İşte, 12 adımda roman yazma kılavuzu!

Kasım 7, 2022

İşte, 12 adımda roman yazma kılavuzu!

Jenkins kılavuzuna roman yazma isteğini üretime dönüştürmeyi başaramamış yazar ve yazar adaylarının durumları ile ilgili şu tespiti yapıyor:

“Hep bir roman yazmak istedin. Ama bir şey seni durdurdu.”

Belki daha önce denemişsinizdir, yalnızca birkaç sayfa yazıp, yazma heves ve isteğinizi kaybetmişsinizdir, çünkü;

“Hikayeniz sizi yeterince etkilemedi,
Engelleri nasıl aşacağını bilemedin,
Yazdıklarının yeterince iyi olmadığından/olmayacağından korktun
Fikirlerin tükendi ve sonrası için ne yapacağını bilemedin.”

Jenkins onlarca kitabı olmasına karşın kendisinin de her defasında aynı sorunlarla karşılaştığını belirterek bunları aşmak ve başarı olmak için bu kılavuzu hazırladığını belirtiyor.

“İlk taslağınızı bitirdiğinizi hayal edin. Daha da iyisi, bitmiş bir el yazması hayal edin. Ya da en iyisi, yeni yayınlanan bir kitabın kapağında adınız… Bu sizi heyecanlandırıyor mu?

Okuyuculardan, romanınızın hayatlarını değiştirdiğini, onlara yeni bir bakış açısı, yeni bir umut verdiğini söyleyen mektuplar hayal edin.

Diğer yazarlar bunları yapabiliyorsa, sen neden yapamıyorsun?”

Jenkins yazarlık sürecinde deneyimlediklerinden oluşturduğu kılavuzdan dileyen herkesin yararlanabileceğini söylüyor.

1. Adım: Başarılı olacak bir hikâye fikrini tespit edin.

  • Roman konseptiniz özel mi?
  • 75.000 ila 100.000 kelimeyi garanti edecek kadar büyük mü?
  • Okuyucuyu sonuna kadar tutacak kadar güçlü mü?

Çatışmalarla dolu bir hikâye ile başlayın.

“İlk romanım Margo’yu şu fikir üzerine kurdum: Bir yargıç, işlediği bir cinayetten dolayı bir adamı yargılar.”

Eğer birden çok fikriniz varsa sizde en çok merak ve heves uyandıran hangisi ise onunla başlayın. Böylece her gün yazmak konusunda motive olacaksınız.

Hikâye sizi öyle çok içine çekmeli ki, onu aklından çıkaramıyor olmalısın. Böyle bir fikir hayalini kurduğunuz romanı yazmanız için size ilham verebilir .

2. Adım: Yazım tarzınızı belirleyin.

Romanınızı yazmaya başlamadan önce her şeyin haritasını çıkarmayı tercih edebilirsiniz. Baştan sona karakterlerinizi ve onlara ne olduğunu bilmek istiyorsanız oluşturacağız ana hat ile çalışmaya başlayabilirsiniz.

Başka bir yöntem de bir kelime, cümle ve bir fikir ile başlar ve yazma sürecinin bir keşif süreci olarak başlatıp sürdürmeyi düşünüyorsanız bir anlamda hikayesine ortak olan serüvencisiniz.  Böylece, bir fikrin tohumuyla başlar ve bir keşif süreci olarak yazarsınız.

Roman yazmak deyince akla ilk gelen isimlerden Stephen King’in dediği gibi, ” Zor durumlara ilginç karakterler koyun ve ne olduğunu öğrenmek için yazın.”

Bu yaklaşımlardan biri veya diğeri size daha yakın gelecektir.

Ama, gerçekte, çoğu yazar ikisinden birden yararlanır ve böylece bir taslak ile öngörülebilir bir çalışmanın güveni, serüven ile özgürlük ihtiyacını karşılayabilir.

Bu nedenle, sizin için en uygun olanı yapın ve bu, iki yöntemden de yararlanmaktan da kaçınmayın

Ben iki yöntemi de kullanırım, ama asla nereye gittiğimi veya gideceğimi düşünmeden bir roman yazmaya başlamam.

