibi gazetelerde başta şiir olmak üzere daha çok fennî konularda makaleler ve hikâyeler yayımladı. 1890-1891 yıllarında bir dizi uzun hikâye kaleme aldı. Türk edebiyatı tarihinde Nabizade Nâzım’a asıl şöhretini kazandıran, Karabibik adlı uzun hikâyesiyle Zehra romanıdır. 1891’de Ayşe Naciye Hanım’la evlenen yazar evliliğinin henüz ilk aylarında yakalandığı kemik vereminden kurtulamayarak 5 Ağustos 1893’te öldü.

Bir Muhtıranın Son Yaprakları

Servet-i Fünun dönemi yazarlarının çıkmazları, dönemin büyük ustasının kalemiyle öyküleşiyor.

“Geçen gün sabahleyin, baharın en güzel göründüğü bir zamanda kırlara çıktım. Öteden beri bana güzel olarak tavsiye ettikleri ağaçları hoş bulmaya, toprakların üzerinde güneş ışığından doğan buharların havai girdaplar oluşturarak oynaştığını bir güzellik düşkünü gibi seyretmeye çalıştım. Şairlerin çiylerle süslü buldukları otları oynaşarak koparan keçileri, kuzuları uzun uzun seyrettim.

Kısaca doğayı süsleyen her şeyi beğenmek, onları seyretmekten tat almak üzere saatlerce oyalandım; ama insanların bunlara niçin hayran olduklarını anlayamadım. Şaşıyorum. İnsanlar mı hayallerine aldanmışlar yoksa ben mi çıldırıyorum?”

Halid Ziya’nın 1888’de “Küçük Kitaplar” üstbaşlığıyla müstakil olarak yayımladığı “Bir Muhtıranın Son Yaprakları” ve “Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası”, dönemin sanatçı dünyasına ve aile hayatına dair ustaca gözlemler içeriyor.

#edebiyatımızınmirası #servetifünun #yalnızlık #inziva #aile #evlilik

Bir Muhtıranın Son Yaprakları
Yazar: Halid Ziya Uşaklıgil
Dizi: Kısa Miras
Tür: Öykü
Sayfa sayısı: 56
Fiyat: 10 TL    

HALİD ZİYA UŞAKLIGİL, 1865’te İstanbul’da doğdu. Aslen Uşaklı olan ailesi daha sonra İzmir’e yerleşmişti. 1878’de İstanbul’dan İzmir’e ta­şı­nan Halid Ziya, bu şehirde eğitimine devam etti, Fransızca ve İtalyanca öğrendi. Bir yandan Türkçe edebiyatta kendini geliştirirken bir yan­dan da Fransızcadan yaptığı çevirileri yayımlatma fırsatı buldu. Kitap olarak yayımlanan ilk çevirisi Jean Racine’in Le Thébaide adlı eseridir. Bir şiiri Muallim Naci’den sert bir eleştiri alınca şiirden uzaklaştı ve nesre yoğunlaştı. 1884’te İzmir’de arkadaşlarıyla Nevruz gazetesini çıkardı. Bir süre İstanbul’da yaşadıktan sonra tekrar İzmir’e dönüp Hizmet ve Ahenk gazetelerini kurdu. Sefile romanı ilk sayıdan itibaren Hizmet‘te yayımlandı. Sefile‘yi Nemide izledi. 1893’te tekrar İstanbul’a yerleşen Halid Ziya, 1896’da Mai ve Siyah‘ın tefrikasıyla Servet-i Fünun‘a katıldı. Ardından Aşk-ı Memnu geldi. Kırık Hayatlar‘ın tefrikası bitmemişken istibdat idaresinin baskılarına dayanamayarak yazmayı bıraktı. 1908’e kadar ara verdiği yazı hayatına Sabah’ın başyazarı olarak döndü ve bu gazetede Nesl-i Ahir‘in tefrikasına başladı. V. Mehmed’in tahta çıkmasından sonra İttihat ve Terakki idaresi tarafından mabeyin başkâ­tipliğine atandı. Bu göreve dört yıl devam etti. 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1906’dan beri yaşadığı Yeşilköy’deki köşküne çekildi ve eski eserlerinin dilini sadeleştirerek yeni baskılarını hazırlamaya başladı. 1937’de oğlu Vedat’ın intiharıyla büyük bir yıkım yaşadı. 1945’te Yeşilköy’de öldü.

Kısa Miras’ın diğer kitapları: Serap, Küçük Şeyler, Eski İstanbul Akşamcıları, Son Öpüş, Gurebahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi, Bir Muhtıranın Son Yaprakları

edebiyathaber.net (17 Kasım 2021)

Yorum yapın