Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda bu yılki tema “Ses”

Şubat 23, 2015

Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda bu yılki tema “Ses”

sesKadın Kadına Öykü Yarışması “Ses” temasıyla 10. kez kadınların öykülerine yer veriyor. Kaos GL Derneği’nin 2006 yılından bu yana sürdürdüğü yarışmanın bu yılki öyküleri için son başvuru tarihi 17 Nisan 2015.

Yarışma duyurusundan:

İç ses, diye söylendim,

Başımda rüzgar vardı

Başımda uğultular…

Kalbim usulca kıpırdardı

Ve ses çıkarırdı dokununca

Didem Madak

‘Varoluşla başladı ilk ses. İlk kalp atışla. Sonra gözlerimizi açtığımızda, sesler iki oldu üç oldu… Bir kadın bir kadına aşık olduğunda da o sesler bir şarkı oldu belki de. Neye, kulak verdiğinizde, varlığınızı duyumsamıştınız? Bir ses edin, gelin birlikte şarkı söyleyelim…” sözleriyle yola çıkan 10. Kadın Kadına Öykü yarışması kadınların seslerini kattığı öykülere yer veriyor.

Mutlu Aşk Vardır’dan Ses’e
Duyduğumuz ve duyumsadığımızdır SES. Peki ya “duymak” için tek yol dilden kulağa uzanan titreşim midir? Misal ellerimizi titreten, gözlerimizin de akan ve akıtan akışkan bir sesi yok mudur? Biz, ağzımızı bıçağın açamadığı; açsa da dile gelmediğimiz ve gelemediğimiz, ses çıkartamadığımız anlarda bazen ellerimiz ve gözlerimizle kendimizi duyururuz. Seslerimizi saklandıkları yerden çıkarmak, daha yakından ve derinden duymak… Kendi duymak isteyişimizden biliriz, duyurmak da kolay değildir çoğu zaman. Dillerle, gözlerle, ellerle çıkan sesler birbirinin içini gördü, değişimi başlattı. O sesler birbirine dokundu, birbirini bulup çoğaldı, birken bin oldu. Bundandır ki bu sene öykülerimizi birbirimize ses vermek için yazıyoruz, ses’imizi kaleme alıyoruz.

Sesimize ses vererek geldik 2006‘dan bu yana.

Nasıl başladık?
2006 yılında “Mutlu Aşk Vardır” temasıyla yola çıktığımızda hedef “belleklere kazınmış karanlık bir imajı silmekti”. O güne dek kadınların kadınlara olan aşkını anlatan filmler, romanlar ve öykülerde canavarlaştırılmış lezbiyenler ve biseksüel kadınlar görmüştük sadece. Ruhsal çalkantılar içinde gidip gelen, şiddetle bezeli, yaralayıcı ve sonu illa ki mutsuz biten ilişkilere tanık edilmiştik. Mutlu ve umutlu öykülere hasret kalmıştık. Kurgu ya da gerçek, kendi hikâyelerimizi kendimiz anlatalım, ezberleri bozalım, bizi görmezden gelenlere, hiçe sayanlara ve duygularımızın üzerinde tepinenlere inat birbirimize öykülerimizle gülümseyelim istemiştik.

Nasıl devam ettik?
İkinci yarışmamızda “İlk Adım, İlk Kadın, İlk Aşk” dedik ve “ilk”lerin hissettirdikleriyle buluştuk yeniden. Üçüncü yarışmamızda, kadınların kaleminden akan “Ten ve Tutku” dolu öyküleri okuduk coşkuyla. 2009 yılında, bu coşkuyla “Ütopya”larımızın peşine düşelim dedik. Beşinci yarışmamızda, ütopyalarımızın gülümsemesini hep yanımızda taşıyarak, gördüklerimize, duyduklarımıza, yaşadıklarımıza ve bunların bize düşündürdüklerine, hissettirdiklerine geri döndük ve “Bir Kadın (mı) Sevdim(?)” dedik. “Her Yerdeyiz” diyerek saklandığımız, hapsedildiğimiz mekânlardan seslendiğimiz altıncı yarışmanın ardından, “Mor”a boyanmış öykülerimizle yedinci, “Yol” öykülerimizle mücadelemize yeni yollar açarak sekizinci yarışmamızı gerçekleştirdik. Son olarak geçen sene “Bir Mücadeledir Aşk” ile sevgimizin kendiliğinden mücadelesini anlattık.

Kadın Kadına Öykü Yarışması’na katılım koşullarını öğrenmek ve daha fazla bilgi almak için>>>

İletişim: [email protected]

edebiyathaber.net (23 Şubat 2015)

Yorum yapın