3. Adım: Unutulmaz bir ana karakter yaratın.

En önemli karakteriniz, başrolünüz veya kahramanınız olarak da bilinen başkahramanınız olacaktır.

Bu ana karakter hikâyenin sonunda farklı, daha iyi veya daha kötü, daha güçlü veya daha zayıf bir insan olmalıdır. 

Çoğu roman için bu, dorukta ortaya çıkan potansiyel olarak kahramanca niteliklere sahip olması gerektiği anlamına gelir.

Okuyucuların karakter ile ilişki kurabilmesi için insani kusurlarının da sergilenmesi gerekir.

Bu nedenle, mükemmel/kusursuz bir karakter yaratma tuzağına düşmeyin. Kim mükemmellikle ilişki kurabilir ki?

Ayrıca, kahramanınız kadar zorlu ve çekici olması gereken bir düşmanınız ( kötü karakter olarak da bilinir) olacak. Sırf kötü karakter olduğu için kötü olmadığından emin olun. 

Kendisini değerli, gerçekçi ve akılda kalıcı bir düşman yapmak için yaptığı şeyi neden yaptığını -yalnızca kendi zihninde de olsa- gerekçelendirebilmelidir .

Ayrıca hikâyede karakterleri derinleştirebilmek için diğer karakterlere de ihtiyacınız olabilir.

Her karakter için şunu sorun:

  • Onlar kim?
  • Ne istiyorlar?
  • Neden istiyorlar?
  • Onları bundan ne veya kim alıkoyuyor?
  • Bu konuda ne yapacaklar?

Her karakter için farklı adlar (hatta farklı baş harfler) kullanın ve okuyucunuzun bunları karıştırmaması için birbirlerinden farklı görünmelerini ve seslerinin (üsluplarının) farklı olmasını sağlayın.

Kaç tanesini ve hangilerini hikâyenin başlangıcında tanıtacağınızı sınırlayın. 

Doğal olarak, baş karakteriniz dışsal bir sorunla karşı karşıya kalacaktır – bir arayış, bir meydan okuma, bir yolculuk, bir amaç… Ama aynı zamanda onu okuyucuyla gerçekten bağdaştırılabilir kılmak ve zihinde canlandırabilmek için iç kargaşayla da yüzleşmek zorundadır.

Kahramanca, yaratıcı, ahlaki açıdan doğru ve fiziksel olarak güçlü mü? Tabii ki. Ancak kahramanınız aynı zamanda korku, güvensizlik ve kendinden şüphe duymayla da yüzleşmelidir.

Ne kadar çok zorlukla karşılaşırsa, büyüme ve gelişme potansiyeli o kadar artar.

Gerçek hayatta olduğu gibi, zorluklar ne kadar zorsa, potansiyel dönüşüm de o kadar büyük olur.

4. Adım: Fikrinizi bir planla geliştirin.

Çok satan romancı Dean Koontz’un roman yazmak ile ilgili tavsiyelerine de kulak veririm:

  1. Ana karakterinizi mümkün olan en kısa sürede korkunç bir belaya sokun.
  2. Karakterinizin bu beladan kurtulmak için yaptığı her şey, durumu giderek daha da kötüleştiriyor…
  3. …ta ki durumu umutsuz görünene kadar.
  4. Son olarak, kahramanınızın korkunç beladan kurtulmaya çalışırken öğrendiği her şey, sonunda başarılı olmak için ihtiyaç duyduğu şeyi onun içinde inşa eder.

Yazma üzerine eğitim ve destek veren birçok uzman kendi hikâye yapıları ile ilgili farklı adlandırmalar yapsalar da, temel sıralama genellikle şu varyasyonları içerir:

  1. Olaylar dizisi için bir başlangıç
  2. Her şeyi değiştiren tetikleyici Olay
  3. Gerilim oluşturan bir dizi kriz
  4. Dönüm noktası
  5. Sonuç

Romanınızı nasıl kurgularsanız kurgulayın, öncelikli hedefiniz okuyucuları daha en başından yakalayıp asla bırakmamak olmalıdır.

5. Adım: Araştırma, araştırma, araştırma.

Kurgu, tanımı gereği uydurulmuş olsa da, başarılı olması için inandırıcı olması gerekirFantezilerin bile mantıklı olması gerekir.

Hikayenizi inanılmaz kılan hatalardan kaçınmak için mutlaka araştırma yapmalısınız.

Etkili araştırma, eserinizin özgünlüğüne de katkı sunacaktır.

Karakterim bir silah kullandığında, onunla ilgili öğrenebileceğim her şeyi öğreniyorum. Tabancaya tabanca olarak atıfta bulunursam veya kahramanım sadece 8 mermi tutan bir silahtan 12 mermi atarsa bu okuyuculara güven kaybettirecektir.

Doğru detaylar okuma hazzını artırır ve esere özgünlük katar.

Ayrıntıları yanlış anlatırsanız, okuyucunuz hikayenize olan güvenini ve ilgisini kaybeder.

Araştırma şartları:

  • Coğrafya ve kültürel normları doğrulamak ve ortama, döneme ve geleneklere uygun karakter adlarını bulmak için kaynaklardan yararlanın.

İşaret ve mimiklerin farklı toplumlarda farklı anlamlara gelebileceğini unutmayın.

  • Daha çok kaynaktan yararlanın. Yeterli materyallere sahip değilseniz, kütüphanelerden ve çevrimiçi kaynaklara erişmeyi deneyin. 
  • YouTube ve çevrimiçi arama motorları on binlerce sonuç verebilir. (Sadece tıklama tuzağı videolarına çekilip zaman kaybetmemeye dikkat edin.)
  • Romanınızı yazarken bir eş anlamlılar sözlüğü kullanın, ancak en yerel ifadeleri bulmak için değil. Çoğu zaman dilimin ucundaki o normal kelimeyi bulmak için bir eş anlamlılar sözlüğü kullanırım.
  • Uzmanlarla yüz yüze görüşmelerin yerini hiçbir şey tutamaz. İnsanlar işleri hakkında konuşmayı severler ve genellikle bu tür konuşmalar daha fazla hikâye fikrine yol açar.

Araştırma sürecini kısaltma kolaycılığına düşmeyin.

Okuyucular coğrafi, kültürel ve teknolojik hataları fark eder.

Bilimkurgu ya da fantastik okuyucular bile kurduğunuz dünyanın parametreleri içinde tutarlılık ve gerçekçilik beklerler.

Bir uyarı: Sadece araştırmanızı göstermek için, öğrendiğiniz tüm bilgilerle hikayenizi boğmayın. Yiyeceklere baharat eklediğiniz gibi ayrıntıları ekleyin. 

6. Adım: Bakış açınızı seçin.

Romanınızı yazdığınız bakış açısı karmaşık olabilir çünkü çok şey kapsıyordur. Roman yazmak yolunuzu netleştirerek anlaşılır ve akıcı kurgu için ona bağlı kalmanızı gerektirir.

Bakış Açınız, hangi sesi kullanacağınıza karar vermekten daha fazlasıdır: Birinci Tekil Şahıs (ben), İkinci Tekil Şahıs (siz) veya Üçüncü Tekil Şahıs (o).

Ayrıca, hikayenizin kamerası olarak hizmet eden bakış açısı karakterinizin kim olacağına karar vermeyi de içerir.

Temel kural, sahne başına bir ana karakterdir, ancak bölüm başına yalnızca bir tane ve ideal olarak roman başına bir tane tercih ederim.

Okuyucular hikayenizdeki her şeyi bu karakterin bakış açısından deneyimliyorlar.

Diğer karakterlerin bakış açısı ve iç seslerine girmemeli. Seçtiğiniz bakış açısı karakterinizin gördüğü, duyduğu, dokunduğu, kokladığı, tattığı ve düşündüğü tek şey iletebildiğinizdir.

Bazı yazarlar, bunun onları Birinci Şahısla sınırladığını düşünüyor, ama öyle değil. Çoğu roman Üçüncü Kişi olarak yazılmıştır.

Bu, her seferinde bir perspektif karakterle sınırlı olmak anlamına gelir ve bu karakter her sahnede en çok risk alan karakter olmalıdır.

Romanınızı Birinci Şahıs olarak yazmak, kendinizi bu tek perspektif karakterle sınırlandırmayı kolaylaştırır, ancak Üçüncü Şahıs en yaygın kullanılandır.

Bana sık sık diğer karakterlerin perspektif karakter olarak değiştirilmeden nasıl ortaya çıkarılabileceği veya geliştirilebileceği sorulur.

En çok satanların bunu nasıl yaptığını görmek için güncel popüler kurguyu okuyun.

(Bir örnek: Ana karakter, başka bir karakterin söylediklerini duyar, ses tonunu, ifadesini ve vücut dilini okur ve bir sonuca varır. Sonra o kişinin başka birine tamamen farklı bir şey söylediğini öğrenir ve yalan söylediğini kanıtlar.)

7. Adım: Hikâyenin ortasından başlayın.

Birinci sayfada okuyucunuzu kitabın içine çekmelisiniz. Okur kitabı okumaya devam ettikçe hem öncesine dair hem sonrasına dair bilgi ve gelişmeler ile durumu zaman içinde kavrayacaktır. Yeter ki başlangıç noktası okurun ilgisini çekmeye yetecek düzeyde kurgulansın.

Bu, mutlaka yüksek aksiyonlar anlamına gelmez. Okuyucunun hikâyenin içine girebilmesi için, çok fazla sahne ayarından ve betimlemeden kaçınmak ve bunun yerine iyi şeylere, yani hikayenin en önemli noktalarını göstermek bunun için yeterlidir.

İlk gençlik romanları yazan Les Edgerton yeni başlayan yazarların önce okuyucuya tüm arka planı açıklamak konusunda çok sabırsız davrandığı tespitini yapıyor. Yazarlara, hikayenize devam edin ve neler olup bittiğini anlamak için okuyucunuza güvenin tavsiyesinde bulunuyor.

Unutmayın, aslında her cümlenin, aslında her kelimenin amacı, okuyucuyu bir sonrakini okumaya ikna etmektir.

8. Adım: Okuyucunun zihnini harekete geçirin.

Sinemaseverler genellikle kitabı daha çok sevdiklerini söylemezler mi?

Nedeni açıktır: Bilgisayar tarafından üretilen tüm yüksek teknolojili görüntülerine rağmen, Hollywood okuyucunun zihninde oluşan tasavvurlar ile boy ölçüşemez.

Zihnimizde canlanan görüntüler, Hollywood’un üretebileceğinden çok daha yaratıcı ve dramatiktir.

Bir yazar olarak okuyucunun hayalinde canlandıracağını görmek ve onun zihninde bu canlandırmayı tetiklemektir.

Onlara zihinsel algılarını açarak hayal edebilecekleri kadar tasvir, bilgi verin. Kalanını okurun tamamlamasına izin verin.

9. Adım: Kahramanınızın dertlerini çoğaltın.

Sürükleyici bir giriş ile okuyucunuzun ilgisini yakaladınız ve kahramanınızın başını büyük belaya soktunuz.

Şimdi, bu korkunç beladan kurtulmak için yaptığı her şey, onu giderek daha da kötüleştirmelidir.

Amatör yazarlar genellikle kahramanlarının hayatını çok kolaylaştırır.

Özel dedektife güzel bir araba, harika bir silah, güzel bir kız arkadaş, lüks bir daire, gösterişli bir ofis ve zengin bir müşteri verirler. Bunun yerine, hayatını kolaylaştıran her şeyi altından çekip çıkarın.

Arabası bozulur, silahı çalınır, kız arkadaşı ayrılır, ev sahibi onu evinden atar eder, ofisi yakılır ve müşterisi iflas eder. Şimdi onu tehlikeli bir davaya itin.

Unutmayın; Çatışma, kurgunun motorudur.

Sorunu, onu çözmek için yaptığı her başarılı girişimde mantıksal olarak tırmanmalıdır.

Denemeler yoluyla büyüdüğünü, geliştiğini, değiştiğini, güçlendiğini ve becerilerine daha fazlasını eklediğini göreceksiniz.

10. Adım: Kahramanın içinde bulunduğu çıkmazın umutsuz görünmesini sağlayın.

Yazma atölyelerinde bununla ilgili bir çok önermeler geliştirilir.

Romancı Angela Hunt bunu “en kasvetli an” olarak tanımlar. Bu durumdan nasıl kurtulacağınızı bile merak ettiğiniz yer orası.

Baş karakteriniz için en kasvetli anı hayal edin. Bunu yapma yeteneğiniz sizi bir romancı yapabilir.

Bu çıkmazda kendinizi hayal edin ve kahramanınızın bir mola vermek, bir kaçış yolu bulmak veya bir mucize yaratmak için neler yapabildiğini keşfedin. 

“En kasvetli an”, kahramanınızı harekete geçmeye, engellerle dolu bir yüzleşmeye zorlanacağı sürecin başlangıcını, içinde bulunduğu durumun düzelemeyecek kadar kötü göründüğünü tasvir eder.

Durum ne kadar umutsuzsa, doruk noktanız ve bitişiniz de o kadar güçlü ve etkileyici olacaktır.

11. Adım: Çatışmayı ve hikayeyi bir zirveye taşıyın.

Hikayenizin en yüksek duygusal noktası olan nihai çözüm, kahramanınız şimdiye kadarki en zorlu sınavıyla karşı karşıya kaldığında gelir. Olasılıklar korkunç olmalı ve başarısızlık bir felaket anlamına gelmeli.

Örneğin Yıldız Savaşları: Yeni Bir Umut , Ölüm Yıldızı’nı yok etmek zorunda kalan isyancılarla doruğa ulaşır.

Okuyucunun size ve hikayenize bağlılıklarını ödüllendirin ve zihinlerinde yeni olasılıklar hayal etmelerine izin verin.

Ama unutmayın, zirve son değildir. Gerçek sonuç, gevşek uçları birbirine bağlar ve her şeyi bir perspektife sokar.

12. Adım: Başarılı bir son ile okuyucuyu güveninin karşılığını verin

Başarılı bir son:

  • Okuyucuyu kitaba zaman ayırdığı ve eseri okuduğu için memnun olmasını sağlamalı,
  • Konu ne olursa olsun her zaman okurun duygularını hedeflemeli,
  • Kahramanını son sözüne kadar sahnede tutabilmelidir.

Doruk noktaları çok dramatik olduğu için, sonlar çoğu zaman sönük kalabilir. Ancak bunun olmasına izin vermemek gerekir.

Sonun da yeterince kalıcı olmasını sağlamak için tekrar tekrar yazmaktan çekinmeyin.

Son sahne tiyatro perdesi indiğinde sizi ayakta alkışlayan izleyicilerin coşkusunu hissedeceğiniz sahne olmalı.

Roman mı Yazdınız? Eseriniz nasıl kitaplaşacak?

Yazdığınız kurgu eserlerin yayımlanması ile okufra ulaşma mümkün olacak. Bunun için kitap dosyanızı hazırlayarak yayınevine göndermeniz gerekiyor. Yayınevlerine dosya hazırlamak için “Yayınevlerine Kitap Dosya Gönderme Rehberi” makalesinden yararlanabilirsiniz.

Yayına hazırlık sürecinde de yazar olarak ihtiyaçlarınızı anlayacak ve karşılayacak doğru yayınevine ulaşmanız önemli.  Kitabın hazırlık sürecinden, basımına, basımından dağıtımına ve günümüz koşullarında görünür olmasını sağlayacak tüm reklam ve duyuru faaliyetlerine kadar sizi müşteri değil yazar olarak gören yayınevini tercih ederseniz, emeklerinizin karşılığını almak ve yeni eserler için gerekli motivasyonu yakalamanız mümkün olacaktır.

Bu kapsamda özellikle ilk kitaplar ve yazma cesaretini kitaba dönüştürmede yazarın yanında olacak bir dayanışma programı hazırlayan ARTE yayıncılık, “ilk yayınevim” projesi ile yeni yazarlara olanaklarını sunuyor.

İlk Yayınevim ARTE, 2022 yılında gönderilen dosyalardan seçilecek ilk 5 eser için %100 destek sunuyor. Yazar ve yazar adayları ise şuradan projeye başvurularını yapabilirler: Yazar Başvurusu

edebiyathaber.net

Yorum yapın